Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1873 E. 2025/2374 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, taşınmaz satış bedelinin ödenmemesi üzerine, bedelin tahsili yerine tapu iptali ve tescil talep etmiş, davalı banka ise eş rızası olmadığı gerekçesiyle ödeme yapmamıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı bankanın kredi vereceğine dair taahhüdüne güvenerek taşınmazı devrettiği ancak bankanın gerekli araştırmaları sonradan yaparak krediyi vermemesi nedeniyle davacının iradesinin sakatlandığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği yönündeki muhalefet şerhine rağmen, temyiz incelemesi sonucunda usul ve yasaya uygun bulunarak yerel mahkeme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2116 E., 2024/286 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/385 E., 2022/80 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacı ile davalı ...'in davacı adına kayıtlı 654 ada 6 parseldeki 29 nolu bağımsız bölümün 340.000,00 TL bedelle satışı konusunda anlaştıklarını, yapılan anlaşmaya göre satış bedelinin 90.000,00 TL'sinin davalı tarafından peşin olarak ödeneceği ve kalan kısım için davalı ...'ün diğer davalı Bankadan 250.000,00 TL kredi kullanacağının kararlaştırıldığını, davalı ...'ün diğer davalı Bankadan 250.000,00 TL kredi talebinde bulunduğunu ve Banka tarafından bu talebin kabul edildiğini, davalı Banka tarafından verilen garanti üzerine davacı tarafından 17.06.2020 tarihinde taşınmazın davalı ...’e temlik edildiğini, taşınmaz üzerine 250.000,00 TL'lik ipotek tesis edildiğini ancak daha sonra davalı Bankanın davacının eşinin temlike rızası gerektiğinden bahisle davacıya ödeme yapmadığını, imzanın daha önce talep edilmediğini, davalının da 250.000,00 TL bakiye satış bedelini ödemediğini, davalı Bankanın gerekli incelemeleri yaparak baştan talep etmesi gereken muvafakati sonradan talep etmekle birinci derecede davacıya karşı sorumlu olduğunu ileri sürerek davalı Banka tarafından taahhüt edilen 250.000,00 TL bedelin satışın yapıldığı 17.06.2020 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalı Bankadan alınarak davacıya verilmesine, bu mümkün olmadığı taktirde davalı ... adına kayıtlı dava konusu bağımsız bölüm üzerine davalı Banka tarafından konulan ipoteğin fekki ile tapu kaydının iptaline ve taşınmazın davacı adına tesciline, davacıya yapılan kısmi ödeme miktarı olan 90.000,00 TL'nin davalı alıcıya ödenmek üzere Mahkeme veznesine davacı tarafından depo edilmesine karar verilmesini, aşamada bedelin ödenmesi isteklerinden vazgeçerek tapu iptali ve tescile hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Kuveyt Türk Katılım Bankası Anonim Şirketi vekili; aile konutu niteliğindeki taşınmazın diğer eşin rızası olmaksızın devredilmesinin hükümsüz olduğunu, davalı ...'ün kredi başvurusu sırasında konut satıcısının kredi konusu evde ikamet edip etmediğinin sorulduğunu, davalı tarafından satıcının söz konusu evde oturmadığının beyan edilmesi üzerine değerlendirme sürecinin başlatıldığını, Covid 19 tedbirleri nedeniyle satın alınacak konutun içi görülmeden fotoğrafla değerlendirme sürecinin tamamlandığını, bu sebeple konutta ikamet eden olup olmadığı hususunun tespit edilmediğini, aile konutu olduğu henüz tespit edilemeyen taşınmazla ilgili eş muvafakatinin satıcıdan talep edilmediğini, taraflarca satış işleminin tamamlanması akabinde ödeme için banka tarafından yapılan kontrollerde davacı ...'ın MERNİS sisteminde kayıtlı adresinin davaya konu taşınmazda olduğunun görüldüğünü, davacıdan taşınmazın devrine ilişkin eş rızasını sağlamasının talep edildiğini, ancak davacının eş rızasını temin edemediğini, bu nedenle eş rızasının olmaması sonucunda kesin hükümsüz olan taşınmaz devri uyarınca taşınmazın diğer davalı ... adına tescilinin yolsuz olduğunu, taşınmazın Birgül adına tescilinin satıcının eşinden rıza alınmaması nedeniyle yolsuz olması karşısında davalı bankanın kredi koşullarının sağlanamamış olması nedeniyle ödeme yapmamasında hukuki aykırılık bulunmadığını, taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin usulüne uygun olduğundan bahsedilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalı ...'in vekili; davacı satıcının sözleşme öncesi görüşmelerde kusurlu davrandığını, davalı Bankanın da basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı davrandığını, yapılacak inceleme açısından göstermesi gereken dikkat ve özen yükümlülüğünün de yerine getirilmediğini, dava konusu taşınmazın "aile konutu" niteliğinde olmadığının ön sorun olarak incelenerek tespit edilmesine ve davacı tarafın asli talep olarak öne sürdüğü banka lehine dava konusu taşınmazda tesis edilen ipotek ile teminat altına alınan kredi tutarının davalı Banka tarafından ödenmesine ilişkin talebinin kabulüne, terditli talebin reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; semenin ödenmemesinin davacı tarafa tapu iptal-tescil hakkı tanımayacağını ancak davacı tarafın taşınmaz devrini davalı Bankanın taahhüdü üzerine gerçekleştirdiği, davalı Banka tarafından ödemenin yapılmadığı husunda uyuşmazlık bulunmadığı, diğer davalı ... tarafından da bakiye semenin ödendiğinin ispat edilmediği gibi bu yönde de bir savunmanın bulunmadığı, bu haliyle davacının devir sırasında semenin ödeneceği inancıyla iradesinin fesada uğradığı, bu haliyle davacı yanın tapu iptal-tescil talebinde bulunabileceği ve tapu kaydı üzerinde bulunan ipotek şerhinin de kredi bedelinin ödenmemesi sebebiyle ipoteğe bağlı bir alacak bulunmadığından fekkinin gerektiği, davalı Banka yönünden ipoteğin fekki talebine ilişkin, davalı ... yönünden ise tapu iptal-tescil talebine ilişkin davalı ... tarafından ödenen bedelin sözleşmenin feshi halinde davacı açısından sebepsiz zenginleşme teşkil edeceğinden, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca ödenen bedelin ulaştığı değerin davacı tarafça depo ettirilip davalı ...'e iadesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı tarafın terditli talebinin kabulü ile davalı ... adına devredilen dava konusu 29 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bağımsız bölüm üzerinde davalı Banka lehine kayıtlı bulunan ipoteğin terkinine, davacı tarafından depo edilen 96.526,81 TL'nin karar kesinleştiğinde tüm nemalarıyla birlikte davalı ...'e ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; 20.09.2021 tarihli duruşmada davacının öncelikli talebinden vazgeçtiğini beyan ettiği, davacının öncelikle davalı ... yönünden bedel talebi bulunmadığı, davacının davalı Bankaya karşı öncelikli talebi olan bedel istemini geri alıp davalı Banka tarafından da vazgeçme kabul edildiğinden HMK’nın 123. maddesi dikkate alınarak davacının öncelikli talebi hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, tapu iptali ve tescil talebi yönünden ise bedelin ileriki tarihlerde ödeneceğine dair taraflar arasında bir anlaşma bulunmakta ise artık bir irade fesadından söz edilemeyeceği, somut olayda irade fesadının varlığından söz edilemeyeceğinden bedelin ödenmemesi nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin de reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davalıların istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davalı Banka yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek ve davacının talebini geri almasının davalı tarafın açık muvafakatine bağlı olduğunu, davalı Banka ile zorunlu dava arkadaşı olan diğer davalı ...'ün muvafakat etmemesi üzerine yargılamaya her iki talep yönünden de devam edildiğini, davalı Bankanın basiretli bir tacir gibi davranmadığını, özen yükümlüğüne aykırı hareket ettiğini, davacının kredi bedelinin kendisine ödeneceğine dair davalı Bankadan yazılı belge aldığını, satış işleminin de bu belgenin düzenlenmesi ile gerçekleştirildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava; hile hukuki nedenine dayalı bedel, olmadığı takdirde tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 654 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki 29 numaralı bağımsız bölümün davacı tarafından 17.06.2020 tarihinde davalı ...’e temlik edildiği, aynı tarihte davalı Banka lehine ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

