Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1731 E. 2025/2275 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında çocuklarına ve torununa yaptığı taşınmaz satışlarının muvazaalı olup olmadığı ve mirasçıların haklarına tecavüz teşkil edip etmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Murisin taşınmazları devrettiği kişilerin o tarihte bu taşınmazları satın alabilecek ekonomik güce sahip olmadıkları ve satış bedellerinin ödendiğine dair bir kanıt bulunmadığı, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığının anlaşıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1577 E., 2024/167 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/499 E., 2022/214 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle, duruşma isteğinin değerden reddine karar verilip; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; davalılardan ... ile birlikte muris ...'in çocukları ve mirasçıları olduklarını, davalı ...'ın ise murisin davalı ...'dan olma torunu olduğunu, murisin, adına kayıtlı 15700 ada 18 - 167 ada 8 - 16062 ada 17 - 15642 ada 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazlarını satış göstermek suretiyle davalılara devrettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının mirasçıların payları oranında iptal edilerek adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar; taşınmazların bedeli ödenerek satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla

; tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dosyada bulunan Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1228 Esas, 2019/1138 Karar sayılı veraset ilamına göre davacı ... ile davalı ...'ın murisin çocukları, davacılar ..., ..., ..., ... ve davalı ...'ın murisin torunları oldukları, davaya konu taşınmazların davalılara devrine ilişkin akitlerde gösterilen değerler ile taşınmazların keşfen saptanan değerleri arasında bir mislini aşan fark olduğu, murisin taşınmazlarını davalılara satmasını gerektirir bir nedeni olmadığı gibi satış bedelinin de murise ödendiğine dair bir kayda rastlanmadığı, davalı ...'ın taşınmazları devir aldığı tarihteki yaşı göz önüne alındığında o yaştaki birinin gelirinin taşınmazları almaya yetmeyeceği, aksinin kabulünün hayatın olağan akışına uygun olmadığı, keza davalı ...'ın da taşınmazları satın alacak ekonomik gücünün bulunmadığı, murisin sağlık durumu itibariyle başkasının bakımına muhtaç olmadığı, bu bakımdan temlikin bakım karşılığı da yapılmadığı, yeminli dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından anlaşıldığı üzere murisin davalıların etkisinde kaldığı hususları bir arada değerlendirildiğinde murisin temlikteki gerçek amacının diğer mirasçılardan mal kaçırmak olduğu ve işlemin muvazaalı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıların miras payları oranında tapu iptali ve tescile, kalan payların davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesi ile; dava şartı eksikliği bulunduğunu, tamamlama harçlarının süresinde yatırılmadığını, davalıların dava konusu taşınmazları edinme güçlerinin bulunduğunu, taşınmazın keşfen belirlenen değeri ile akitte gösterilen değer arasında fark bulunmadığını, murisin ekonomik sıkıntı içinde olması nedeniyle başkaca taşınmazlarını da sattığını, davacılar ile arasında mal kaçırmayı gerektirir bir sıkıntısının olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1940 doğumlu mirasbırakan ...'in 25.07.2019 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı oğlu ..., davacı torunları ..., ..., ..., ... ve davalı kızı ...'in kaldıkları, davalı ...'in davalı ...'in oğlu olduğu, murisin, adına kayıtlı 15642 ada 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazlarını 02.09.2003 tarihli satış işlemi ile davalı torunu ...'e temlik ettiği, 167 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını 12.08.2012 tarihinde satış yolu ile dava dışı damadı (davalı ...'in eşi) ...'e devrettiği, kalan 1/2 payı ise ...'in dava dışı şahıstan satın alarak tamamına malik olduğu ve daha sonra 10.09.2014 tarihli satış işlemi ile taşınmazı davalı eşi ...'e devrettiği, yine murisin, adına kayıtlı 16062 ada 17 ve 15700 ada 18 parsel sayılı taşınmazlarını ise 07.12.2007 tarihinde satış yolu ile davalı torunu ...'e temlik ettiği, onun tarafından da taşınmazların 01.03.2019 tarihli satış işlemi ile davalı annesi ...'e devredildiği anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki; miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Eldeki dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup (pay oranında verilen İlk Derece Mahkemesi kararının sadece davalılar tarafından istinaf edildiği gözetilerek) pay oranında açılan muris muvazaası hukuki sebebine dayalı davalarda, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyarî dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.

Dosya içeriğine göre; davalı ... adına kayıtlı dava konusu 15642 ada 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazların dava tarihi itibariyle toplam değerinin 418.297,20 TL, bu miktardan davacı ...'nin 4/12 payına isabet eden değerin 139.432,40 TL, diğer davacıların 1/12'şer paylarına isabet eden değerin ayrı ayrı 34.858,10 TL olduğu, yine davalı ... adına kayıtlı dava konusu taşınmazların toplam değerinin ise 1.169.455,30 TL, bu değer üzerinden davacılar ..., ..., ... ve ...'nin 1/12'şer paylarına düşen miktarın ise 97.454,60 TL olduğu, anılan değerlerin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi (2024 yılı) itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, davalı ...'in tüm davacılar yönünden, davalı ...'in ise davacı ... hariç diğer davacılar yönünden temyiz dilekçesinin değerden reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı ...'in davacı ... yönünden temyiz itirazlarına gelince;

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, özellikle dava konusu 167 ada 8 parsel sayılı taşınmazın yeni 22626 ada 8 parsel sayılı taşınmaz olduğu gözetilerek temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ...'in tüm davacılar yönünden, davalı ...'in davacı ... hariç diğer davacılar yönünden temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Davalı ...'in davacı ... yönünden temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 19.971,37 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.