"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1429 E., 2023/1532 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/197 E., 2020/800 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava dilekçesine ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 349 parsel sayılı taşınmazda kalan yaklaşık 84 dönümlük yerin davacıya ait olduğunu, bu bölümün davacı tarafından imar-ihya edilerek çekişmesiz ve aralıksız en az 30 yıldır malik sıfatı ile zilyet edinildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu edilen yerin öncesinde mera vasfında olması nedeni ile özel mülkiyete konu teşkil edilemeyeceğini ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen toplam 80.089,80 m2'lik taşınmazın dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süredir davacının malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğu, imar-ihya ettiği, 20 yıldan uzun bir süredir tarım arazisi olarak kullandığı, imar-ihyasının tamamlandığı gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulüne, dava konusu 349 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi tarafından hazırlanan 03.03.2020 tarihli ek rapor ve eki haritada (A) harfi ile gösterilen toplam 80.089,80 metrekarelik taşınmazın tapu kaydının iptali ile tarla vasfı ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmaz bölümü üzerinde tapu kaydının oluştuğu 2013 yılına kadar imar-ihya nedeniyle ekonomik amaca uygun kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanım koşullarının davacı yararına oluştuğu ve davanın tapu iptali-tescil davası olması ve Hazinenin tapu maliki olması nedeniyle davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda imar-ihyanın başladığı ve tamamlandığı tarihin açıkça belirtilmediğini, imar-ihyanın ne surette yapıldığı hakkında ayrıntılı bir rapor hazırlamadığını, taşınmazın kültür arazisi haline getirilmediğini, tapulu taşınmazın zilyetlikle kazanılmayacağını, eksik inceleme yapıldığını, imar-ihya ve zilyetliğe dayalı davalarda davacı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilemeyeceğini, Hazinenin yasal hasım olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, ihdasen Hazine adına oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1961 yılında Şanlıurfa ili, Karaköprü ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışması sırasında taşınmaz taşlık olması nedeniyle tescil harici bırakılmış, daha sonra 14.01.2013 tarihinde 332 parsel sayısı ve hali arazi vasfıyla Hazine adına tapuya idari yoldan tescil edildikten sonra hükmen ifraz edilerek 349 parsel sayısını almıştır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.