"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1883 E., 2023/2284 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ereğli(Konya) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/168 E., 2023/284 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ...'nun kardeşleri ile birlikte 2012 yılına kadar Ereğli'de çalıştığını, 2012 yılında işlerinin bozulması sonrası kardeşleri ile de arasının açıldığını ve Ereğli'yi terk ettiğini, işleri bozuluna kadar kazançlarını yatırdığı gayrimenkulleri olduğunu, müvekilinin kardeşleri ile arasının açık olması ve bir daha Ereğli'ye dönmeme kararında olması nedeniyle her ihtimale karşı yanında çalışan güvendiği davalı ...'e Konya Ereğili 1. Noterliğinin 21.01.2012 tarih 1128 yevmiye nolu işlemi ile sahibi ve hissedarı olduğu Konya ili, Ereğli ilçesi sınırları dahilinde bulunan bilumum gayrimenkullerindeki hak ve hisselerini satma yetkisi veren bir vekaletname verdiğini, vekaletnamenin Ereğli sınırları içindeki bütün gayrimenkulleri kapsadığını ve vekaletname ile işlem yapmaya uygun olacak yetkileri içerdiğini, müvekkilinin borçlarının büyük kısmını ödemiş olarak 9 yıl sonra Ereğli'ye döndüğünü, bu 9 yıllık süreçte vekalet verdiği ... ile herhangi bir gayrimenkul satışına dair bir görüşmesi olmadığını, bu nedenle söz konusu vekaletname ile herhangi bir işlem yapılmadığını sandığını, Ereğli'ye döndükten sonra ...'ın hiç arayıp sormaması ve maddi durumunun çok iyi olduğuna dair duyumlar alması üzerine e-Devlet üzerinden adına kayıtlı gayrimenkulleri kontrol ettiğini, 2022 Mart başında yaptığı sorgulamada adına kayıtlı gayrimenkulleri göremediğini, bunu üzerine tapudan araştırma yaptığını ve bu gayrimenkullerin, kendisi Ereğli'yi terk ettikten sonra, 2012 yılı Mayıs- Eylül ayları arasında ... tarafından vekaleten, rayiç bedellerin çok altında rakamlarla 3. kişilere devredildiğini öğrendiğini, bu kişilerin kendi kardeşleri, kardeşlerinin yanında çalışanlar veya ...'ın yakınları olduğunu, müvekkilinin ...'a vekalet vermesindeki amacın, gerektiğinde kendisi Ereğli'ye gelmek zorunda kalmadan satış işleminin yapılabilmesi olduğunu, vekalet özel yetki içermesine rağmen "bilumum gayrimenkuller" hakkında kapsamlı bir yetki verdiği için, bu yetkinin iyi niyetli olarak kullanıldığının, vekalet vereni zarara uğratacak şekilde kullanılmadığının vekil tarafından ispatlanması gerektiğini, bunun da ancak müvekkilinin bilgisi dahilinde satış yapılması halinde mümkün olabileceğini, halbuki bu satışlardan müvekkilinin hiç haberi olmadığını ve satış bedeli olarak kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, durumu soruşturduğunda, kardeşlerinin ve vekalet verdiği kişinin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla bu satış işlemlerini yaptıklarının söylendiğini, müvekkilimim bu gayeden ve yapılan satıştan haberi olmadığını, kendisine bilgi verilmeden yapılan bu işlemlerin iyi niyetli olmasının mümkün olmadığını, kendisine veya nam ve hesabına bu satışlardan kaynaklı herhangi bir bedel ödenmediğini, alacaklılardan mal kaçırma iddiasının sadece tarafların yakın çevreye karşı kendilerini masum gösterme gayesiyle uydurulduğunu ileri sürerek ... ada 10 parselde (Eski 474) kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, mümkün olmaması halinde bedelin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı, 15.06.2023 tarihli 8 inci celsede alınan beyanında; dava konusu taşınmazın bedelini aldığını, avukatı tarafından davanın yanlış açıldığını ve davasından feragat ettiğini belirterek davadan feragat etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, davalı ...'nun davacının kardeşi olduğunu, ...'ın ise davacının kardeşleri ...,...'nun hissedarı olduğu ... Hazır Beton Madencilik ve Petrol Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti.nin şirketin çalışanı olduğunu ve 2010 - 2018 yılları arasında şirketin resmi kurumlara ilişkin evrak takip işlerinde çalıştığını, davacı her ne kadar davalı ...'