"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1304 E., 2023/1889 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Demre Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/284 E., 2022/52 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; murisi ... ...'ın muvazaalı olarak oğlu olan davalıya devrettiği taşınmazları ile ilgili olarak bir kısım mirasçıların daha önce dava açtıklarını, Demre Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/29 Esas, 2011/164 Karar sayılı kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, aradan geçen zamanda murisin eşi ... ...'ın da öldüğünü, buna göre kök muris baba ... ...'dan 6/64 miras payı ve muris anne ...'ye düşen 16/64 miras payından 1/5 payı bulunduğunu ileri sürerek halen davalı adına kayıtlı 83 ve 418 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu kayıtlarının iptali ile miras payı (annesinden gelecek pay ile birlikte) oranında adına tesciline, davalı tarafından devredilen 80 ve 4146 parsel sayılı taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden miras payı (annesinden gelecek pay ile birlikte) oranında tazminatın yasal faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince ilk kararda; Demre Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/29 Esas sayılı dosyasında, muris muvaazasına dayanan tapu iptal-tescil ve tazminat davasının kabulüne karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2013/1422-1336 Esas-Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, anılan kesinleşmiş ilamın eldeki davada dava konusu taşınmazlar yönünden de kesin delil teşkil edeceği, davacının davasında haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararın taraf vekillerince istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ilk kararda; davacının hissesine düşen değer üzerinden eksik peşin harç tamamlanmadan davaya devam edildiği, dava konusu 83 ve 418 parseller yönünden infazda tereddüt hasıl olacak şekilde tapu iptal-tescil kararı verildiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK'nın 353/1/a-4 ve 6 hükmü gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karar üzerine İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ikinci kararı ile; Demre Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşmiş ilamının dava konusu taşınmazlar yönünden de kesin delil teşkil edeceği, davacının davasında haklı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Demre Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/29 Esas, 2011/164 Karar sayılı dosyasında eldeki davaya konu 83 418, 80 ve 4146 parsel sayılı taşınmazların muris ... tarafından muvazaalı olarak devredildiği hususunun tespit olunduğu, kesinleşen muvazaaya ilişkin mahkeme kararının, eldeki dosyada muris muvazaası için güçlü delil niteliğinde olduğu, davalı adına kayıtlı taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil, devrolunan taşınmazlar yönünden tazminat ödenmesi yönünde verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, sonradan edinilen bilgiye göre Demre Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/135 E., 2015/101 K. sayılı dosyası kesinleştikten sonra dilekçe ekinde sunulan 25.06.2009 tarihli protokolün bulunması neticesinde Demre Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/190 E. sayılı dosyası ile 448 parsele yönelik, "yargılamanın yenilenmesi, mümkün olmadığı taktirde yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davası" açıldığını, davanın "bekletici mesele" yapılması gerektiğini, davalı ile davacının 25.06.2009 tarihli protokole istinaden sözlü olarak anlaştıklarını, anlaşmaya göre davacının eldeki davada dava konusu taşınmazlardan, davalının da 448 parsel sayılı taşınmazdan talepte bulunmayacaklarını, ancak protokolün kaybolması nedeniyle davacı tarafın bu durumu fırsat bilerek haksız davaları açtığını, davanın iyiniyet kurallarına aykırı olarak açıldığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali- tescil ve tazminat istemlerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ... ...'ın 12.12.2009 tarihinde ölümü ile geride mirasçıları olarak davacı kızı ..., davalı oğlu ..., dava dışı eşi ..., çocukları ..., ..., ..., ... ve ... ile torunları ... ve ... kaldıkları, ... de 02.09.2014 tarihinde ölümü ile ..., ..., ..., ... ve ... mirasçı olarak kaldığı, muris ...'ın dava konusu 80 ve 4146 parsel sayılı taşınmazlarını 25.05.1990 tarihinde; 418 parsel sayılı taşınmazını da 03.10.1989 tarihinde satış suretiyle davalı oğlu ...'e devrettiği, ...'in ise 80 parsel sayılı taşınmazı 16.05.2007 tarihinde dava dışı ...'e, 4146 parsel sayılı taşınmazı 07.09.2001 tarihinde dava dışı ...'ya temlik ettiği, yine murisin 83 parsel sayılı taşınmazını ise 04.03.1992 tarihinde dava dışı ...'a, ...'in de taşınmazdaki 1/2 payı 30.09.1993 tarihinde satış suretiyle davalı ...'e devrettiği anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 37.326,06 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.