"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1131 E., 2024/129 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/65 E., 2023/23 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; eşinden kalan ikramiye ile ev sahibi olmak istediğini, davalı ile de bu aşamada tanıştığını, davalı ... ... ile ... ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 14 numaralı bağımsız bölümün 260.000,00 TL bedelle satımı konusunda anlaştıklarını, devir tapuda gerçekleştirilecek olsa da satış bedelinin 100.000,00 TL'sinin nakit ve elden, kalanının ise senet yapılmak suretiyle ödeneceğini kararlaştırdıklarını, davalıya güven duyduğu için senede teminat olarak imza attığını, taşınmaz için ödemesi gereken kalan parayı bankadan kredi çekip davalıya ödediğini, davalının satış bedelini aldığı gibi senedi de kendisine iade etmediğini, yine aralarında yapılan anlaşmaya binaen, kredi borcu bitene kadar 1/20 payın davalının eşi adına tescil edildiğini, kredi borcu bittiğinde kalan 1/20 payın da adına kaydedileceğini, davalı İsa'nın satış vekaleti vermesi ile tüm resmi işlemleri yapacağına, kendisini formalitelerle yormayacağına dair ikna ettiğini, 2019 yılına gelindiğinde işlem yapmak için tapuya gittiğinde taşınmazın tamamının diğer davalı ... adına kayıtlı olduğunu öğrendiğini, yaşlılığı nedeniyle kendisini birden fazla kez kandıran davalı İsa ...'in vazgeçirmek için, kendi doldurduğu senetle aleyhine icra takibi başlattığını, ancak davalıyı vekillikten azlettikten sonra suç duyurusunda da bulunacağını belirtince bu defa davalının icra dosyasından feragat ettiğini, dava konusu taşınmazın davalı ...'a devredildiğini, davalı tarafın vekalet yetkisini kötüye kullandığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; dava konusu taşınmazı bedeli karşılığında ... Emlak aracılığı ile satın aldığını, gerekli iş ve işlemleri ... ...'in yaptığını, davacının kendini kiracı olarak tanıttığını, iki hafta içerisinde taşınmazı tahliye edeceğini beyan ettiğini, davacı ile diğer davalılar arasındaki hukuki ilişkiyi bilmediğini, taşınmazı satın almadan önce taşınmaz üzerindeki ipoteğin fek edildiğini, davanın kötüniyetle açıldığını, İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/843 Esas sayılı tahliye davasını açtığını, gerek davacı ile gerekse davalı ... ile defalarca görüşmesine rağmen hiçbir sonuç alamadığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ... ve ...; davacının iddialarının doğru olmadığını, 03.12.2016 tarihli sözleşme ile dava konusu taşınmazın satışı konusunda anlaşıldığını, davacının sözleşmede yazılan satış bedelinin tamamını ödemediğini, taşınmazın iadesini kabul etmediğini, senedin takibe konulması üzerine 14.06.2019 tarihli protokolü imzaladığını, vekaletname verdiğini, davacının bakiye borcu ödememesi üzerine bilgisi ve rızası dahilinde taşınmazın devredildiğini, taşınmazın devrinden sonra dava konusu eve defalarca alıcıların gittiğini, davacının alıcılarla görüşüp taşınmazı boşaltacağını söylediğini, taşınmazın bedelinin diğer davalı ... tarafından verilmesi üzerine icra dosyasında takipten feragat edildiğini, hacizlerin kaldırıldığını, 21.01.2020 tarihinde de davacı tarafından çekilen kredinin de kapatıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; vekalet görevinin kötüye kullanıldığı yönündeki iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın taşınmazın aynına yönelik olması da gözetilerek davalının ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin yerinde görülmediği, davanın reddine dair verilen kararın da hukuka uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı tanık beyanlarında çelişkiler bulunduğunu, doğruyu yansıtmayan, taraflı, çelişkili ve yoruma dayalı olan tanık ifadelerine dayanılarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, protokol ve vekaletname olsa da davacı ile davalı arasındaki anlaşmaya göre davalının haber vermeden iş yapmasının kararlaştırılmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının ödemiş olduğu bir değer varken, en kötü davalının gerçeği yansıtmayan beyanları ışığında davacının, davalı yana maddi olarak borçlu olduğu kabul edilip bakiye borcun tahsiline karar verilebileceğini, senet ve protokolün korkutma ve tehdit ile yapıldığını, hem de teminat niteliği taşıması için verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalı ... ...'in 05.12.2016 tarihinde çekişme konusu 14 numaralı bağımsız bölümünün 1/20 payını eşi olan diğer davalı ...'e, 19/20 payını ise davacıya satış suretiyle devrettiği, davacının İzmir ... Noterliğinin 14.06.2019 tarihli ve 8584 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davalı ...'yi vekil tayin ettiği, 14 numaralı bağımsız bölümdeki davacı adına kayıtlı 19/20 payın davalı vekil ... tarafından 02.07.2019 tarihinde satış suretiyle davalı eşi...'ye temlik edildiği, Ayşe'nin ise maliki olduğu dava konusu bağımsız bölümün tamamını 14.01.2020 tarihinde satış suretiyle diğer davalı ...'ye devrettiği anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.