Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1887 E. 2024/3023 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar ile Hazine arasında, kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil davasına konu taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46/1. maddeleri kapsamında yapılması gereken araştırma ve incelemenin eksik yapıldığı, taraf delillerinin tam olarak toplanmadığı, Hazine adına tescilin dayanağı olan Toprak Tevzi Komisyonu belgeleri ve hava fotoğrafları gibi delillerin getirtilmediği, komşu parsellerin durumu ve davacıların zilyetliklerinin mahiyetinin yeterince araştırılmadığı gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1297 E., 2021/2465 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/868 E., 2019/246 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında 130 ada 4 parsel sayılı taşınmazın müvekkilleri adına tescil edilmesi gerekirken davalı adına yolsuz olarak tespit edildiğini, kadastroca yapılan bu tespitin tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaza müvekkillerinin ve bayilerinin 80 yıla yakın zamandır malik sıfatıyla zilyet olduklarını ileri sürerek, 130 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

Müdahil ...; 130 ada 4 parsel sayılı taşınmazın zilyetliğinde ve tasarrufunda olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak mera vasfıyla sınırlandırıldığını, taşınmazın tarım arazisi olduğunu ileri sürerek davacıların yanında davaya müdahilliğine karar verilmesini ve hissesine düşen tapunun iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine; dava konusu 130 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 1963 yılında yapılan Toprak Tevzii çalışmaları sonucunda, 9 nolu Toprak Tevzii Komisyonunca 4753 ve 5618 sayılı Yasa hükümlerine dayanılarak Hazine adına tespit edilen 530 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydı kapsamında bulunduğunu, tespit tarihinde ibraz edilen vergi ve tapu kayıtlarının sınırları sabit olmayıp, değişir sınırlı olması nedeniyle miktarına itibar edildiğini ve taşınmazın Hazine adına belirtildiğini, taşınmazın 1927 yılından bu yana nizasız ve fasılasız olarak Hazine'nin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu yerin mera, bataklık veya kamuya tahsisli yerlerden olmadığı, hava fotoğraflarında tarımsal amaçlı olarak 1955 yılı ve öncesinden bu yana kullanıldığının görüldüğü, davacıların ve asli müdahilin zilyetliğinin dedelerinden babalarına ve babalarının vefatı ile kendilerine geçmesi suretiyle iyiniyetli ve malik sıfatıyla zilyet oldukları belirlenerek, davanın kabulü ile 130 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar ve asli müdahil adına eşit hisse ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının çekişmeli taşınmazla ilgili vergi kaydı ibraz etmesi gerektiğini, eklemeli zilyetliğe dayanmakta ise önceki zilyetlerden kendisine olan geçişleri somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, aynı çalışma alanı içerisinde zilyetlikle iktisap edilen taşınmazların araştırılması gerektiğini, sulu ve kuru toprak ayrımının 3083 sayılı Yasa hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, taşınmazın Hazinenin özel mülkiyetinde olup 1936 yılından bu yana Hazinenin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, Hazine dışında kimsenin zilyet ve tasarrufunun bulunmadığını, 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü ve 46 ncı maddelerine göre belirlenen zilyetlik koşullarının davacılar lehine gerçekleştiğinin ispatlanamadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği belirlenerek davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46 ncı maddeleri,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 123 ncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sırasında; Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 130 ada 4 parsel sayılı 161.602,41 metrekare yüzölçümündeki tarla vasfındaki taşınmaz, tutanağın beyanlar hanesinde ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,... ve ... işgalinde olduğu gösterilerek, Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sonucunda oluşan tapu kaydı nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiş; davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak dava açmışlardır.

2. Mahkemece, çekişmeli 130 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davacılar ve asli müdahil lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 46/1 nci madde koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış, komşu taşınmazların tutanakları ve var ise dayanağı belgeler getirtilmemiştir. Dava konusu taşınmazın sınırında 131 ada 1 parsel sayılı mera vasıflı kamu orta malı bulunmasına rağmen yöntemince mera araştırması yapılmamış, komşu mera parselinin kadim mera mı yoksa Toprak Tevzi Komisyonunca oluşturulan mera parseli mi olduğu yöntemince araştırılmamıştır. Kadastro tespit tutanağının edinme sebebinde işgalci olduğu belirtilen kişiler ile davacılar arasında irs bağı olup olmadığı belirlenmemiştir. Davacıların dava konusu taşınmaza ne zamandan beri zilyet olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği yeterince araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.

3. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydının oluşumuna dayanak belirtmelik tutanağı, tablendikatif cetveli, toprak tevzi haritası, belirtmelik tutanağında uygulanan vergi kayıtları ile dava konusu taşınmazın Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten 15-20-25 yıl öncesine (bulunamadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilmeli, taşınmazın sınırlarında bulunan komşu taşınmazlara ait (taşınmazın güneyinde bulunan Kadıköy köyü çalışma alanında bulunan taşınmazlar da dahil) kadastro tespit tutanakları varsa dayanağı kayıtlarla birlikte getirtilip dosya ikmal edilmeli; kadastro tespit tutanağının edinme sebebinde işgalci olduğu belirtilen kişiler ile davacılar arasında irs bağı olup olmadığını belirlemek adına davacılara delil sunma ve ispat hakkı tanınmalı, gösterecekleri deliller toplanmalıdır.

4. Daha sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı (taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydının oluşum tarihinden 20-25 yıl öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3’er kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları, sağ olan varsa belirtmelik bilirkişileri, teknik bilirkişi, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

5. Yapılacak keşifte mahalli bilirkişiler yardımıyla taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydı uygulanarak hudutları zeminde tek tek göstertilmeli, gösterilen hudutlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, dayanağı harita varsa haritasına göre, yoksa ya da haritasının uygulama kabiliyeti bulunmuyorsa hudutların gayri sabit olduğu dikkate alınarak miktarına göre tapu kaydının kapsamı belirlenmeli, kapsam belirlenirken söz konusu kaydın revizyon gördüğü parseller de nazara alınmalıdır. Aynı şekilde, belirtmelikte uygulanan vergi kayıtları da yöntemince uygulanarak kapsamları belirlenmeli, bu kayıtların Hazine adına oluşum nedeni üzerinde durulmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın öncesinin ne olduğu, mera vasfında olup olmadığı ya da mera niteliğindeki taşınmazdan kazanılıp kazanılmadığı, mera vasfında değilse veya komşu mera parselinden kazanılmamışsa kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, Hazineden icarla kullanılıp kullanılmadığı, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten geriye doğru davacı taraf ve bayilerinin maliki evvellerinin 20 yılı aşkın süre zilyetliklerinin bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, komşu taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli,

6. Teknik bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, kadastro paftası ile toprak tevzii paftasının ölçekleri çakıştırılmak suretiyle dava konusu taşınmazın tevzi haritasındaki konumunu gösteren ayrıntılı kroki ve rapor alınmalı; 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldığı, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı, meradan açılan bir yer ya da meranın devamı niteliğinde olup olmadığı, üzerinde sürdürülen ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı ve ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, stereoskop aletiyle incelenmeleri neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlettirilmelidir.

7. 3402 sayılı Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 inci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenmeli, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.

8. Asli müdahil ... yönünden Mahkemece 20.03.2018 tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş; daha sonra asli müdahil tarafından herhangi bir yenileme dilekçesi verilmediği anlaşılmıştır. Yine, davacılardan ...'ın vekili Av. ...'ı azlettiği ve azlin vekile bildirildiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davacı ... ve asli müdahil ... davayı takip etmemesine rağmen adı geçenler yönünden dosya işlemden kaldırılmadan davaya devam edilmiş olması da hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.