"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/315 E., 2023/469 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; mirasbırakan ...'nın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 18 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölümü davalı oğlu ...'ya, aynı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümü davalı kızı ....’a satış suretiyle devrettiğini, 808, 1070 ve 1082 parsel sayılı taşınmazlarını da kadastro çalışmaları esnasında davalı eşi ... adına tescil ettirdiğini, davalılardan ...’ın mirasbırakanın ölümünden 6 ay önce taşınmazı devraldığını ve devir zamanında mirasbırakan rahatsız olduğundan yapılan işlemlerin tümüyle batıl olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında talebini bedele hasretmiş, 808, 1070 ve 1082 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davayı atiye terk ettiğini bildirmiş, aşamada ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; dava konusu parseldeki 1, 2 ve 3 nolu bölümlerin davacıya, 5 nolu bölümün de davalı ...’e devredildiğini, 10 ve 7 nolu bağımsız bölümlerde malik olmadıklarını, mirasbırakanın mal kaçırmak kastıyla tasarrufta bulunmadığını, kadastro tespiti ile davalı ... adına tescil edilen taşınmazların mirasbırakanla bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.11.2015 tarihli ve 2014/343 Esas, 2015/749 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 18 parsel sayılı taşınmazdaki 7 ve 10 numaralı bağımsız bölümler yönünden mirasbırakanın paylaştırma iradesiyle temlikleri yaptığı gerekçesiyle davanın reddine, 808, 1070 ve 1082 parsel sayılı taşınmazlar bakımından dava takipsiz bırakıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 16.01.2019 tarihli ve 2016/3185 Esas, 2019/191 Karar sayılı kararı ile; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre davada, muris muvazaası yanında davalı ...’a temlik edildiği ileri sürülen 10 nolu bölüm yönünden ehliyetsizlik iddiasına da dayanıldığı, Mahkemece hüküm kurmaya yeterli inceleme yapılmadığı, Mahkemece ehliyetsizlik iddiası üzerinde durulmadığı gibi, mirasbırakanın tüm mirasçılarına, sağlığında mal ya da başka bir hak kazandırıp kazandırmadığının da usulünce araştırılmadığı, mirasbırakan tarafından davalı ...’e kadastro tespiti ile verildiği iddia olunan taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının getirtilmediği, dava konusu 10 nolu bölümün ise mirasbırakan tarafından temlik edilip edilmediğinin saptanmadığı, öncelikle davacı tarafından takipsiz bırakılan 808, 1070 ve 1082 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespit tutanakları ile dava konusu 10 nolu bağımsız bölümün davalı ...’a devrini gösterir resmi akdin getirilmesi, 10 nolu bölümün mirasbırakan tarafından temlik edildiğinin saptanması halinde hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek gerekli araştırma ve incelemenin yapılması ve tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, davalı ...’a yapılan temlik tarihinde mirasbırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması ve bundan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin 21.06.2022 tarihli ve 2019/366 Esas, 2022/175 Karar sayılı kararı ile 808, 1070 ve 1082 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın atiye bırakıldığı, 10 numaralı bağımsız bölümün mirasbırakan ... tarafından davalı ...'ya 06.05.1994 tarihli ve 3171 yevmiye numaralı satış akit tablosu ile kuru mülkiyetinin devredildiği, intifa hakkının mirasbırakanın yedinde bırakıldığı, akabinde 11.08.2014 tarih ve 10380 yevmiye numaralı tescil talebi ile daha önce kuru mülkiyeti davalı ...'ya bırakılan taşınmazın intifa hakkı sahibinin ölümü ile terkin isteminde bulunulduğu, mirasbırakanın davaya konu edilen ve muvazaalı olduğu iddia edilen işlem tarihinin 06.05.1994 olduğu, bu tarihe ilişkin hukuki ehliyetsizliğinin söz konusu olmadığı, bu tarihin davacı tarafça ileri sürülmediği gibi bu döneme ilişkin mirasbırakanın tedavisine ilişkin dosyaya celp edilen kayıtlardan herhangi bir tedavi veya rahatsızlığına ilişkin kaydın da bulunmadığı, 1994 işlem tarihinde hukuki ehliyetinin yerinde olduğu, 1994 tarihli işlemin kurucu işlem, 2014 tarihli tescil işleminin ise açıklayıcı işlem niteliğinde olduğu, dolayısıyla davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle; 653 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki 7 ve 10 numaralı bağımsız bölümler yönünden davanın reddine, diğer dava konusu taşınmazlar yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 04.07.2023 tarihli ve 2022/6714 esas 2023/3953 karar sayılı ilamı ile; 10 numaralı bağımsız bölümün temlik tarihinin 1994 yılında olduğu, bu tarihte mirasbırakanın