Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1444 E. 2025/2021 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı idarenin, kamulaştırmasız el atma nedeniyle daha önce hükmen terk edilen taşınmazın bir kısmının, davalılar adına kayıtlı olması nedeniyle yolsuz tescil iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil isteyip isteyemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararlarına esas teşkil eden bilirkişi raporları ve krokilerinin incelenmesi sonucu, davacının talep ettiği kısmın daha önceki mahkeme kararları ile zaten yola terkin edildiğinin tespit edilmesi ve davacının iddia ettiği farkın gerçekte mevcut olmaması gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1725 E., 2023/2248 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/260 E., 2022/144 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Pendik ... Mah. 3428 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin ... ve ... üzerine kayıtlı iken müvekkili idare aleyhine Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/22 Esas sayılı dosyası ile açılan kamulaştırmasız el atma tazminatı davasının, Mahkemenin 24.12.1997 tarihli ve 1997/763 Karar sayılı ilamı ile kabul edilerek karara bağlandığını ve 24.06.1998 tarihinde kesinleştiğini, söz konusu karar gereği el atma tespit edilen 195.00 m2'lik kısım için hükmedilen bedelin davacılara ödendiğini, dava konusu taşınmazın 195,00 m2'lik kısmının Belediye Başkanlığı lehine yol olarak terkini işleminin yapılmasının 08.10.1998 tarih ve 4273 sayılı yazıları ile Pendik Tapu Müdürlüğüne bildirildiğini, kesinleşen mahkeme kararına göre terkin işlemi gerçekleşmeden, müvekkili İdarenin bilgisi dışında, dava konusu parselin davalılar ... ve ...'ya 04.03.2011 tarih ve 6697 yevmiye nolu işlemle satıldığını, taşınmazın yeni hissedarları tarafından aynı yer için mükerrer olarak açılan kamulaştırmasız el atma tazminatı davasının İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/778 Esas sayılı dosyasında görüldüğünü ve 13.02.2014 tarih, 2014/75 Karar sayılı ilamla aleyhlerine karara bağlanarak 27.04.2015 tarihinde kesinleştiğini, söz konusu karar gereği İdarece toplam 240.610,68 TL bedelin İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğünün 2014/5206 Esas sayılı dosyasına ödendiğini, karar gereği taşınmazın bedeli ödenen 113,38 m2'lik kısmının terkininin yapılmasının 15.02.2016 tarih ve 1551 12-1283-28332 sayılı yazıları ile Pendik Tapu Müdürlüğüne bildirildiğini, Pendik Tapu Müdürlüğünün 31.01.2018 tarih E.274350 sayılı yazısında karar gereği 113,38 m2 için terkin işleminin gerçekleştirildiği yönünde cevap verildiğini ileri sürerek 3428 parsel sayılı taşınmazın, Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/22 Esas sayılı dosyasına ait kesinleşmiş kararı gereği yola terki gereken 195,00 m2 kısmından ve aynı parsele ilişkin İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/778 Esas sayılı kesinleşmiş kararına göre 13.03.2016 tarih ve 7228 yevmiyeli işlemle hükmen terkin edilen 113,38 m2'lik kısmından geri kalan 81,62 m2'ye tekabül eden davalılar hissesinin tapudan silinerek takyidatlarından arındırılmış şekilde yol olarak terkinine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; zamanaşımı itirazında bulunarak davacı tarafın mahkeme kararı ile 1998 yılında hak sahibi olduğunu beyan etmekle birlikte 1998 yılından dava tarihine kadar 20 sene geçmiş olmakla davacının mahkeme ilamına bile dayansa tescil isteme hakkının kalmadığını, kendilerinin (davalıların) 2011 yılında tapuyu iktisap ettiklerini, tapuyu iktisap ederken herhangi bir dava şerhi, terkin yazısı vs. bildirilmediğini, kendilerine bildirilmeyen eski bir dava sebebiyle tapusunun iptalinin söz konusu olmayacağını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, tapu sicilinin aleniyeti ve sicile güven ilkesi gereği eski malikin borç ve taahhüdü nedeniyle yeni malik için tapu iptal kararı verilmesinin söz konusu olmadığını, davacının talep hakkını eski malike karşı ileri sürebileceğini, tapu sicilinden kaynaklanan zarardan Devletin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04.07.2019 tarihli ve 2018/289 Esas, 2019/255 Karar sayılı kararıyla; dava şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş, söz konusu kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 13.05.2020 tarihli ve 2019/1636 Esas, 2020/486 Karar sayılı kararı ile; " ... Davacı vekilinin dava dilekçesinde, İstanbul ili Pendik ilçesi ... Mahallesinde kain 23 pafta, 3428 parsel sayılı taşınmazın Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/22 Esas sayılı dosyasına ait kesinleşmiş karar gereği yola terki gereken 195,00 m²'lik kısmından aynı parsele ilişkin İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/778 Esas sayılı kesinleşmiş kararına göre 13.03.2016 tarih ve 7228 yevmiye sayılı işlemle hükmen terkin edilen 113,38 m²'lik kısmından geri kalan 81,62 m²'ye tekabül eden kısmın davalılar adına olan hissesinin iptal edilerek yol olarak terkinine karar verilmesini istediğine göre, yerinde harita mühendisi sıfatını taşıyan uzman bilirkişi refakate alınarak keşif yapılması, her iki dava dosyasında hükme esas alınan bilirkişi rapor ve eki krokilerin zemine uygulanması, düzenlenen krokilerin dava konusu taşınmazda kapsadığı alanların kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, bilirkişiye infaza elverişli ölçekli (koordinatlı) kroki düzenlettirilmesi, oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dosya üzerinden bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmesi doğru değildir." gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla

