"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/609 E., 2024/810 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/316 E., 2024/22 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 17.07.2001 tarihinde ölen ...'in oğlu ve yasal mirasçısı olduğunu, müvekkilinin....'nin ilk evliliğinden çocuğu olup tek öz kardeşinin ... .... olduğunu, ...'nin ikinci eşi davalı ...'in müvekkilinin üvey annesi, diğer davalılar ...,....,.... ve ....'nın ise müvekkilinin üvey kardeşleri olduğunu, müvekkilinin Almanya'da büyüdüğünü, Türkçe'yi iyi anlamadığını ve iyi konuşamadığını, 2004 yılında davalıların müvekkiline babalarından miras yerine borç kaldığını, vergi cezaları olduğunu, resmi bir takım işlemlerin yapılması için kendilerine yetki verilmesi gerektiğini belirttiklerini, bunun üzerine müvekkilinin Berlin Konsolosluğuna giderek hiç tanımadığı ancak davalıların akrabası olan ...'na vekaletname verdiğini, müvekkilinin miras payının... tarafından davalılara satıldığını, müvekillinin bu durumdan haberdar olmadığını, 2021 yılı Ağustos ayında üvey kardeşlerinin müvekkili araması ve Çorum'da miras kalan yerlerden bir kısmının satılacağını söylemeleri sonucu babasından miras kalan yerlerle ilgili tapudan sorgulama yapma gereksinimi duyduğunu ve babasından kalan tüm mirasın davalıların üzerine satışının gerçekleştiğini kendisine hiçbir bedel ödenmediğini öğrendiğini, yine 2021 yılı Eylül ayında davalılara satılan miras payının bir kısmının... isimli bir akrabalarına satıldığını öğrendiğini, müvekkilinin açıkça davalılar tarafından kandırıldığını, müvekkilinin Çorum'daki resmi işleri halletmesi amacı ile vermiş olduğu vekaletname ... tarafından kötüniyetli kullanılarak müvekkilin tüm miras payının davalılara satıldığını, bu satışla ilgili haber ve hesap verilmediği gibi satış bedelinin de müvekkiline gönderilmediğini, ...'nun davalılardan ...'in kayınpederi olup davalılar işbirliği halinde hareket ederek müvekkil ve diğer kardeşi ...'nın Türkçe'yi çok anlamamalarını ve Almanya'da yaşamaları dolayısıyla miras paylarından haberdar olmamasını fırsat bilerek tüm miras paylarını üzerlerine aldıklarını, müvekkilinin hileli bir şekilde kandırıldığını, babasından kalan miras payından hiçbir hakkını alamadığını, ...'na verilen satış yetkisinin kötüniyetli olarak kullandığını, müvekkilinin ...'nu Samsun 7. Noterliğinin 07.12.2021 tarih ve 06717 yevmiye numaralı azilnamesi ile vekilllikten azlettiğini ileri sürerek Çorum ili ....mevki ... ada 26 parsel ve ...ada 31 parsel sayılı taşınmazların satış işleminin ve tapu kaydının iptali ile miras payı oranında müvekkili adına tesciline, mümkün değilse müvekkilinin payına denk düşen miras paylarının tazmini için şimdilik 1.000,00 TL belirsiz alacağın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; tapu iptali tescil talebinin de bedel talebinin de zamanaşımına uğradığını, husumet itirazında bulunduklarını, dava konusu ...ada 31 parsel sayılı taşınmazın dava dışı Ayşenur Çayan adına kayıtlı olduğunu, davanın Ayşenur'a yöneltilmesi gerekirken müvekkillerine yöneltildiğini, öte yandan davacının Türkçe konuşamadığı ve anlamadığı iddialarını kabul etmediklerini, aksi düşünülse dahi Konsolosluklarda bu vekaletname hazırlanırken işlemi yapan görevlinin tarafları evrakın içeriği konusunda bilgilendirdiğini, bu nedenle davacının satış vekaletnamesini içeriğini bilmeksizin ya da içeriği hakkında yanılgıya düşerek imzalamış olduğu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca vekaletname içeriğinde davacının vekaletnameyi okuduğu, yazılanların gerçek isteği olduğunun açıkça belirtildiğini, davacının, müvekkili...'ı tanımadığı halde vekaletname verdiği iddiasının hayatın olağan akışına, uygulamaya ve adetlere aykırı olduğunu, davalılardan...'