"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/603 E., 2023/1546 K.
HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret /Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hopa Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/214 E., 2022/199 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; mirasbırakan annesi ...’nin 1320 yılında ölen ...’in mirasçısı olduğunu, kadastro tespitinde Artvin ili, Hopa ilçesi, ... Mahallesinde yer alan 271 ada 19, 20 ve 23 parsel sayılı taşınmazların 1320 yılında ölen ... adına tespiti gerekirken kök mirasbırakanın tek oğlu olan 1949 yılında ölen ve davalıların yakın mirasbırakanı ...’in mirasçıları adına tespit ve tescil edildiğini, bu işlemin sehven yapıldığını, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile 1320 yılında ölen ...’in mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Fatma mirasçıları olan davalılar, davacının dava konusu taşınmazlarda paydaş olmadığını ve hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının 15.06.1998 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 16.09.2020 tarihinde açıldığı, kadastro tespitinin kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yazılı on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların mülkiyetinin, 22.02.1949 tarihinde ölen davalıların mirasbırakanı ...'e değil, kendisinin de mirasçısı olduğu Hicri 1320 (Miladi 1904) tarihinde ölen baba ...'e ait olduğunu, taşınmazın mirasçılardan sadece davalıların mirasbırakanı ... adına tespit ve tescil edildiğini, eksik inceleme yapıldığını tanıklarının dinlenilmediğini, tespit tutanaklarında tespit malikinin taşınmaza 80-90 yıldır zilyet olduğunun yazılı olduğunu, 1949 yılında ölen ...'in bahsi geçen tarihlerde zilyet olmasının mümkün olmadığını, tutanaklara baba ... yerine sehven oğlu ...'in yazıldığını, yolsuz tescilin söz konusu olduğunu, hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2012/4695 Esas ve 2012/11132 Karar sayılı kararında da yolsuz tescilde hak düşürücü sürenin uygulanmasına imkan olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro tespitinin kesinleştiği 12.06.1998 ile eldeki davanın açıldığı 16.09.2020 tarihleri arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yazılı on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, tüm dosya kapsamına göre Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, aşamadaki beyanlarını tekrarla ve istinaf dilekçesindeki gerekçelerle kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3402 sayılı Kadastro Kanun'un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda Artvin ili, Hopa ilçesi, ... Mahallesinde yer alan 271 ada 19, 20 ve 23 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin 17.10.1994 tarihlerinde, askı ilanlarının ise 14.05.1998-12.06.1998 tarihleri arasında yapıldığı, eldeki davanın Kadastro Kanunu'nun 12 inci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 16.09.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.