Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1228 E. 2024/3031 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera olarak tescil edilen taşınmazlar üzerindeki zilyetlik iddiasına dayalı olarak açılan mera sınırlandırmasının iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2207 E., 2023/2329 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Emirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/263 E., 2020/215 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi zilyetliğe dayalı mera sınırlandırmasının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Afyonkarahisar ili, Emirdağ ilçesi, ... köyünde kain 133 ada 69 ve 74 parsel sayılı taşınmazların davacılara ait olduğunu, davacıların bu taşınmazları 100 yıla yakın ekip biçmek suretiyle imar ihya ettiklerini, kadastro tutanaklarında da taşınmazların maliklerinin ... ailesi olduğunun yazdığını, davacıların evlendiklerinde bu taşınmaza geldiklerini, şu anda ayrı olduklarını, davacı ...'in gidecek yeri olmadığından hala dava konusu yerde ikamet ettiğini, taşınmazın bir kısmının da ... Kantar tarafından davacı ...'e bağışlandığını, ancak hatalı kadastro tespiti sırasında taşınmazlarının davalı ... adına mera olarak sınırlandırıldığını ileri sürerek 133 ada 69 ve 74 parsel sayılı taşınmazların mera sınırlandırmasının iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların mera olarak kaydedildiğini, kadastro tespitinin bilirkişiler beyanı ile de teyit edilmiş olduğunu, meraların Devletin hüüm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup imar-ihya ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2020 tarihli ve 2019/263 Esas, 2020/215 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 69 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosunun 27.01.1999 tarihinde, 74 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosunun ise 30.12.1998 tarihinde yapıldığını, her iki tespitin de itiraz edilmeksizin 31.05.1999 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 09.10.2019 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların hiç bir zaman mera olarak kullanılmadığını, aksine davacılar tarafından imar ihya edildiğini, tarla olarak kullanıldığını, hatalı tespit sonucu dava konusu taşınmazların kadim mera vasfına çevrilmesinin hatalı olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinde herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı öngörülmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.12.2023 tarihli ve 2023/2207 Esas, 2023/2329 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazlara ilişkin kadastro tespitinin 31.05.1999 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 09.10.2019 tarihinde açıldığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların kadim mera statüsünde olmayıp kadastro sonrasında mera vasfını kazandığını, uzun yıllardır davacıların ailesinin fiili hakimiyetinde olduğunu, taşınmazların davacıların hayvancılık yapabilmesi için zorunlu olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayalı mera sınırlandırmasının iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri,

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 14 üncü ve 17 nci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi,

3. 3402 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Afyonkarahisar ili, Emirdağ ilçesi, ... köyünde kain 133 ada 69 parsel sayılı taşınmazın evveliyatının mera olduğu sebebiyle, ... oğlu ... tarafından 1983 yılında ahır ve iki katlı kargir ev yapılmak suretiyle kullanıldığı, 1988 yılında ... oğulları ..., ... ve ...'a 1.000.000 TL bedelle haricen satılarak zilyetliğinin devredildiği ve hâlen bu kişilerin kullanımında olduğu, ancak taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle iktisap edilemeyeceği belirtilmek suretiyle 27.01.1999 tarihinde senetsizden 3.293,98 m2 yüz ölçümüyle kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırıldığı, diğer 74 parsel sayılı taşınmazın da ... köyü halkının kullanımında olması sebebiyle, 30.12.1998 tarihinde senetsizden 2.098.306,24 m2 yüz ölçümüyle kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırıldığı, her iki taşınmaza ait sınırlandırmanın itiraz edilmeksizin 31.05.1999 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, 31.05.1999 tarihi ile davanın açıldığı 09.10.2019 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Emirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

29.04.2024 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.