Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1564 E. 2024/2633 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi tapu kaydına dayanarak Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki payın davacılar adına tescilinin talep edildiği tapu iptali ve tescil davasında, tapu kaydının uygulanması ve zilyetlik durumunun tespiti hususunda yerel mahkemenin yanılgıya düşüp düşmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, tapu kaydının kapsamını belirlerken gerekli incelemeleri yapmadan, haritaları karşılaştırarak ve sınırları belirlemeden, ayrıca zilyetlik durumunu araştırmadan hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/1008 E., 2017/706 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ile tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır ili, Bismil ilçesi, ... (...) köyü ... mevkiinde kain 97 parselde kayıtlı 204.000 m2 miktarlı taşınmazın Diyarbakır Bölgesi Tapulama Müdürlüğü Komisyon kararına göre 4/8'i Hazine,1/8'i ..., 1/8'i ...,1 /8'i ... mirasçıları,1 /8'i ise ... mirasçılarına ait olduğuna karar verildiğini, Tapulama Komisyonu tarafından itirazları kabul edilmeyen ... ve ...'ın Bismil Kadastro Mahkemesinin 1972/ 30 sayılı dosyası ile dava açarak 97 nolu parselin hisselerine düşen kısmın kendi adlarına tesciline karar verilmesini talep ettiklerini,söz konusu davanın 39 yıl sürdüğünü,iki kez Yargıtay temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen Bismil Kadastro Mahkemesinin 2007/9 E 2008/9 K ve 08.04.2008 tarihli kararı ile toplam 30.892 pay kabul edilen gayrimenkulün 'A hissesinin (15.446 pay) Hazine üzerinde bırakılmasına, Diyarbakır Bölgesi Tapulama Müdürlüğü Komisyon kararına göre ..., ... ve ... mirasçılarının adlarına kayıtlı olan 3/8 hissenin iptali ile hissenin diğer davalılar adına tesciline karar verdiğini, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2010/4471 E. 5170 K. 20.09.2010 tarihli onama kararı ile söz konusu kararın kesinleşerek tapu tescil işlemlerinin gerçekleştirildiğini, müvekillerinin mirasbırakanları Seferoğlu ... ve ...'a ait hisselerinin mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerektiğini, 97 parselde kain taşınmaza ait tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına kayıtlı ... ve ...'a ait 2/8 hissenin müvekkilleri adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle açılan davada taraf olarak gösterilen kişiler yönünden bir usul hatası olduğunu,zira açılan davanın tapu iptali ve tescil davası olup hazine adına düşen 4/8 oranındaki paydan 2/8 oranının iptalinin istendiğini,yani daha evvel 97 nolu parsel 96 nolu parselden ifraz edilmeden önce bir bütün halinde iken 96 nolu parselin tapulama tutanağında belirtilen 2/8 hissesinin ... oğlu Hana ile kardeşi ...'a ait olan kısım talep edildiğinden ve bu kısmında Bismil Kadastro Mahkemesinin 2007/9 Esas sayılı ilamı ile Hazine adına geçtiğinden davalıların bu hisse ile bir alakalarının olmadığını,bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davacıların kaçak yitik kişilerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 18.03.2014 tarih ve 2013/11882 Esas 2014/2728 Karar sayılı kararıyla; davacıların kök mirasbırakanları ... oğlu ... hakkında alınan ve tercümesi Noterce tasdikli 27.11.1937 tarihli veraset ilamının içeriği ile İskenderun Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/1440 E. 1993/1442 K. sayılı veraset ilamından, davacıların kök murisi ... oğlu ...'nın 1932 yılında vefat ettiği, mirasçı olarak ... evlatları olan davacılar ..., ... ile ...'yi bıraktığı, davacılar ile mirasbırakanlarının "..." kilisesine bağlı oldukları; başka bir ifadeyle kaçak ve yitik kişilerden olmadıkları anlaşılmakta olup Mahkemenin bu yöndeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece, Kadastro Mahkemesi dosyasının incelenmesi neticesinde dava konusu parselde ... mirasçılarının zilyet bulunduğu, davacıların ve mirasbırakanlarının zilyetliklerinin olmadığı, bu nedenle tapu kaydının hukuki kıymetini yitirdiğinin kabulü ile yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya uygun olmadığı, Tapu kaydının hukuki kıymetini yitirip yitirmediği tartışmasının yapılabilmesi için davada kayıt malikleri ile zilyedin karşı karşıya gelmesi gerektiği açıktır. Somut olayda; dava, kaçak ve yitik kişi iddiası ile Hazine adına tescil edilen paya yönelik olup davada taşınmazda zilyet olduğu kabul edilen ... mirasçılarının taraf olmadığı, Hazinenin, tapu kaydının hukuki kıymetini yitirmesi yoluyla, diğer bir ifade ile tapu kayıt maliklerine karşı zilyetlikle mal edinmesi mümkün olmadığı, hal böyle olunca, davacıların dayandıkları tapu kaydına değer verilmek suretiyle ihtilafın çözümlenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

