"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/247 E., 2023/319 K.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma isteğinin değerden reddine karar verilip; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacıların murisi ...’nun (...) maliki olduğu taşınmazını 31.07.1984 tarihinde torunu olan davalıya mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak satış suretiyle devrettiğini, taşınmazın imar uygulaması sonucu 763 ada 2, 3, 4, 5 ve 9 parsellere gittiğini, murisin taşınmazını satmasını gerektirir bir durum bulunmadığını, oldukça varlıklı bir kişi olduğunu, temlik tarihinde davalının dava konusu taşınmazı satın alabilecek ekonomik gücü bulunmadığını, satış bedelinin ödenmediğini, murisin oğlu dava dışı ... tarafından aynı iddia ile 18.09.1998 tarihinde dava açıldığını, 28.03.2013 tarihinde davanın kabulüne karar verildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; murisin terekesinde çok sayıda taşınmaz bulunduğunu, murisin tedavisi için taşınmazını satmaya karar verdiğini, davalının taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, iddianın doğru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 01.12.2014 tarih, 2014/485 Esas, 2014/681 Karar sayılı kararı ile derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 16.10.2017 tarih, 2015/3622 Esas, 2017/5413 Karar sayılı kararı ile; Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin davacıları ... ... mirasçıları ... ... (...), ... ..., ... ..., davalısı ... olan 2004/20 Esas ve 2013 /331 Karar sayılı dosyasında verilen kararın eldeki davadan önce açılmakla birlikte kesinleşmediği, eldeki davada aynı davalı aleyhine miras bırakan ...'nun (...) mirasçıları oldukları iddiasıyla dava açan davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ... davacı mirasçıların kendi miras payları oranında aynı konuya ilişkin dava açtıkları, her iki dosyada davacıların farklı oldukları, derdest davanın varlığından söz edilemeyeceği gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; aynı taşınmazlar yönünden murisin başkaca mirasçıları tarafından davalı ...'a yönelik açılan tapu iptal ve tescil davasında Milas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/682 Esas, 2015/1268 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın Dairenin 20.02.2019 tarihli 2016/4936 Esas, 2019/1126 Karar sayılı karar ile onanarak kesinleştiği, anılan kararın eldeki dava yönünden güçlü delil olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyaya sundukları cevap ve beyan dilekçelerinin dikkate alınmadığını, kararın gerekçesiz olduğunu, murisin temlikteki amacının irdelenmediğini, minnet duygusu ile hareket ettiğinin göz ardı edildiğini, denkleştirme yapılıp yapılmadığının da araştırılmadığını, Milas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/682 Esas, 2015/1268 Karar sayılı kararının güçlü delil olarak kabul edilemeyeceğini, dava tarihi itibariyle aradan geçen sürenin de dikkate alınması gerektiğini, dava konusu taşınmazın murisin terekesine göre değerinin çok düşük olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ...’nun (...) 11.07.1998 tarihinde öldüğü, geride 2012 yılında ölen kızı Ummuhan’ın çocukları olan davacılar ..., ..., ... ve ..., 1979 yılında ölen kızı ...’nin çocuğu davacı ..., 1984 yılında ölen kızı ...’un mirasçısı davacı ..., 2018 yılında ölen kızı ...’in çocukları dava dışı ... ve davalı ... ile 2002 yılında ölen dava dışı oğlu ...’nin çocukları dava dışı ..., ... ve ...’nın mirasçı olarak kaldıkları; murisin, kök 72 ada 7 parsel sayılı taşınmazını 31.07.1984 tarihinde torunu olan davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, 25.08.1995 tarihinde yapılan imar uygulaması sonucunda taşınmazın dava konusu 763 ada 2, 3, 4, 5 ve 9 parsellere gittiği, anılan taşınmazların arsa vasfı ile davalı adına kayıtlı oldukları, mirasçılardan ... tarafından eldeki davaya konu taşınmazlara yönelik muris muvazaası iddiasına dayalı olarak açılan davada Milas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/682 Esas, 2015/1268 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın Dairenin 20.02.2019 tarihli 2016/4936 Esas, 2019/1126 Karar sayılı karar ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Ancak, harç hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerekmekte olup dava konusu taşınmazın kabul edilen davacıların miras payına isabet eden değeri üzerinden karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, fazla karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki, anılan hususun giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un 438/7 hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
Kamu düzeni gereğince ve re'sen Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendi hükümden çıkartılarak yerine (4) numaralı bent olarak “Alınması gerekli 15.588,28 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 751,45 TL ile 4.119,96 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 10.716,87 TL'nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
14.04.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.