Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1699 E. 2024/2848 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu başkası adına tescil edilen taşınmazla ilgili tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın bu süreden sonra açılmış olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/105 E., 2024/57 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaisalı Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/109 E., 2023/108 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dedesinin babası ...'ya ait olan Adana ili, Karaisalı ilçesi, ... Köyü, ... mevkii, 147 parsel numaralı taşınmazının yıllar önce yapılan kadastro çalışmaları sırasında diğer torun ... adına tescil edildiğini, ancak müvekkili ve diğer aile üyeleri tarafından bu yanlışlığın fark edilmediğini ve söz konusu taşınmazı 40-50 yıldır müvekkilinin kullandığını, yıllardır mirasbırakanlarının kullandığı sonrasında da mirasın paylaştırılması yolu ile kendi miras payına düşen bu taşınmazın başka birine ait olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, küçük bir köyde olan söz konusu taşınmaz ile ilgili hiçbir resmi işleme ihtiyaç duymadığından tapu kütüğünü araştırmaya gerek duymadığını, ilgili taşınmazın davalıya ait olduğunu öğrendiği tarihin 2022 yılının Temmuz ayı olduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmazın 18.02.1988 tarihinden beri maliki olduğunu, davacının burada fuzuli işgalci konumunda olduğunu, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, ayrıca başkası adına kayıtlı bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabının mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tapu kayıtları incelendiğinde dava konusu Adana ili, Karaisalı ilçesi, ... mahallesi, (eski 147 parsel) yeni 3015 ada 20 parselin Ali oğlu ... adına kayıtlı ve tarla vasfında olduğunun anlaşıldığı, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 1986 yılında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin 18.02.1988 tarihi itibariyle kesinleştiği, davanın ise 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 09.08.2022 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki hususları tekrarlayarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 1986 yılında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin 18.02.1988 tarihi itibariyle kesinleştiği, somut olayda on yıllık hak düşürücü sürenin 18.02.1998 tarihi itibariyle dolduğu, davanın bu tarihten sonra 09.08.2022 tarihinde açıldığı, buna göre dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davacının dava konusu taşınmazla ilgili mülkiyetten kaynaklanan bir hak iddiasında bulunamayacağı, bu nedenlerle Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, dava ve istinaf dilekçelerinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu; Adana ili, Karaisalı ilçesi, ... köyü, ... mevkii çalışma alanında bulunan dava konusu (eski 147) yeni 3015 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 08.02.1988 olduğu, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 09.08.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.