"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/196 E., 2021/182 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, yeğenleri olan davalı ...’ın, devam eden bir dava nedeniyle taşınmazların elinden alınabileceği ve geçici olarak kendisine devri konusundaki telkini ile ortak mirasbırakanları ...’nin, maliki olduğu dava konusu 4113, 4114 ve 1220 parsel sayılı taşınmazlarını davalı ...’a daha sonra iade edilmesi amacıyla devrettiğini, ne var ki ...’ın anılan taşınmazları iade etmediğini, yapılan devrin bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, daha sonra da ...’ın 1220 parsel sayılı taşınmazı aynı bölgede taşınmazları olup çiftçilik yapan ve durumu bilen diğer davalı ...’e sattığını, ikinci temlikin mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan ... ya da tüm mirasçıları adına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., 23.10.2013 ve 03.06.2015 tarihli duruşmalarda; çekişme konusu 4113 ve 4114 parsel sayılı taşınmazların kendisine ait olmadığını, iade edilme şartı ile temlik aldığını, mirasçılardan birinin taşınmazların tamamını istemesi nedeniyle şimdiye kadar iade edemediğini, 4113 ve 4114 sayılı parseller yönünden davayı kabul ettiğini, 1220 sayılı parselin ise mirasbırakan babaannesi ...’nin mirasından kendisine isabet eden pay olduğunu, mirasçılar arasında yapılan yazılı taksime uyulmadığını, ihtiyacı olması nedeniyle de 1220 sayılı parseli diğer davalı ...’e sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede çok sayıda taşınmazının olduğunu, tarım yaptığını, davacılar ile diğer davalı ... arasındaki ilişkiyi bilmediğini, 1220 parsel sayılı taşınmazla ilgili sınır uyuşmazlığı yaşadıklarını, uyuşmazlığı çözmek için anılan taşınmazdaki ...’ın payını 55.000,00 TL’ye satın aldığını, iyiniyetli taşınmaz edinen olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; 4113 ve 4114 sayılı parseller yönünden davalı ...’ın kabul beyanı da gözetilerek davanın kabulüne, diğer dava konusu 1220 sayılı parsel yönünden; eldeki davada muris muvazaasına dayanıldığı, bir kısım davacıların devre konu akde taraf oldukları, devri bildikleri, bu nedenle iddialarını yazılı delil ile ispatlamaları gerektiği, yazılı delil bulunmadığı, davalı ...’in alım gücü bulunduğu ve bedeli karşılığında taşınmazı satın aldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 06.10.2020 tarihli ve 2017/3339 Esas, 2020/4809 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafın ilk işlem yönünden inançlı işlem, ikinci işlem yönünden ise muvazaa nedenine dayalı iptal-tescil isteminde bulunduğu, adi yazılı belgedeki düzenleme, davalı ...’ın kısmen kabul beyanı ve mirasbırakanın aynı akitle devri yaptığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davası kabul edilen 4113 ve 4114 sayılı parseller gibi davası reddedilen 1220 sayılı parseldeki 8/28 payın da inançlı işlem ile davalı ...’a devredildiği, kaldı ki davalı ...'ın, 1220 sayılı parseldeki 8/28 payın miras payına mahsuben kendisine devredildiğini de kanıtlayamadığı, dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı ...’in kendisinden beklenen özeni göstermesi halinde dava konusu 1220 sayılı parseldeki 8/28 payın davalı ...’a ait olmadığını bilebilecek konumda olduğu, TMK’nın 1023 üncü maddesinden yararlanamayacağından bahsedilerek çekişmeli 1220 sayılı parseldeki 8/28 pay yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Davalı ... vekilinin karar düzeltme talebi ise Dairece reddedilmiştir.
3. Mahkemenin 02.09.2021 tarihli ve 2020/196 Esas, 2021/182 Karar sayılı kararıyla; bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde, bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle ve davalı ...'in diğer davalı ...'dan davacıların mirasbırakanı ...'nin 1220 parsel sayılı taşınmazdaki 7/28 payı temlik aldığı gerekçesiyle, 4113 ve 4114 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ve 1220 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olan tapu kaydının mirasbırakan ...'nin payına isabet eden 7/28 pay yönünden tapu iptal-tescile karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. (Katılma yoluyla) davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ... tarafından ilk verilen kararın temyiz edilmediğini ve bu nedenle ... yönünden kararın kesinleştiğini, mahkeme kararının davanın kısmen reddine hükmedilen kısmının usul ve yasaya, usuli kazanılmış hakka uygun olmadığını, 1220 parsel sayılı taşınmaz yönünden bozmaya uyulması sebebi ile bu parsel yönünden tamamen davanın kabul edilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyadaki mevcut deliller nazara alınmaksızın karar verildiğini, davacının hasretmediği ve hukuki sebep bildirmediği bir tapu iptal tescil davasında, davacının hangi hukuki sebebe dayanmış olabileceğinin tespiti ve hukuki nitelemesinin temyiz Mahkemesince yapıldığını ve bu tespite dayalı olarak hüküm tesis edildiğini, bu yönü ile bozma ve bozmaya uyularak tesis edilen kararın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, 12.09.2009 tarihli "Ortaklık ve Miras Sözleşmesidir" başlıklı adi yazılı belgenin resmi şekilde tanzim edilmediğini, geçersiz ve yok hükmünde olup delil olarak kabul edilemeyeceğini, mirasçı olmayan ve sözleşmenin tarafı olmayan davalıyı sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince bağlayıcılığı bulunmadığını, iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, davacıların kötüniyetli olduklarını, davalı ile husumetli tanıklar ve ayrıca davacının kocası olan diğer tanık İbrahim'in beyanlarının doğruluğu konusunda ciddi şüpheler olduğunu, bu tanıkların beyanlarına itibar edilmesinin de usule aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; inançlı işlem ve muvazaa hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 1220 sayılı parselin 7/28 payı ile 4113 ve 4114 sayılı parsellerin tamamı mirasbırakan ... adına kayıtlı iken, mirasbırakanın anılan taşınmazlarını bizzat 02.05.2001 tarihinde davalı ...’e satış yoluyla temlik ettiği, davalı ...’ın da temlik aldığı 1220 sayılı parseldeki 7/28 payı (kendi adına kayıtlı bulunan 1/28 pay ile birlikte toplam 8/28 payının tamamını) 01.04.2013 tarihinde diğer davalı ...’e satış suretiyle devrettiği, mirasbırakan ...’nin 17.03.2013 tarihinde ölümü ile geriye mirasçıları olarak davacı çocukları Hüsnüye, ..., ..., ... ve ...’ı, davaya olur veren kızı Ummuhan’ı, kendinden önce ölen oğlu İbrahim'in çocukları olan davacılar ... ve ... ile davalı ...’ı bıraktığı, ...’nin dava dışı mirasçısının bulunmadığı, taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmıştır. Öte yandan Dairenin 06.10.2020 tarihli ve 2017/3339 Esas, 2020/4809 Karar sayılı bozma kararında maddi hata ile mirasbırakan ... tarafından 1220 sayılı parsel sayılı taşınmazdaki 8/28 payın devredildiği belirtilmiş ise de, bahsedildiği üzere mirasbırakan tarafından 7/28 payının devredildiği, Mahkemece bu husus gözetilmek suretiyle karar verildiği anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan; 7.656,07 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.