-MUHALEFET ŞERHİ-

Dava, alacak olmazsa tapu iptali-tescil istemine ilişkindir.

Bölge Adliye Mahkemesince davalı Bankadan alacak talebi yönünden davanın açılmamış sayılmasına, bedelin ileriki tarihlerde ödeneceğine dair taraflar arasında bir anlaşma varsa da davacının iradesinin fesada uğradığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle tapu iptali-tescil talebinin reddine karar verilmiş ise de;

Somut olayda; davacının kalan 250.000,00 TL taşınmaz bedelinin banka tarafından diğer davalı ...’e sağlanacak kredi ile ödeneceği yönündeki taahhüdüne güvenerek taşınmazı davalı ...’e devrettiği, davalı Bankanın devirden önce yapması gereken kontrolleri devir sonrasına bırakıp sonra da davacının eşinin muvafakati olmaksızın tek başına devredemeyeceğinin anlaşıldığı gerekçesiyle kredi vermekten vazgeçerek davacının hata yapmasına sebebiyet verdiği, kalan bedelin davalı ... tarafından da ödenmediği, bu haliyle davalı ...’ün 340.000,00 TL’ye satın almak için anlaştığı taşınmaza 90.000,00 TL ödeyerek kayden malik olduğu, davacı da temlik iradesinin oluşmasına, bankanın “basiretli bir tacir gibi davranmayarak kendisine yapılan müracaattan hemen sonra yapması gereken araştırmayı davacıya verdiği ödeme taahhüdü sonrasına bırakması ve daha sonra da kredi vermeyeceğini bildirmesi” şeklindeki eyleminin sebep olduğu, özetle davacının banka tarafından hataya düşürülerek iradesinin ifsat edildiği sonucuna varılmaktadır.

Taşınmaza davalı ...’ün haksız olarak malik olduğu açıkça ortadayken, taşınmazın ancak eşin muvafakati ile satılabilir olması, davacının hataya düşürüldüğü gerçeğini ortadan kaldırmayacak, taşınmazın davacıya dönmesiyle, yapılan haksızlık ortadan kaldırılmış ve davacının eşinin “aile konutu” müessesesinden kaynaklanan hakları korunmuş olacaktır.

Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun Bölge Adliye Mahkemesinin tapu iptali-tescil talebinin reddi kararının onanması yönündeki görüşüne katılmıyorum.