Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1073 E. 2025/1836 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Gaipliğine karar verilen kişinin taşınmazının Hazineye geçirilmesi talebi üzerine açılan davada, taşınmaz üzerinde vakıf şerhi olması nedeniyle tapu kaydının Hazine adına mı yoksa vakıf adına mı tescil edileceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmaz üzerindeki vakıf şerhi nedeniyle tapu kaydının vakıf adına tesciline karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunmuş, ancak karar başlığındaki davacı hatalı gösterimi, hükümdeki parsel numarası hatası ve yargılama giderlerine ilişkin hususlar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/501 E., 2023/632 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; İzmir ili Konak ilçesi ... Mahallesinin 1615 ada 19 parsel sayılı taşınmazın ... oğlu ... adına kayıtlı olduğunu, İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/76 Esas, 345 Karar sayılı kararı ile İzmir Defterdarının kayyım tayin edildiğini, söz konusu taşınmazın depo olarak kiraya verilmek suretiyle kullanıldığını, 10 yıllık kayyım ile idare süresinin dolduğunu, hiç bir hak sahibinin ortaya çıkmadığını ileri sürerek Medeni Kanun'un 588. maddesi uyarınca taşınmaz maliki Mehmed oğlu ...'in gaipliğine, taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, taşınmazdan elde edilen 2.089,74 TL’nin Hazineye devrine karar verilmesini istemiştir.

Davaya Asli Müdahil olmak isteyen Vakıflar Genel Müdürlüğüne izafeten İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü vekili 15.04.2011 tarihli dilekçe ile; davaya konu taşınmazın tapu kaydında "Zemini Kadı İlyas Bey Vakfından Mukataalı" şerhinin bulunduğunu, vakfın sahih mazbut bir vakıf olduğunu, Hazinenin mirasçılık durumunun söz konusu olamayacağını, icareteynli ve mukataalı vakfın asıl malikinin mutasarrıfı olmayıp vakıf tüzel kişi olduğunu belirtip vakfının hakkının saptanmasını, asli müdahale talebinin kabulünü talep etmiş, başvuru harcı yatırılması üzerine Mahkemece 13.10.2021 tarihli duruşmada asli müdahale talebinin kabulüne karar verilmiş, 05.07.2012 tarihli duruşmada ise Vakıflar Genel Müdürlüğünce harç ikmali yapılmadığından asli müdahalede bulunulması için verilen dilekçenin işleme tabi tutulmamasına, asli müdahale isteminde bulunulmamış sayılmasına karar verilmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... İzmir Defterdarlığı vekili davaya diyeceği olmadığını bildirmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.07.2012 tarihli ve 2010/262 Esas, 2012/282 Karar sayılı kararıyla; ara kararı ile Vakıflar Genel Müdürlüğünün asli müdahalede bulunmamış sayılmasına, Hazinenin tapu iptali ve tescil talebinin reddine, taşınmazın mutasarrıfı ... oğlu ...'in gaipliğine ve Türkiye ... Konak Şubesinin AK 002785 nolu vadeli hesabında bulunan 2.089,74 TL’nin ödeme tarihine kadar birikmiş miktarı dahil tamamının davacı Hazineye ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine, davalı ... ve asli müdahil olmak isteyen Vakıflar İdaresi tarafından yasal süre içerisinde temyiz isteminde bulunulması üzerine, Dairenin 20.02.2013 tarihli ve 2012/15060 Esas, 2013/3896 Karar sayılı kararıyla; müdahil vekiline, katılmadığı 20.04.2012 tarihli celsede harç ikmali için verilen süre "kesin süre" olmadığı, hangi miktar üzerinden ne kadar harç yatırılacağı açıkça belirtilmediği ve verilen süre içerisinde yerine getirilmemesinin sonuçları anlatılıp davacı vekili uyarılmadığı, uyarılı bir tebligat yapılmadığı, bu gereğe uygun olmayan dava hakkını kısıtlar biçimde müdahale isteminin kabul edilmemiş olmasının doğru olmadığı belirtilerek müdahale isteyen vekiline Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Harçlar Kanunu hükümleri göz önünde tutularak (1/4) peşin harcın tamamlanması için kesin süre verilmesi, kesin süreye uyulmaması halinde gerekli karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak 2013/330 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılamada; 14.10.2014 tarihli duruşmada asli müdahilin davasının tefrikine karar verilerek eldeki dosya esasına kaydı yapıldığı, Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, alınan bilirkişi raporu kapsamında davacı Hazinenin davasının reddi ile asli müdahilin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine, taşınmazın tapu kaydının iptali ile “Kadı İlyas Bey Vakfı" adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; eksik araştırma ile karar verildiğini, mirasçı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, tapu iptali-tescil ve biriken paranın ödenmesi talebinin reddi gerektiğini belirtmiştir.

