Logo

1. Hukuk Dairesi2024/142 E. 2024/867 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin direnme kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun değer yönünden kabuledilebilir olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Muris muvazaası davasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu, dava değerinin her bir mirasçının payına isabet eden değerle sınırlı olduğu ve davacının payına düşen değerin, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı gözetilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2257 E., 2023/1714 K.

DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil davasında İlk Derece Mahkemesinin 06.12.2016 tarihli ve 2014/287 Esas, 2016/364 Karar sayılı kararı ile; işlemin muvazaalı olduğu ve davacıdan mal kaçırmak için yapıldığı, davalı ...’ın taşınmazda malik sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... bakımından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalı ... bakımından ise davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 25.04.2017 tarihli ve 2017/289 Esas, 2017/329 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakanın davacı kızı ve davalı oğlu dışında başka mirasçısının bulunmadığı, temlikteki asıl irade ve amacının davacı kızından mal kaçırmak olduğu, davalı ...’in emanetçi konumunda bulunduğu, ancak davalı aleyhine hükmedilen vekâlet ücretinin fazla olduğu gerekçesiyle esasa ilişkin istinaf talebinin reddine, vekâlet ücretine ilişkin istinaf talebinin ise kabulü ile hükmün düzeltilmesine karar verilmiş, kararın davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 22.11.2018 tarihli ve 2017/3436 Esas, 2018/14821 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakanın temlikinin mal kaçırma amaçlı olmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin 03.12.2019 tarihli ve 2019/114 Esas, 2019/426 Karar sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.11.2020 tarihli ve 2020/1-332 Esas, 2020/ 884 Karar sayılı kararı ile; direnmeye ilişkin kısa kararın usulün öngördüğü niteliklere haiz olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin 02.03.2021 tarihli ve 2020/334 Esas, 2021/76 Karar sayılı kararı ile Hukuk Genel Kurulunun bozma kararında değinilen usule ilişkin eksiklik giderilmek ve önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle yeniden direnme kararı verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 31.05.2023 tarihli ve 2021/1-492 Esas, 2023/563 Karar sayılı kararı ile Dairenin bozma kararı sonrasında dosyanın HMK’nin 373 üncü maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince, bozma kararı hakkında aynı maddenin üçüncü fıkrası çerçevesinde bir karar vermek üzere dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, anılan kanun hükmüne aykırı şekilde direnme kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Bozma kararı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile önceki kararda direnmiş; direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 11.10.2023 tarihli ve 2023/11-617 Esas, 2023/938 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, kesinlik sınırı kamu düzeninden olup bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı, karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, gerek İlk Derece Mahkemesinin, gerek Bölge Adliye Mahkemesinin Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağı hususunda duraksama bulunmamaktadır.

Dosya içeriğine göre; mirasbırakan tarafından davalıya devredilen dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri 360.750,00 TL olup davacının 1/2 miras payına isabet eden değer 180.375,00 TL olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararı tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki dava yönünden davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,

Alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.