Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1741 E. 2025/2270 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kısıtlıdan vesayet makamının izni olmaksızın alınan vekaletname ile yapılan taşınmaz satışının geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kısıtlı kişinin vesayet makamının izni olmadan verdiği vekaletname ile yapılan taşınmaz satışının geçersiz olduğu, satışın bedelli olmasının bu durumu değiştirmeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/758 E., 2023/1552 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/129 E., 2021/701 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vasisi; davacı babası ...'ün bedensel ve zihinsel engeli sebebiyle Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.09.2011 tarihli ve 2011/484 Esas, 2011/3155 Karar sayılı dosyası ile vesayet altına alındığını, vesayet kararının 12.10.2011 tarihinde kesinleştiğini, davalıların mirasbırakanı olan davacının oğlu ...'ün yatalak ve konuşamaz durumda olan davacıdan 30.01.2012 tarihinde vekaletname alarak kısıtlı adına kayıtlı dava konusu 12042 ada 1 parsel sayılı taşınmazı 04.11.2015 tarihinde diğer davalı ...’e sattığını, akrabaları olan davalı ...'nın davacıyla aynı mahallede oturduğunu ve kısıtlının durumunu bildiğini, vesayet altına alındıktan sonra davacıdan alınan vekaletname ile yapılan devrin yolsuz olduğunu, ayrıca davacıya herhangi bir satış bedeli de ödenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile kısıtlı adına tescilini, olmazsa tazminata karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ...; satışın geçerli bir vekaletnameye dayalı olarak yapıldığını, davacının kısıtlı olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, davacı vasisinin davacının bakım maaşını alabilmek için davacıyı kısıtlattırdığını, öz çocuklarının dahi davacının kısıtlandığını bilmediğini, taşınmazı bedelini ödeyerek iyi niyetle iktisap ettiğini, satış bedelini ödediğinin banka dekontlarıyla sabit olduğunu, davacının felçli olup konuşamamasının zihinsel engelli olduğunu göstermeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalılar ..., ..., ... ve ...; davacı kısıtlının fiziksel engeli olup konuşamadığını, bunun dışında akıl sağlığının yerinde olduğunu, davacının kısıtlandığını daha sonradan öğrendiklerini, dava konusu taşınmazın bedeli karşılığında satıldığını, satış bedelinin bir kısmının davacının masraflarına ayrıldığını, kalanıyla ise davacının oğlu ...'ün borçlarının ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ...’ün Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.09.2011 tarih 2011/481 Esas, 2011/3155 Karar sayılı kararı ile kısıtlanmasına karar verildiği, davacı vesayet altına alındıktan sonra davalıların mirasbırakanı ...’e verdiği vekaletname ile diğer davalı ...'e dava konusu taşınmazın devredildiği, ancak vekaletname ve satış tarihinde davacının kısıtlı olup vesayet makamından izin alınmaksızın yapılan devrin geçersiz olduğu gerekçesiyle ilk el konumunda bulunan davalı ... adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kısıtlı iken vesayet makamının izni alınmadan yapılan temlikin geçersiz olduğu, satışın bedeli karşılığında yapılmış olmasının devri geçerli hale getirmeyeceği, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu satışın tapu memurları önünde resmi şekilde yapıldığını, davalının kısıtlının vekaletnamesinin geçerliliğini sorgulama imkanı bulunmadığını, kaldı ki noterde vekaletname verilirken dahi kısıtlılık hakkında nüfustan bir bildirim yapılmadığını, davalıların murisi Ahmet’in davacının oğlu olduğundan işlem yapmasının şüphe uyandırmadığını, davacının diğer öz çocuklarının dahi davacının kısıtlandığını bilmediklerini, davacının fiziksel engeli olup kendisini hareketlerle ifade edebildiğini, bu nedenle ehliyetsiz olduğundan bahsedilemeyeceğini, davalının iyi niyetle bedelini ödeyerek taşınmazı satın aldığını, dinlenen tanıklar da davacının akli melekelerinin yerinde olduğunu ve kendisini ifade edebildiğini beyan ettiklerini, davalının davacının kısıtlı olduğunu bilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.09.2011 tarihli ve 2011/481 Esas, 2011/3155 Karar sayılı kararıyla davacı ...'ün TMK'nın 405/1. maddesi uyarınca kısıtlanmasına karar verilerek kızı ...'ın vasi olarak atandığı, kararın 12.10.2011 tarihinde kesinleştiği, davacının kısıtlandıktan sonra 31.01.2012 tarihli vekaletname ile oğlu ...'ü vekil tayin ettiği, vekil Ahmet'in vesayet makamının izni olmaksızın dava konusu 12042 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacı adına olan 2/4 payın tamamını 04.11.2015 tarihinde diğer davalı ...'e satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 16.048,26 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.