; BAM kararı doğrultusunda yargılamaya devam edildiği, 08.12.2021 tarihinde taşınmaz başında keşif yapıldığı, keşif sonrası düzenlenen 06.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda davalılar yönünden daha önce hüküm altına alınan taşınmaz kısımlarının yola terk işleminin yapıldığı, bu davalılar yönünden yola terki gereken herhangi bir taşınmaz kısmının bulunmadığının tespit edildiği gerekçesiyle hükme esas alınan rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğine ve toplanan delillere göre davacı ...'nin, dava konusu İstanbul ili, Pendik İlçesi, ... Mahallesi 3428 parsel sayılı taşınmazın Pendik 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/22 Esas sayılı dosyasına ait kesinleşmiş karar gereği yola terki gereken 195 m²'lik kısmından ve aynı parsele ilişkin İstanbul Anadolu 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/778 Esas sayılı kesinleşmiş kararına göre 13.03.2016 tarih ve 7228 yevmiye sayılı işlemle hükmen terkin edilen 113,38 m²'lik kısmından geri kalan 81,62 m²'ye tekabül eden kısmın davalılar adına olan hissesinin iptal edilerek yol olarak terkinine karar verilmesi isteğiyle açtığı eldeki davada, İlk Derece Mahkemesince yapılan keşfe dayalı olarak düzenlenen bilirkişi rapor ve ek raporuna göre davaya konu 3428 parsel sayılı taşınmazın Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/22 Esas,1997/763 Karar sayılı kesinleşen kararında belirtilen (Kroki 1) (A) harfi ile gösterilen 195,00 m² ile İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/778 Esas ve 2014/75 Karar sayılı kesinleşen hükmünde belirtilen yine (Kroki 2) (A) harfi ile gösterilen 113,38 m²'lik yüz ölçümlü yerlerin aynı yere ait olduğu, ancak Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/22 Esas ve 1997/763 Karar sayılı kesinleşen hükümde belirtilen (Kroki 1) (A) harfi ile gösterilen yüz ölçümünün yanlış hesaplamadan kaynaklandığı ve İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/778 Esas ve 2014/75 Karar sayılı ilamında kroki ekinde kırmızı renkle (A) harfi ile gösterilen 113,38 m²'lik alanın kararda, dava konusu edilen 81,62 m²'lik alanın ise anılan iki karara mesnet teşkil eden (Kroki 1 ve Kroki 2) (Fark=A1-A = 195,00 - 113,38=81,62 m²) krokilerdeki yüz ölçümünün hatalı hesaplanmasından kaynaklandığının tespit edildiği, bu suretle davacının iddia ettiği 81,62 m²'lik farkın gerçekte mevcut olmadığının belirlendiği, bu durumda önceden hüküm altına alınan taşınmaz kısımlarının yola terk işleminin yapıldığı, davacının talep ettiği kısmın aslında yola terkin edilmiş olduğu, kesinleşen mahkeme ilamları gereğince yola terki gereken herhangi bir kısmının bulunmadığı, yolsuz tescilinin söz konusu olmadığı sonucuna varıldığı, bu hususlar saptanmak suretiyle İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı, bu itibarla davacı ... vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesi ile; dava dilekçesinde ve aşamalarda ileri sürdüğü iddialarını yineleyip İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/778 Esas sayılı kesinleşmiş kararına göre hükmen yola terkin edilen 113,38 metrekarelik yerin Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.1997 tarih ve 1997/22 Esas, 1997/763 Karar sayılı kesinleşmiş kararının eki olan 23.09.1997 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilip yola terkinine hükmedilen ve bedelinin tamamı idarelerince ödenmiş olan terkin işlemi yapılmayan 195 metrekarelik alanın içinde kaldığını, bilirkişi raporuna itirazları ve ek inceleme talepleri değerlendirilmeden hatalı karar verildiğini, taleplerinin TMK'nın 705. maddesi dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 3428 parsel sayılı taşınmazın Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/22 Esas sayılı dosyasına ait kesinleşmiş karar gereği yola terki gereken 195 m²'lik kısmından ve aynı parsele ilişkin İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/778 Esas sayılı kesinleşmiş kararına göre 13.03.2016 tarih ve 7228 yevmiye sayılı işlemle hükmen terkin edilen 113,38 m²'lik kısmından geri kalan 81,62 m²'ye tekabül eden kısmın davalılar adına olan hissesinin iptal edilmesi istemi ile eldeki temyize konu davanın açıldığı, yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporlarına göre davaya konu 3428 parsel sayılı taşınmazın Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/22 Esas, 1997/763 Karar sayılı kesinleşen kararında belirtilen (Krokide 1) (A) harfi ile gösterilen 195,00 metrekare ile İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/778 Esas ve 2014/75 Karar sayılı kesinleşen hükmünde belirtilen yine (Kroki 2) (A) harfi ile gösterilen 113,38 metrekare yüz ölçümlü yerlerin aynı yere ait olduğu, ancak Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/22 Esas ve 1997/763 Karar sayılı kesinleşen hükümde belirtilen (Kroki 1) (A) harfi ile gösterilen yüz ölçümünün yanlış hesaplamadan kaynaklandığı ve davacının iddia ettiği 81,62 m²'lik farkın gerçekte mevcut olmadığının belirlendiği ve davacının talep ettiği kısmın yola terkin edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.