ın kendisinin yanında çalıştığını iddia etmiş ise de bu iddiasının doğru olmadığını, davacının Ereğli'de ticari faaliyette bulunmakta iken 2010 yılından itibaren işlerinin bozulmaya başladığını ve gerek bankalara gerekse 3. şahıslara borçlarını ödeyemez hale geldiğini, bu nedenle davacının ileride geri ödemek kaydı ile kardeşleri ...,...'dan kendisinin bankalara ve 3. şahıslara olan borçlarını ödemelerini istediğini, bunun üzerine davacının kardeşlerinin de davacının borçlarını ödemeye başladığını, işleri daha da bozulan davacının 2012 yılında Antalya'ya gitmeye karar verdiğini, yine kardeşleri müvekkili ...,...'dan kendisinin Ereğli'deki kalan bütün borçlarını ödemelerini, o güne kadar ödedikleri ve bundan sonra ödeyecekleri borçlara karşılık da iş bu davaya konu taşınmaz ile dava dışı taşınmazları almalarını istediğini, şayet ödenen miktarlar, taşınmazların değerinden fazla olur ise fazla ödenen miktarı, maddi durumu düzelince ödeyeceğini söylediğini, bu isteğin davacının kardeşleri tarafından kabul edilmesi üzerine, davacının, taşınmazların devrini gerçekleştirmesi için davalı ...'a taşınmazlarını satış yetkisini içeren vekaletname verdiğini ve akabinde hemen Antalya'ya gittiğini, davacının kardeşleri, abileri olan davacıya sırt çevirmediklerini bir taraftan kendi ticari faaliyetlerini sürdürmeye çalışırken diğer taraftan da davacının borçlarını ödemeye devam ettiklerini, davacının kardeşleri, davacının yeni borçlar edinmesi halinde zaten ipotekli bulunan bu taşınmazlar üzerine başkaca hacizler gelebilir endişesi ile bu taşınmazlara karşılık yaptıkları ve yapacakları ödemelerin boşa gitmemesi ve zarara uğramamak için ödeme durumuna göre taşınmazları ipotekli olarak kendileri ve güvendiği çalışanları adına devraldıklarını, dava konusu taşınmazın da ... adına devredildiğini, ancak davacının bunlarla yetinmediğini, paraya ihtiyaç duyduğu her durumda bu taşınmazları bahane ederek bu taşınmazlara karşılık para istediğini, bu nedenle söz konusu taşınmazlara karşılık davacının borçlarının ödenmiş olmasına rağmen yine bu taşınmazlara karşılık davacıya ödeme yaptıklarını, dava konusu taşınmazın müvekkili ... tarafından üzerindeki ipoteklerle devralındığını, davacının borçları ödenerek 25.09.2013 tarihinde ipoteğin terkininin sağlandığını, dava konusu taşınmazın bedelinin değerinden çok daha fazlasıyla ödendiğini, davacının işlerinin bozulması ve 2012 yılında Antalya'ya gitmesi, Antalya'ya giderken davalı ...'a vekalet vermesi hususları dışındaki diğer tüm anlatımlarının tamamen gerçek dışı olup iddialarına yasal zemin oluşturma ve hayatın olağan akışına aykırı durumları olağanlaştırma çabası ile hazırlandığını, açık ve net bir ifade ile haksız kazanç teminine yönelik, uydurulmuş beyanlar olduğunu, davacının hiçbir zaman kardeşleri ile birlikte çalışmadığını, davacının, Ereğli'de ... İnş. Malzemeleri Ltd.Şti. olarak, davacının kardeşleri ise ... Madencilik ve Petrol Ürünleri San. ve Tic.Ltd.Şti. olarak ticari faaliyetlerini sürdürdüklerini, davacının işleri bozulunca kardeşleri ile arasının açılması gibi bir durum asla olmadığını, maddi durumu iyi olmayan ve kardeşlerinden artık maddi menfaat temin edemeyeceğini anlayan davacının, bu nedenle kardeşlerine kızdığını ve haksız kazanç elde etmek için bu davayı açmakta da bir sakınca görmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 15.06.2023 tarihli celsede açık şekilde davasından feragat ettiği gerekçesiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin birçok taşınmazı satıldığı için taşınmazlarına ilişkin birden fazla dava ikame ettiğini, ancak ilerleyen aşamalarda taşınmazları karıştırdığını ve dava konusu taşınmazı sattığını fark ettiğini söyleyerek davasından feragat ettiğini, müvekkilinin aynı minvalde dört adet davası olduğunu, ilgili parsel numaralarını karıştırdığını düşündüklerini, bedelini aldığı parselin davaya konu taşınmaz değil diğer davalara konu olan taşınmazlara ilişkin olmasının muhtemel olduğunu, yine feragatin davanın usulden reddini gerektiren bir durum olduğunu, bu nedenle hükmedilecek vekalet ücretinin nispi değil maktu olması gerektiğini ancak İlk Derece Mahkemesince nispi vekalet ücretine hükmedildiğini, kararın bu yönüyle hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda davacı tarafın karar duruşmasında dava konusu taşınmaza ilişkin davadan feragati üzerine İlk Derece Mahkemesince davanın feragat nedeni ile reddine karar verildiği, istinaf dilekçesinde feragat beyanın hatalı olarak verildiğine ilişkin somut beyanın olmadığı, İlk Derece Mahkemesince davalılar yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili süresi içinde temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 307, 309 ve 310 uncu maddeleri ile AAÜT'nin 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...