"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2105 E., 2024/280 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/82 E., 2022/442 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle duruşma isteğinin değerden reddine karar verilip; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; davacının 1939 doğumlu, okuma yazma bilmeyen, yaşına bağlı birçok hastalığı bulunan biri olduğunu, davacının kızı ve damadıyla ortak olarak aldığı ancak tapu sicilinde davacı adına kayıtlı 470 ada 3 parsel sayılı taşınmazın birçok kez davalı Şirket adına çalışan alıcılar tarafından satın alınmak istendiğini ancak davacının taşınmazı kat karşılığı inşaat yapılması için bir müteahhide verme amacı olduğunu, davacının çocuklarından ...'ın uyuşturucu bağımlısı olması ve dengeli yaşam sürmemesi nedeniyle 24.12.2013 tarihinde davacıyı korkutarak apar topar ... Tapu Müdürlüğüne götürdüğünü, davacının ne için işlem yaptığını bilmediğini, davalının oğlu ...'ın Ceza İnfaz Kurumuna alınması sonrasında annesi davacının diğer çocuklarına durumu aktarmasıyla dava konusu 470 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı Şirket adına tescil edildiğinin ortaya çıktığını, taşınmazın değerinin çok altında 420.000,00 TL bedelle tapuda devredildiğini, diğer yandan davacıya herhangi bir ödeme de yapılmadığını, davacının okuma yazma bilmemesi nedeniyle bilgisizliğinden, yaşlılığından yararlanıldığını, kandırıldığını ve ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek 470 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiş, davacı ...'nın 10.12.2017 tarihinde ölümüyle mirasçıları davaya devam etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... Gayrimenkul Geliştirme İnşaat ve Yatırım Anonim Şirketi cevap dilekçesinde; davalı Şirketin piyasada arsa araştırmak gibi misyonu olmadığını, davacının aracısı olan ... tarafından taşınmazın satış teklifi üzerine, teklifin Şirketin belirlediği fiyat aralığında kalması nedeniyle satın alındığını, aynı gün 3 ayrı satış işleminin yapıldığını, davacının tapuya oğluyla birlikte geldiğini ve davacı tarafın istemesi üzerine ödemenin operasyonel risklerine rağmen elden yapıldığını, ... Tapu Müdürlüğü ile ... Belediye Başkanlığına ait Emlak Vergisi Tahsil Şubesi veznesinde para sayma işleminin gerçekleştiğini, davacının resmi senedi okuduğunu yazarak imzaladığını, davacının işlem sırasında fiil ehliyetinden şüphe duyulmadığı için rapor alınmadığını, taşınmazın aynı gün alınan diğer iki taşınmaza göre m2 olarak fiyatının daha yüksek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 27.02.2020 tarihli ve 2014/78 Esas, 2020/38 Karar sayılı kararıyla; davalının davacıyı hile ile satışa razı etmesi söz konusu olmayıp davacı oğlu ...'ın borçlarını ödemesi için kendi rızası ile hissesini sattığı, hisseli taşınmazın bedelinin aynı gün dava dışı kişilerden alınan taşınmaz bedellerinden daha fazla olduğu, bedelin bu nedenle düşük olarak kabul edilemeyeceği, davalının davacının zor durumundan faydalanması ve aşırı bir yararlanmasının bulunmadığı, satışın usulüne uygun bulunduğu anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nin 26.01.2021 tarihli kararıyla ehliyetsizlik yönünden araştırma yapılmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmıştır.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dava konusu taşınmazdaki 447/2400 payını 24.12.2013 tarihinde 420.000,00 TL bedelle ... Gayrimenkul Geliştirme İnşaat ve Yatırım A.Ş 'ye sattığı, davacının tapu senedini okudum diyerek imzaladığı, davalının, 24.12.2013 tarihinde yapılan 420.000,00 TL'nin davacıya teslim edildiğine dair davacının imzasını taşıyan belgenin bir örneğini ve davacıya ödenen 420.000,00 TL'nin bankadan çekildiğine dair banka dekontunu dosya içerisine sunduğu, davacının dava dışı oğlu ...'a ait banka hesabına 24.12.2013 tarihinde 330.000,00 TL yatırıldığı, davacının devrettiği payın dava tarihi ve devir tarihi itibarıyla değerinin 537.057,00 TL olduğunun bilirkişi heyeti raporuyla tespit edildiği, Tapu Müdürlüğünün kamera kayıtlarının uzman bilirkişiye inceletildiği, bilirkişi raporunda, tapu memurunun belgeleri okuduğunu, davacının gözlüğünü takarak tapu senedinin 3 sayfasına imza attığının bildirildiği, davacının tüm hastane ve ilaç kayıtları getirtilerek ehliyetsizlik yönünden inceleme yapıldığı ve ATK raporunda davacının işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun tespit edildiği, böylece davacının kendi isteği ile ve bilinçli olarak taşınmazını davalıya sattığı, hile, gabin ya da iradeyi sakatlayan başka herhangi bir durumun varlığının davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun raporuna göre işlem tarihi olan 24.12.2013 tarihinde davacı-muris ...'nın fiil ehliyetinin bulunduğu, dava konusu taşınmazın tapuda 420.000,00 TL bedelle davalıya satışının yapıldığı, davalı tanık anlatımlarına göre satış bedelinin elden ...'ya ödendiği, davacı tanığı ...'ın satış bedelini kardeşleri ...'ın alarak bankaya yatırdığı konusunda beyanının bulunduğu, buna göre tapuda yazılan bedel ile taşınmazın keşfen satış tarihi itibariyle (satış tarihi ve dava tarihinin yakın olduğu ve taşınmaz değerinin aynı olduğunun rapor edildiği) belirlenen değerin arasında fahiş fark bulunmadığı, bu haliyle davacı ...'nın işlem tarihi itibariyle ehliyetsiz olmadığı ve yapılan satış işleminde gabin (aşırı yararlanma) bulunmadığı ve satış bedelinin ödendiği, diğer yandan tapuda yapılan işlem sırasında kamera kayıtlarının incelenmesinde ...'ın davacı ...'ya karşı tehdit ve korkutma eylemlerinin tespit edilmediği, tehdit ve korkutmanın dosya kapsamına göre davacı tarafça da ispatlanamadığı, bu yöndeki iddianın davacı tanığı olarak dinlenilen ve sonrasında ...'nın ölümüyle mirasçı/davacı sıfatıyla davaya devam eden ...'ın beyanına dayandığı, onun da tehdit ve korkutmaya ilişkin açık görgüsünün bulunmadığı, davalının da ...'a ve ...'ya karşı hileli davranışlarının tespit edilemediği anlaşılmakla davanın reddine yönelik verilen Mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili duruşma istemli temyiz dilekçesinde özetle; ehliyetsizlik iddiası yönünden yalnızca ATK'dan rapor alındığını, taraflarının dinlenmediğini, davalı Şirketin muris ...'yı uyuşturucu bağımlısı oğlu ... vasıtasıyla kandırdığını, taşınmazın değerinin çok altında bedelle satıldığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava ehliyetsizlik, korkutma, aldatma ve aşırı yararlanma hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemi istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden; davacının dava konusu 470 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 447/2400 payını 24.12.2013 tarihinde 420.000,00 TL bedelle davalı Şirkete satış yoluyla temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.