V. Bozma Sonrası Mahkeme Kararı

Mahkemenin, yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlarda bulunan payların Hazine adına tescilinin hukuka uygun olmadığı, ilgili tapu kayıtlarının hukuki kıymetini koruduğu ve dava konusu taşınmazların davacı mirasbırakanına ait olduğu ve davacılara intikalinin gerektiği gerekçesiyle davacının davasının kabulüyle Diyarbakır ili Bismil ilçesi ... (...) köyü 97 nolu parselde Hazine adına kayıtlı taşınmazın 1/8'i oranında hissenin tapu kaydının iptali ile davacılar adına Bismil Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/339 Esas 2010/612 karar sayılı veraset ilamındaki hisseleri oranında tapıuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmaza uygulanan tapu kaydının gayrisabit hudutlu olduğunu, buna göre tapunun yüzölçümü ile belirlenmesinin zorunlu olduğunu, ayrıca davacıların kadastro tespitine kadarki zilyetliğini ispatlayamadığını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (HMK) 190'ıncı maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK)6 ıncı maddesi 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 20 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Mahkemece, davacı tarafın dayandığı tapu kaydının dava konusu bölümü kapsadığı belirtilerek Hazine hissesinin 1/8 payının davacılar adına tesciline karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; Mahkemece tapu kaydının varsa haritası getirtilerek kadastro paftası ile haritanın ölçeği eşitlenmek suretiyle kapsamı belirlenmediği gibi tapu kaydındaki sınırlar tek tek okunmak suretiyle tapu kaydına sınırları itibariyle kapsam tayin edilmemiştir. Tapu kaydının uygulanmasında tüm komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılarak tapu kayıt uygulaması denetlenmemiş, tapu kaydının miktar fazlası bulunup bulunmadığı incelenmemiş, keşif yapılmadan tapunun sabit hudutlu olduğu kabul edilerek karar verilmiştir.Öte yandan, tapu kaydının çekişmeli bölüme uymaması halinde zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yeterince araştırılmadan hüküm kurulması yoluna gidilmiştir.

2.Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece davacı tarafın dayanak tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri, varsa haritaları ve tüm oluşum belgeleri, dayanılan tapu kaydının revizyon gördüğü tüm taşınmazların kadastro tutanakları ve oluşmuş ise tapu kayıtlarının onaylı suretleri ve revizyon gördüğü taşınmazlar ile bu taşınmazlara komşu taşınmazları da bir arada gösterecek birleşik harita, dava konusu taşınmazlara komşu olan taşınmazların tespit tutanaklarının onaylı suretleri ve dayanakları Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilmeli, ondan sonra mahallinde üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında tapu kaydı yerel bilirkişiler yardımı ve fen bilirkişi aracılığı ile zemine uygulanmalı, hudutları tek tek zeminde gösterilmeli, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme imkanı tanınmalı, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; beyanları arasında doğacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, yerel bilirkişilerce gösterilen hudutlar fen bilirkişi krokisinde işaretlenmeli, tapu uygulamasına ilişkin yerel bilirkişi beyanları komşu parsellerin tutanak içerikleri ve malikleri ile denetlenmeli, oluşumuna esas harita, plan veya kroki bulunduğunun saptanması halinde ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20 nci maddesinde düzenlenen ilkeler doğrultusunda mahalline uygulanarak yöntemince kapsamı tayin edilmeli; hükme esas alınan Kadastro Mahkemesi Dosyasında tapu uygulamasına ilişkin yapılan belirlemeler de esas alınarak kaydın kapsamı belirlenip fen bilirkişisine davacı tarafın dayandığı tapu kaydının kapsamını ve sınırlarını ayrıntılı olarak gösterecek şekilde, keşfi izlemeye elverişli ayrıntılı harita düzenlettirilmeli, kayıt kapsamı dışında kalan bölüm açısından uyuşmazlığın zilyetliğe göre çözülmesi gerektiği düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 Sayılı HUMK'nın 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

01.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.