Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1917 E. 2025/2245 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile devredilen taşınmazların vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle devredildiği iddiasıyla tapu iptali ve tescil istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların, taşınmazların satış bedellerini ödediklerini ispatlayamadıkları, taşınmaz devrinin boşanma aşamasında yapıldığı, davalı vekilin taşınmazları alabilecek gelirinin bulunmadığı ve davalıların elbirliği içinde hareket ettikleri gözetilerek, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı kabul edilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/141 E., 2024/59 K.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; eski eşinin kardeşi olan davalı ...’i yurt dışındaki birikimini değerlendirmek amacıyla kendisine taşınmaz alması için vekil tayin ettiğini, ...’in de anılan vekaletname uyarınca kendisine 9 parça taşınmaz aldığını, bir süre sonra eşi ile boşandığını ancak ...’i vekillikten azletmeyi unuttuğunu, ...’in kendisini zararlandırmak amacıyla 9 parça taşınmazı diğer davalı olan eşine temlik ettiğini, devirlerden haberi olmadığını, herhangi bir para ödemesi de yapılmadığını, taşınmazların davacının kazancı ile satın alındığını, daha önce açtığı davanın da katılım gösterememesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; davacının daha önce de dava açtığını, kötü niyetli olmaları halinde taşınmazı başkasına devredecek durumda olduklarını, taşınmazların davacının eşi ...’in babasından kaldığını, davacının eşinin vatandaşlıktan çıktığını, sorun olmaması için taşınmazların davacı adına tescil edildiğini, satın alma iddiasının gerçeği yansıtmadığını, satış bedelinin davacının devir tarihindeki eşine banka aracılığıyla gönderildiğini, davacının Ankara’daki daha değerli taşınmazlarının satılmadığını belirterek davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.05.2019 tarih, 2014/625 Esas, 2019/130 Karar sayılı kararı ile; 210 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan, 385 parsel sayılı taşınmaz yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, diğer parseller yönünden ise vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve davalıların el ve iş birliği içerisinde hareket ettikleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 21.05.2021 tarih, 2019/2210 Esas, 2021/935 Karar sayılı kararı ile; 712 ada 7 parsel, 554 ada 12 parsel, 555 parsel, 525 parsel, 447 parsel, 715 ada 5 parsel ve 282 parsel sayılı taşınmazların davacı adına kayıtlı iken, davacı tarafından davalılardan ...'e verilen 18.02.2002 tarihli vekaletle 04.04.2006 tarihinde, davalı ...'in eşi olan diğer davalı ...'e satıldığı, bu satışlar karşılığında davacıya bir bedel ödendiğinin ispatlanamadığı, davalılar yasal süresi içerisinde davaya cevap vermediklerinden tanık bildirme haklarının ortadan kalktığı ve davacının davasını ispat ettiği benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 22.02.2023 tarih, 2021/6796 Esas, 2023/1017 Karar sayılı kararı ile; davalılara yapılan dava dilekçesi tebligatının usulsüz olduğu, davalıların cevap dilekçelerini süresinde sundukları gözetilerek tanık listesinde yer alan ve dinlenilmeyen tanıklarının dinlenilmesi ile dosya kapsamında yer alan tüm deliller değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Bölge Aadliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacı tarafından davalı ...'e 2002 yılında taşınmaz alım satımı için vekalet verildiği, vekaletnamenin düzenlendiği tarihte davacının dava dışı ... ile evli olduğu, davalı ...'in davacının eski eşi ...'in kardeşi olduğu, diğer davalı ... ile davalı ...'in evli oldukları, davacı ile eski eşi tarafından yurt dışında boşanma davası açıldığı, dava konusu 712 ada 7, 554 ada 12, 555, 525, 447, 715 ada 5 ve 282 parsel sayılı taşınmazlardaki davacıya ait payların vekil ... tarafından diğer davalıya temlik edildiği, taşınmazların gerçek değeri ile resmi akitte yazan değerler arasında oransızlık bulunduğu; davalıların, taşınmazların dava dışı ...'e murisinden kaldığını, ...’in vatandaşlıktan çıkacakken taşınmazları davacıya temlik ettiğini, davacı ile gerçek bir satış işlemi yapılmadığını ancak aynı zamanda satış bedellerinin ödendiğini savundukları ve bu savunmanın çelişkili olduğu, davalıların ödeme olgusunu ispat edemediği, diğer taraftan taşınmazların boşanma aşamasındayken devredildiği, davalı ...'ün de dava konusu taşınmazları alabilecek bir geliri olmadığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davalı ...’ün de davalı vekil ile el ve işbirliği içinde hareket ettiği gerekçesi ile anılan taşınmazlar yönünden davanın kabulüne; dava konusu 210 parselde yapılmış bir devir bulunmadığı, bu taşınmaz yönünden davacının hukuki yararının olmadığı, dava konusu 385 parselin ise dava tarihi itibariyle davalılar adına kayıtlı olmadığı gerekçesi ile belirtilen iki parça taşınmaz yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların, evveliyatında davacı ...'ün eşi ... ... ile davalı ...'ün babaları olan ...'e ait olduğunu, taşınmazların veraseten ... ile davalı ...’e intikal ettiği, daha sonra ...’in, Türk vatandaşlığından çıktığını ve taşınmazların idaresinde sorun olmaması düşüncesiyle taşınmazlardaki payın davacıya ...’in talimatı ile temlik edildiğini, devirlerin gerçek bir satış olmayıp karşılıklı güven duygusuna dayalı ve bedelsiz işlemler olduklarını, davacının yurt dışında çalışması karşılığında elde ettiği gelirle taşınmazları satın alamayacağını, taşınmazlara uzun bir süre alıcı çıkmaması üzerine ...’in bu taşınmazları kardeşi ...'e satmayı teklif ettiğini, davacının şeklen kayıt maliki olduğunu, ...'in taşınmazları satmak istemesi üzerine 18.02.2002 tarihinde vekaletname düzenlendiğini, satış bedelinin bir kısmının davalı ... tarafından havale yoluyla gönderildiğini, bir kısmının da ... ve ...'a elden teslim edildiğini, davacının dava dilekçesinde 2008 yılından sonra ... ile aralarında geçimsizlik olduğu ve eşinin talimatıyla vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürdüğünü, temliklerin 2006 yılında yapıldığını, davacı ve ...’in dava dışı taşınmazları olduğunu, bu taşınmazların temlike konu edilmediğini, dosyaya sunulan delillerin değerlendirilmediğini ve ... ... davaya dahil edilmeden davacı adına tescil kararı verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının davalı ...’i 18.02.2002 tarihli Paris Başkonsolosluğunda düzenlenen vekaletname ile vekil tayin ettiği, davalı ...’in dava konusu 554 ada 12, 555, 525, 447, 715 ada 5 ve 282 parsel sayılı taşınmazlardaki davacıya ait payları ve 712 ada 7 parselin tamamını 04.04.2006 tarihinde eşi olan diğer davalıya temlik ettiği, imar uygulaması sonucunda dava konusu 554 ada 12 parselin 741 ada 1 ve 4 parsellere, 22/A uygulaması ile dava konusu 282 parselin 984 ada 37, 555 parselin 976 ada 48, 474 parselin 975 ada 15, 525 parselin 975 ada 86 parsele gittiği anlaşılmıştır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Mahkeme kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 11.961,34 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

28.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.