"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/45 E., 2023/214 K.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili; Kahramanmaraş ili, ... ilçesi, .... Mahallesi çalışma alanında bulunan, sınırları dava dilekçesinde belirtilen ve içerisinde davacıya ait ev bulunan yaklaşık 800 m² taşınmazın 40 yılı aşkın süredir davacı tarafından kullanıldığını, özel mülkiyete elverişli olduğunu ileri sürerek davaya konu taşınmaz bölümünün davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Bozma ilamından sonra davaya dahil edilen Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın .... sınırları içerisinde kalması nedeniyle yetki ve sorumluluğun ilçe belediyesine ait olduğunu, Büyükşehir Belediyesinin husumet ehliyeti bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.04.2015 tarihli ve 2014/289 Esas 2015/281 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 28.03.2022 tarihli ve 2021/4353 Esas 2022/2516 Karar sayılı kararıyla TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca yasal hasım konumundaki tüzel kişilerden Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığının davada taraf olması gerektiğinin gözden kaçırıldığı, Mahkemece taraf teşkili sağlandıktan sonra deliller toplanarak karar verilmesi gerektiği ve bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın orman ile ilgisinin bulunmadığı, mera veya köylünün ortak kullanımına ayrılan yerlerden olmadığı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmaz üzerinde davacının 20-30 yıldan beri zilyetliğinin bulunduğunu beyan ettiği, taşınmazın tespit harici bırakılan yer iken davacı tarafından imar-ihya edilerek ev ve bahçe haline dönüştürüldüğü ve 20 yıldan fazla bir süredir kullanıldığı, yasal koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 26.12.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda sarı renge boyalı 656,36 m²’lik ev ve bahçe niteliğindeki taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşlarının 20'den az olduğunu, taşınmazın davacı tarafından imar-ihya edilip edilmediğinin açıklığa kavuşturulmadığını, bilirkişi raporlarının yetersiz ve çelişkili olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
Şöyle ki, 2008 yılında açılan davada mahallinde 2014 yılında yapılan keşifte taşınmaz hakkında bilgilerine başvurmak üzere yerel bilirkişiler hazır edilmemiş, yalnızca köy muhtarının beyanına başvurulmuş, 1976 doğumlu köy muhtarı, davacının taşınmazdaki evi 2-3 yıl önce yaptığını, öncesinde burada bulunan harabe evin kime ait olduğunu bilmediğini, davacının 20-30 yıl önce yurt dışına yerleştiğini, köye sadece yaz mevsimlerinde gelerek bu evi yazlık olarak değerlendirdiğini beyan etmiştir. Bu haliyle davaya konu taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında maddi olaylara dayalı ve aydınlatıcı yeterli beyan alınmadığı ortadadır. Öte yandan, keşif tutanağındaki hakim gözleminde taşınmaz üzerine yeni sayılabilecek yapı ve 2 dut ağacı olduğu belirtilmiş, ziraat bilirkişisi raporunda ise keşif tarihinde en yaşlısı 25-30 yaşında bulunan 33 adet meyve ağacı tespit edilmiş, dosyaya taşınmazın bir kısmını gösterir fotoğraflar sunulmuş, taşınmazın bir bölümünde sebze tarımı yapıldığı, 35-40 yıldır tarım yapıldığı belirtilmiştir. Rapor içeriğindeki fotoğraflarla hakim gözleminin uyumsuz olduğu anlaşıldığı gibi, taşınmazın bir bölümünün betonla kaplı olduğu, dosyaya yansıyan tüm bilgilere göre fen bilirkişi raporunun taşınmazın ev, ağaçlar, beton ve sebze ekilen kısımdan oluşan bölümleri keşfi takip etmeye imkan tanır şekilde göstermekten uzak olduğu anlaşılmıştır. Diğer taraftan, dava tarihi olan 2008 yılından önce imar-ihyanın tamamlanma tarihinden itibaren en az 20 yıl süreyle kanunda aranan koşullarla zilyetliğin gerektiği gözetildiğinde davacının zilyetliğinin en geç 1988 yılına uzanması gerekmekte iken ziraat bilirkişi raporunda yer verilen ağaçların yaşları bu tarih için yeterli değildir. Yine fen ve orman bilirkişileri tarafından hava fotoğrafları incelenerek 1985 yılında taşınmazda ev ve meyve ağaçlarının bulunduğu tespitine yer verilmiş ise de bu tarihte taşınmaz üzerinde ziraat bilirkişi raporunda belirtilen yalnızca 2 dut ağacının bulunabileceği, öncesinde başka ağaçlar var ise bunların konumu ve sayısının belirlenmediği, keşif tarihinde 4-5 yaşında olduğu belirlenen ev ile hava fotoğrafındaki evin aynı olamayacağı anlaşılmıştır. Hava fotoğraflarının stereoskopik olarak incelendiği belirtilmiş ise de tek resimden ibaret fotoğraflar üzerinde inceleme yapılmış olup daha doğru ve aydınlatıcı tespitlerin yapılabilmesi için ardışık bindirmeli hava fotoğrafı ile çift resim incelemesi yapılması gerekmektedir. Son olarak, Kadastro Müdürlüğünden gönderilen yazı cevabında davaya konu yerin köy boşluğu vasfıyla tespit harici bırakıldığı bildirilmiş ise de teknik bilirkişi raporunda fundalık olarak bırakıldığı tespitine yer verilmiş, taşınmazın öncesinde ne olduğu aydınlatılmamış, komşu taşınmazların tutanak ve dayanakları getirtilerek uygulanmamış, taşınmazın imar planında olup olmadığı araştırılmamış, teknik bilirkişi raporu ek yapılarak ilgili Tapu Müdürlüğünden taşınmazın davadan sonra tapulanıp tapulanmadığı sorulmamıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle ilgili Tapu ve Kadastro Müdürlüğünden davaya konu taşınmazın komşu taşınmazlarının tutanak ve dayanakları getirtilmeli, dosyada bulunan teknik bilirkişi raporu ek yapılarak taşınmazın tapulu alana tekabül edip etmediği, dava tarihinden sonra tapu kapsamına alınıp alınmadığı sorulmalı, tesis kadastro paftası getirtilerek taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı aydınlatılmalı, il ve ilçe belediyelerinden taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı, imar planı kapsamında ise ilk olarak imar planı kapsamına alınma tarihinin ne olduğu sorulmalı, Harita Genel Müdürlüğünden dava tarihinden 10-15-20-25 yıl önceki ardışık hava fotoğrafları getirtilmeli, daha sonra jeodezi-fotogrametri mühendisi bilirkişisi, ziraatçi bilirkişi ve fen bilirkişisi ile yerel bilirkişilerin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve yerel bilirkişilerden çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmeli, ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, taşınmazın hangi bölümünde ne şekilde tasarruf edildiğini açıklayan somut verilere dayalı ve taşınmazın fotoğraflarını da içeren rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden çekişmeli taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle haritaların ait oldukları yıllara göre taşınmazın niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın hangi bölümünde ne şekilde tasarruf edildiğini belirten rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan veren, varsa komşu taşınmazların dayanak kayıtlarını uygulayan şekilde krokili rapor alınmalı, yerel bilirkişi ifadeleri bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren Pazarcık 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
08.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.