ın davacının üvey annesi olan diğer davalı müvekkil ...'nın kız kardeşinin kocası ve davacının üvey kardeşi olan diğer davalı ...'in kayın babası olduğunu, davalı müvekkilinin davacı ile çok da uzak olmayan iki yönlü akrabalığı bulunduğunu, davaya konu vekaletnamede davacı "Babası ...'den Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde intikal edecek tüm menkul ve gayrimenkullerin hisselerinin tamamını ..., Leyla KARABIYIK, ..., ..., ... ve ...'e devretmeye, satmaya..." şeklinde beyanda bulunarak yetki verildiğini, vekaletnamede satış ve devri yapılabilecek tüm taşınmazları açıkça belirttiğini ve yine davalıların tümünün ismini sayarak taşınmazların devir ve satışının kimlere yapılacağını açıkça ifade ettiğini, muris ...'in 2001 yılında öldüğünü, geriye mirasçı olarak eşi ve yedi çocuğunun kaldığını, davacı ... ve kardeşi ... Günesen'in vekaletnamenin verildiği tarihte Türkiye ile bir ilişkilerinin olmaması, Türkiye'ye dönme planları ve niyetlerinin olmaması sebebiyle babalarından intikal eden mallarla ilgilenemeyeceklerini, bunları satmak istediklerini diğer mirasçılara ilettiğini, bunun üzerine tarafların 2004 yılında anlaştığını, bu anlaşmaya göre davacı ... ve kardeşi ...'nın babalarından kendilerine intikal eden hisselerini diğer mirasçılara ayrı ayrı 5.000,00 Euro karşılığında satmayı kabul ettiğini ve toplamda 10.000,00 Euro karşılığında ... ve Hakkı'nın miras paylarını diğer mirasçılara sattığını, devir işlemlerini gerçekleştirebilmek için de Türkiye'de olması sebebiyle davalı ...'a vekaletname verildiğini, bu bedelin 5.000,00 Euro'luk kısmı Türkiye'den, davalı müvekkil...'ın kızı olan ve diğer davalı müvekkil ...'in baldızı olan ... tarafından müvekkillerine gönderildiğini ve 10.000,00 Euro'nun Başkonsoloslukta vekaletnamenin verildiği gün elden herkesin huzurunda ödendiğini ve ancak paranın tümünü aldıktan sonra vekaletname düzenlendiğini, netice olarak davacı ... ve dava dışı kardeşi ...'nın dava konusu ... ada 26 parsel ve ...ada 36 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerini diğer mirasçılara sattığını ve bedelini de nakden aldıklarını, taraflar arasında alım satım husundaki görüşme ve anlaşma sadece bu iki taşınmaz için olması hasebiyle vekaleten işlemler gerçekleştirildiğini ve alıcı davalılar adına tescilinin sağlandığını, eğer davacı yanın iddia ettiği gibi gizli ve hileli bir işlem olsa idi davacı adına Samsun'da yine müvekkillerle ortak oldukları çok yüksek değerli bir taşınmaz daha bulunduğunu, bu taşınmaz hakkında da bir devir ve tescil işlemi yapılacağını, davacı yan hissesini sattıktan yıllar sonra günümüzde taşınmazların bulunduğu bölgeye TOKİ tarafından bir mahalle kurulduğunu, taşınmazlardaki değer artışını öğrenen davacı yanın, kötü niyetli olarak davalılardan daha fazla para alabilmek amacıyla eldeki davayı açtığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.04.2023 tarih ve 2021/340 Esas, 2023/121 Karar sayılı kararıyla; davacının, Berlin Başkonsolosluğunda yapmış olduğu düzenleneme şeklindeki vekaletnamede üzerine kayıtlı taşınmazları davalılara devretmeye, hibe etmeye, satmaya, satış bedellerini almaya ...'nu vekil tayin ettiği, söz konusu belgede vekaletnameyi okuduğunu ve yazılanların gerçek isteği olduğunu bildirdiği ve vekaletnamenin muavin konsolos huzurunda imzalandığı, söz konusu belge resmi belge niteliğinde olup sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olduğu, davacının söz konusu belgenin sahte olduğunu ispat edemediği, yine vekalet görevini kötüye kullanma ve hile iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil davalarında ispat yükünün davacıda olduğu, davaya konu vekaletnamenin incelenmesinde davacının üzerinde kayıtlı taşınmazları davalılara satmak için vekaletname verdiğinin sabit olduğu, bu haliyle davacının iddialarını ispat edemediği, dinlenilen davalı tanıklarının da davacının talimatı doğrultusunda işlem yapıldığını beyan ettiğinin anlaşıldığı, tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Kaldırma Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 03.10.2023 tarih ve 2023/2018 Esas, 2023/2408 Karar sayılı kararıyla; Yerel Mahkemece davacının davasının sübut koşullarının oluşmadığı ve ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de somut olayda davacının davadaki iddiasını sunduğu delillerle ispat edemediği, davacının delil listesinde yemin deliline de dayandığı, ispat yükü kendisine düşen ve davasını diğer delillerle kanıtlayamayan davacıya iddia ve talebi konusunda diğer tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 225 ve devamı maddelerindeki yeminle ilgili usul işlemleri yerine getirilerek, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesis edilerek talebinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
