"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1535 E., 2023/1718 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/117 E., 2019/312 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; davalı oğlu tarafından kandırılması sonucunda 4024 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan 6 numaralı bağımsız bölümü davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, temlik için herhangi bir bedel ödenmediğini, birlikte yaşadığı davalı oğlunun taşınmazı devretmesi halinde kendisine ve eşine bakacağını söylediğini, devirden 1 yıl sonra davalının kendisine ve eşine kötü muamelede bulunduğunu, aynı evde olmalarına rağmen davalının değil dava dışı kızının kendilerine yemek getirdiğini, yemek getiren kızını ve kendisini davalı ile eşinin darp ettiklerini, eşinin de sağlık sorunları olduğunu, davalının bakacağını söyleyerek kendisini kandırdığını ancak bakılmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazı 59.000,00 TL karşılığında satın aldığını, bedelin elden ödendiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, taşınmazı bizzat temlik ettiğini, davacı annesine ve babasına ölene kadar bakacağına dair bir söz vermediğini, yine de birlikte yaşadıklarını ve bakımlarının kendisi tarafından yapıldığını, davacının temlikten sonra meydana gelen olaylara dayanarak hileye uğradığını iddia ettiğini, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.11.2019 tarih ve 2017/117 Esas, 2019/312 Karar sayılı kararı ile davacının iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 19.11.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 22.04.2021 tarih ve 2020/464 Esas, 2021/623 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın temlikinin iradi olarak bizzat davacı tarafından gerçekleştirildiği, davalının iradesinin hile ile fesada uğratılmadığı, bu kapsamda davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı, öte yandan dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin 270.000,00 TL olarak hesaplandığı nazara alındığında davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve vekalet ücreti yönünden düzeltilerek davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.04.2021 tarih ve 2020/464 Esas, 2021/623 Karar sayılı kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 08.02.2023 tarih ve 2021/7566 Esas, 2023/670 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafça 07.06.2017 tarihli dilekçe ile iki tanık bildirildiği, 03.08.2017 tarihli dilekçe ile de beş tanık bildirildiği, davacı tarafça bildirilen ilk tanık listesinden bir tanığın beyanlarının alınmadığı, bu kapsamda davacı tarafça ikinci tanık listesinde bildirilen tanıkların beyanlarının alınmasının doğru olmadığı gibi davacı tarafça bildirilen ilk tanık listesinde yer alan tanığın beyanlarının alınmamasının da isabetsiz olduğu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın temlikinde davacıya ödenen bir bedel bulunmadığı, davalının temlik tarihinde davacı annesi ve dava dışı babası ile birlikte dava konusu taşınmazda ikamet ettiği, davalının bu durumun kendisinin evlenmesinden sonra da devam edeceğini, bakımlarının yapılacağını ve ölünceye kadar bakımının sürdürüleceğini söylemek suretiyle davacıyı dava konusu taşınmazı temlik etmeye ikna ettiği, davalının evlendikten ve evin mülkiyetini edindikten sonra davacı annesini ve dava dışı babasını evden göndermek istediği, bu nedenle taraflar arasında sorunlar yaşandığı, tüm bu hususlar nazara alındığında davacının iradesinin davalının hilesi nedeniyle sakatlandığı ve temlikin bu kapsamda gerçekleştirildiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının dava konusu taşınmazın temlikine dair açıklamalarının gerçeğe aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın satışının tarafların anlaşması üzerine 59.000,00 TL karşılığında usul ve yasaya uygun bir şekilde yapıldığını, davacı tarafın ölünceye kadar bakım iddiasının gerçeği yansıtmadığı gibi davalının da uzun bir süre anne ve babasına hiçbir karşılık beklemeden baktığını ancak ölünceye kadar bakma taahhüdünde bulunmadığını, öte yandan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin de resmi şekle tabi olduğunu dolayısıyla davacı tarafça resmi şekilde düzenlenmiş bir ölünceye kadar bakım sözleşmesi ibraz edilmediği müddetçe bu iddianın dinlenme olanağı bulunmadığını, dava konusu taşınmazın satış bedelinin davacıya elden ödendiğini, hile olgusunun ispat edilemediğini ve davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya kapsamı ve toplanan delillerden; davacının kayden maliki olduğu İstanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, Küçükköy Mahallesi 4024 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan 6 numaralı bağımsız bölümü 05.07.2013 tarihinde 59.000,00 TL bedelle davalı oğluna temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Ancak, dosya kapsamında mevcut 04.1.2019 tarihli bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmazın değerinin 270.000,00 TL olarak belirlendiği gözetilerek bu değer üzerinden 18.443,70 TL nispi karar ilam harcına hükmedilmesi gerekirken 3.952,56 TL harca hükmedilmek suretiyle eksik harç tahsiline yol açılması isabetsiz olup kamu düzeni ile ilgili bu hususun temyiz eden tarafın sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilmesi gerekir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370. maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
Kamu düzeni gereğince re'sen nazara alınan sebeplerle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin hüküm yerinden çıkartılmasına; yerine "Davanın adli yardım talepli olarak açıldığı, yargılama aşamasında davacının adli yardım talebinin kabul edildiği ve bilahare davanın kabulüne karar verildiği gözetilerek Harçlar Kanunu uyarınca tahsili gereken 18.443,70 TL nispi harç ile dava tarihi itibariyle alınması gereken 31,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 18.475,10 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına" cümlesi yazılmak suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.