ehliyetsiz olduğuna yönelik iddia bulunmadığı, bu tarihlere ilişkin sağlık evrakına rastlanılmadığı, tanıkların da bu tarihte mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olmadığı yönünde beyanda bulunmadıkları gözetilerek ehliyetsizlik iddiası yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu, davacıların muris muvazaası iddiaları yönünden Anayasa'nın ve HMK'nın aradığı anlamda herhangi bir gerekçe oluşturulmadan karar verildiği, kararda varılan sonuca ilişkin açıklama yer almadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın 06.05.1994 tarihine ilişkin hukuki ehliyetsizliğinin söz konusu olmadığı, bu tarihin davacı tarafça ileri sürülmediği gibi herhangi bir tedavi kaydının da bulunmadığı, 1994 tarihli işlemin kurucu işlem 2014 tarihli tescil işleminin ise açıklayıcı işlem niteliğinde olduğu, dolayısıyla ehliyetsizlik iddiasının kanıtlanamadığı; muris muvazaası iddiası yönünden ise 1, 2 ve 3 numaralı bağımsız bölümlerin dava dışı ... Bolacalı’ya satılarak parasının davacıya verildiğinin sabit olduğu, zira davacı ve davalılarla aynı derecede yakınlığı bulunan davalı tanıklarının cevap dilekçesindeki savunmaları doğruladığı, bu beyanlara göre davacının aldığı para ile arsa ve otomobil satın aldığı, davalılara verilen bağımsız bölümlerin inşaatının davalılarca tamamlandığı, mirasbırakanın hak ve menfaat dengesini gözetir şekilde paylaştırma yapmış olması nedeniyle mal kaçırma iradesinden söz edilemeyeceği, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle 653 ada 18 parsel sayılı taşınmazda bulunan 7 ve 10 numaralı bağımsız bölümlere ilişkin davanın reddine, davaya konu 1070, 1082 ve 808 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davacının uzun yıllardır şehir dışında yaşadığını, bu nedenle davalılar ile aynı semtte oturan ve sürekli irtibat halinde olan davalı tanıklarının yanlı beyanda bulunduğunu, dava dışı 3 adet bağımsız bölümün davacıya değil dava dışı ... isimli üçüncü şahsa devredildiğini, tanıkla ispatı mümkün olmayan bir konuda tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, bu nedenle satış bedelinin davacıya verildiğinin kabulünün mümkün olmadığını, davacının mirasbırakanla arasının bozuk olması nedeniyle bu yöndeki savunmaların hayatın olağan akışına uymadığını, davalı tarafça bu hususta yazılı delil sunulmadığını, davacının hiçbir zaman arsa ve araç satın almadığını, bu hususun Mahkemece araştırılmadığını, tanıkların mirasbırakanın satma ihtiyacı ve davalıların alım gücünün bulunmadığını, davacıyı dışladığını beyan ettiklerini, davacıya verildiği iddia edilen taşınmazların değerinin davaya konu taşınmazlardan çok daha yüksek olması nedeniyle en değerli taşınmazın mirasbırakanın geçinemediği mirasçısına bırakıldığı yönündeki tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağını, tüm tanıkların mirasbırakanın ölümünden bir sene öncesine kadar akıl sağlığının bozulduğunu beyan ettiklerini, davalılardan ...'a yapılan devrin mirasbırakanın ölümünden 6 ay önce olduğunu, hastaneden gelen müzekkere cevabının mirasbırakanın ehliyetli olmadığını kanıtladığını, davanın açılması üzerine taşınmazların aynı tarihte üçüncü kişilere devredildiğini ancak keşifte davalıların taşınmazları halen kullandığının görüldüğünü belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı bedel istemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosyanın incelenmesinden; 1927 doğumlu mirasbırakan ...'nın 04.11.2004 tarihinde ölümü ile geriye eşi İclal, davacı oğlu ... ve davalı çocukları ... ve ...'nin kaldığı, 653 ada 18 parselde mirasbırakana ait 7 numaralı meskenin çıplak mülkiyetinin 04.05.1994 tarihinde davalı ...'ye, 10 numaralı meskenin çıplak mülkiyetinin 05.06.1994 tarihinde davalı ...'a devredildiği, mirasbırakanın ölümü üzerine 10 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki mirasbırakana ait intifa hakkının 11.08.2014 tarihinde terkin edildiği, dava tarihinden sonra 7 ve 10 numaralı taşınmazların davalılar tarafından 3. kişilere devredildiği, davaya konu 808, 1070 ve 1082 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalı ...'in annesi ...'a ait vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, taksim ve satış nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, 653 ada 18 parseldeki dava dışı 1, 2 ve 3 numaralı bağımsız bölümlerin 31.10.1994 tarihinde dava dışı ... 'ya satıldığı, 5 numaralı bağımsız bölümün ... Bolacalı, 6 numaralı bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı olduğu, ayrıca mirasbırakana ait Arslanköy 805 ve 2002 parsel sayılı taşınmazların mirasçılarına intikal ettiği anlaşılmıştır.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.