B. Kaldırma Kararından Sonra İlk Derece Mahkemesince Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, Berlin Başkonsolosluğunda yapmış olduğu düzenleneme şeklindeki vekaletnamede üzerine kayıtlı taşınmazları davalılara devretmeye, hibe etmeye, satmaya, satış bedellerini almaya ...'nu vekil tayin ettiği, söz konusu belgede vekaletnameyi okuduğunu ve yazılanların gerçek isteği olduğunu bildirdiği ve vekaletnamenin muavin konsolos huzurunda imzalandığı, söz konusu belgenin resmi belge niteliğinde olup sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olduğu, davacının söz konusu belgenin sahte olduğunu ispat edemediği, yine vekalet görevini kötüye kullanma ve hile iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil davalarında ispat yükünün davacıda olduğu, davaya konu vekaletnamenin incelenmesinde davacının üzerinde kayıtlı taşınmazları davalılara satmak için vekaletname verdiğinin sabit olduğu, bu haliyle davacının iddialarını ispat edemediği, dinlenilen davalı tanıklarının da davacının talimatı doğrultusunda işlem yapıldığını beyan ettiğinin anlaşıldığı, tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
C. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin mirastan feragat sözleşmesi bulunmadığını ancak İlk Derece Mahkemesince müvekkilinin ...'na verdiği vekaletnamenin adeta mirastan feragat dilekçesi olarak değerlendirildiğini, müvekkilinin Türkçe'sinin iyi olmadığını ve resmi işlemlerin halledilmesi için gerekli olduğu söylenen vekaletnameyi imzalamakla herhangi bir hak kaybı yaşayacağının öngöremediğini, üvey kardeşlerinin Türkiye'deki miras işlemlerini halletmekte zorlandıklarını müvekkiline beyan etmeleri ve müvekkilin üvey kardeşlerinden ...'in kayınpederi olan ...'na vekaletname vermek zorunda olduğu şeklindeki ısrarları sonucu konsoloslukta imzaladığı vekaletnameye dayanılarak müvekkilinin tüm miras payının satılması ve müvekkiline hiçbir pay verilmemesinin açıkça vekalet görevinin kötüye kullanıldığının göstergesi olduğunu, kabul etmemekle birlikte davalı tanıklarının müvekkilinin 5.000 Euro karşılığında mirastan feragat ettiğini beyan ettikleri ancak dosyaya gelen bilirkişi raporlarındaki meblağa kıyasla 5.000 Euro'nun çok düşük kaldığı ve müvekkiline hakkı olan payın verilmediğinin davalı tanıklarının beyanlarıyla kısmen ortada olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Çorum 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.07.2021 tarih ve 2021/1094 Esas, 2021/1159 Karar sayılı veraset ilamının incelenmesinde muris ...'in 17.07.2001 tarihinde öldüğü, terekesinin 28 pay kabul edildiği, 7 payın davalı eşi ..., 3'er payın davalılar ...,...., ..., ..., ...'e, 3 payın davacı ..., 3 payın ise dava dışı kardeşi ....'e ait olduğu, davacının, Berlin Başkonsoluğunun 15.01.2004 tarih ve 269 numaralı düzenleme şeklindeki vekaletnamesi ile Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilindeki üzerine kayıtlı ya da intikal edecek taşınmazlardaki bilcümle miras hak ve hisselerinin tamamını, eldeki davada davalılar olan ..., ...., ..., ..., ... ve .... adlı diğer mirasçılara müştereken devretmeye, hibe etmeye, satmaya, satış bedellerini almaya eldeki davada davalı (vekil) ...'nu vekil tayin ettiği, davalı vekil ...'nun da bu vekaletnameye istinaden çekişme konusu ...ada 31 parsel (eski 163 parsel) ile ... ada 26 parsel (eski 222 parsel) sayılı taşınmazlarda intikal işlemini takiben 27.10.2004 tarih 11717 yevmiye numaralı satış işlemi ile davacının çekişme konusu taşınmazlarda murisinden intikal eden 3/28 payını vekaletnamede ismi yazılı olan murisin diğer mirasçıları olan davalılara seviyyen satış suretiyle devrettiği, davalıların çekişme konusu ...ada 31 parsel (eski 163 parsel) sayılı taşınmazda bu şekilde devraldıkları davacı hissesini kendi hisseleri ile birlikte eldeki davadan önce 02.09.2021 tarihinde dava dışı ....'a satış yoluyla devrettikleri, çekişme konusu ... ada 26 parsel (eski 222 parsel) sayılı taşınmazda ise halen davalıların müştereken malik oldukları anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.