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; vakfın vakfiyesinin getirilip incelenmesi gerektiğini, sadece vakıf şerhi olmasının yeterli olmadığını, vakfın niteliğinin vakıf konusunda uzman heyetçe belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Asli müdahil ... vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; davalı yasal hasım olduğundan vekalet ücreti takdir edilememesinin hatalı olduğunu, vekalet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, 5737 sayılı Kanun’un 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğinden, 1615 ada 19 parsel sayılı 57,50m2 miktarlı kargir ev nitelikli taşınmazın 01.06.1937 tarihli kadastro işlemi ile Mehmed oğlu ... adına tescil edildiği, taşınmazda “zemini:Kadı İlyas Vakfından mukataalı” şerhi bulunduğu, 19.09.2008 tarihli imar işlemi ile 11162 ada 1 parsel sayılı 1.057m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazda 37/1057 payın Mehmed oğlu ... adına tescil edildiği, vakıf şerhinin aynı şekilde yer aldığı anlaşılmaktadır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalıların temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak, İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/330 Esas sayılı davacı Hazine tarafından davalı ... aleyhine açılan Türk Medeni Kanunu'nun 588. maddesine dayalı gaiplik, tescil ve taşınmazdan elde edilen kira gelirlerinin Hazine adına irat kaydı isteğine ilişkin davaya ... tarafından asli müdahil dilekçesi verilmek suretiyle katılındığı, asli müdahilin davasında davalıların Hazine ve kayyım İzmir Defterdarı olduğu, davacı Hazinenin, Mahkemenin 14.10.2014 tarih 2013/330 Esas, 2014/568 Karar sayılı kararı ile davasının reddine karar verildiği, kararın deracaattan geçerek 04.12.2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davada Hazinenin davacı değil davalı konumunda olup karar başlığında davacı olarak yazılmasının doğru olmadığı, bu hususun mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğu gözetilerek değinilmekle yetinilmiş olup Hazinenin davası yönünden tapu iptali ve tescil talebinin reddine şeklinde hüküm tesisi isabetsiz olmuştur.

Öte yandan; dava konusu 1615 ada 19 parsel sayılı taşınmazın imarla 11162 ada 1 parsel sayılı taşınmaza gittiği ve bu parselin 37/1057 payı Mehmed oğlu ... adına kayıtlı olduğu halde, infazda tereddüt oluşturacak biçimde kaydı kapanan eski parsel numarası üzerinden hüküm kurulması da doğru değildir.

Diğer taraftan; harç kamu düzenine ilişkin olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Hukuk Genel Kurulunun 12.04.2017 tarihli ve 2017/1-1201 Esas, 2017/1-716 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, mahkeme kararıyla kayyım olarak atanan ve gaip kişi adına yaptığı iş ve işlemler nedeniyle 3561 sayılı Kanun kapsamında yönetim kayyımı olan defterdar burada Hazineyi temsil etmemekte, aksine kayyımlık görevi gereği gaip kişinin anılan taşınmazdaki hak ve menfaatlerini korumakta olup taşıdığı kayyımlık sıfatı ile 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muaf olmadığı gibi, aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilebileceğinden, eldeki davada davalının yasal hasım olduğundan bahisle harç ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığına ilişkin karar verilmesi doğru değildir.

Ne var ki; değinilen hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hükmün bu kısımlarının düzeltilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı Hazine ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının reddine, davacı müdahil ... vekilinin değinilen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile,

Hükmün (1.) bendinin hükümden tamamen çıkarılmasına,

Hükmün (2.) bendinde yer alan “1615 ada 19 parsel sayılı taşınmazın Mehmed oğlu ... adına olan kaydının iptali ile taşınmazın” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine “11162 ada 1 parsel sayılı taşınmazda Mehmed oğlu ... adına kayıtlı 37/1057 payın iptali ile aynı payın” ibaresinin yazılmasına,

Hükmün (3.) bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine “Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 2.527,47 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta peşin alınan 18,40 TL peşin harç ile 631,87 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.877,20 TL nispi karar ve ilam harcının davalı kayyımdan alınarak Hazineye irad kaydına” cümlesinin yazılmasına,

Hükmün (4.) bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine “Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 13/1. maddesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...’ne ödenmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Kanun’un 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Temyiz peşin harcın istek halinde davalı ... ve asli müdahil Vakıflar Genel Müdürlüğüne geri verilmesine,

Davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

09.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.