Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1918 E. 2024/3276 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın zilyetliğe dayalı olarak tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına rağmen, taşınmazın mülkiyet durumunu, imar durumunu, davacıların daha önce zilyetlikle edindiği taşınmaz miktarını, mera vasfını ve davacıların zilyetliğinin niteliğini yeterince araştırmadığı ve ilk hükmün davacı tarafça temyiz edilmediği kısımlarına ilişkin usuli kazanılmış hak ilkesini gözetmediği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/154 E., 2022/10 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar ... ve ..., Malatya ili Battalgazi ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve sınırları dava dilekçesinde belirtilen tahmini 25 dönüm yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacılar tarafından taşları ayıklanarak 35 yıl önce imar ihya edildiğini ve üzerinde 30-35 yaşlarında 250-300 adet kayısı ağacı bulunan kapama kayısı bahçesi olarak kullanıldığını, kayısıların bakımını rençber ve yarıcı sıfatıyla adlarına ...’in yürüttüğünü ileri sürerek taşınmazın eşit paylarla adlarına tescilini istemişlerdir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili; davanın süresinde açılmadığını, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle taşınmaz edinme şartlarının davacılar lehine oluşmadığını, davacıların edindikleri mal miktarının yasal sınırları aştığını belirterek davanın reddini savunmuş, 21.04.2016 tarihli celsede, TMK’nın 713/6 ncı maddesi gereğince dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir.

2.Dahili Davalı ... vekili, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, zilyetlikle mülk edinmeye uygun olmadığını, yasal hasım olan davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

3.Dahili Davalı ... vekili, davaya konu taşınmazın ilçe belediyesinin sorumluluk alanında olduğunu,davalı belediyenin husumetli olmadığını,kamusal niteliği olmayan eda davalarında dahili dava yoluyla taraf teşkilinin mümkün olmadığını, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacılar lehine oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Malatya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.04.2016 tarihli ve 2014/125 Esas, 2016/571 Karar sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulü ile 02.11.2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 32.146,83 m2’lik alanın 1/2’şer paylarla davacılar adına kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen 5.067,81 m2’lik alana ilişkin ise davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı ... vekili ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.12.2019 tarihli ve 2016/14263 Esas, 2019/8956 Karar sayılı kararıyla; yapılan araştırmanın yeterli olmadığı, yapılan keşifte taşınmazın davacıların annesine ait olduğunun ve onun ölümüyle davacılara intikal ettiğinin, davacıların diğer kardeşlerinin annelerinin farklı olduğunun beyan edilmesine rağmen bu hususların nüfus kayıtları ile denetlenmediği, 886 sayılı mera parseline komşu taşınmazın evveliyatının mera olup olmadığının araştırılmadığı, yerel ilanın yapılmadığı,taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığının araştırılmadığı ve davalı Hazinenin tescil talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Malatya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.01.2022 tarihli ve 2020/154 Esas, 2022/10 Karar sayılı kararıyla, davaya konu taşınmazın dava tarihinden önce 20 yılı aşkın süreyle davacılar tarafından malik sıfatıyla kullanıldığı,fen bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen alanda imar ihya şartlarının oluşmadığı, ancak (A) harfi ile gösterilen alanda davacılar lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 30.06.2021 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 23.182,91 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 15.344,83 m2 alanın davacılar adına 1/2’şer hisse ile tesciline, aynı raporda (C )harfi ile gösterilen 5.067,87 m2 alana ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yeterince inceleme ve araştırma yapılmadığını, davacılar yararına zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını, davacı tarafça yapılan bir imar-ihyanın bulunmadığını,reddedilen kısım üzerinden davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacılar tarafından imar-ihya koşullarının tam olarak yerine getirilmediğini, dava konusu alanın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, yetersiz bilirkişi raporları esas alınarak hüküm kurulmasının doğru olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713 üncü maddesinin birinci ve altıncı fıkraları, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı, ... ve ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün, eşit paylarla adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 02.11.2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 32.146,83 metrekarelik alanın 1/2'şer paylarla davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen 5.067,81 metrekarelik alana ilişkin davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine karar bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yapılan yargılama sonucunda bu kez, davanın kısmen kabulü ile 30.06.2021 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 23.182,91 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 15.344,83 m2 alanın davacılar adına 1/2’şer hisse ile tesciline, aynı raporda (C) harfi ile gösterilen 5.067,87 m2 alana ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

2. Hemen belirtilmelidir ki; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.

Somut olayda; davacılar adına belgesiz olarak zilyetlik yoluyla tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı ve mevcut ise miktarları usulüne uygun olarak araştırılmamıştır.Uyap sistemi üzerinden yapılan sorgulamada davacılardan ... adına aynı çalışma alanı içerisinde 1035 parsel sayılı taşınmazın senetsizden tescil edildiği anlaşılmasına rağmen,anılan taşınmazın tesciline ilişkin dosya ve belgeler getirtilip incelenmemiş, çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği sorulup saptanmamış, dava konusu taşınmazın sınırında mera parseli( 886) bulunduğu halde yöntemince mera araştırması yapılmamış, ziraat bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiştir.

Bunlarla birlikte ayrıca, bozma ilamında , mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının dava konusu taşınmazın davacıların annesine ait olduğunu, onun ölümüyle davacılara intikal ettiğini ve davacıların diğer kardeşlerinin annelerinin ayrı olduğunu beyan ettikleri halde , mahkemece nüfus kayıtları getirtilerek beyanlarının doğruluğunun denetlenmesi gerektiği belirtildiği halde, bu husus da yerine getirilmemiş, reddedilen kısım yönünden Hazinenin tescil talebi ile ilgili olumlu- olumsuz bir karar verilmemiştir.

3. Hâl böyle olunca; Mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı ilgili belediyelerden sorularak belirlenmeli, imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının onaylı bir örneği dosyaya getirtilmeli, davacılar yönünden ilgili tapu ve kadastro müdürlükleri ile adliye yazı işleri müdürlüğünden daha önce senetsizden edindiği sulu ve kuru taşınmaz miktarları sorulmalı, aynı çalışma alanı olan ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1035 parsel sayılı taşınmazın senetsizden davacılardan ... adına tescil edildiği anlaşıldığından ,anılan taşınmazın tesciline ilişkin dosya ve belgeler getirtilip incelenmeli ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde öngörülen zilyetlik yoluyla belgesizden edinilebilecek 40-100 dönümlük miktar sınırlaması da dikkate alınmalı, taşınmazın bulunduğu yerde mera tahsis kararı ve haritaları olup olmadığı araştırılmalı, varsa mera tahsis karar, ekleri ve haritaları ile çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve fen bilirkişisi huzuruyla keşif icra edilmeli, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsisi yoksa, komşu 886 mera parselinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmazlar ile komşu mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı Mahkemenin taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, zaman içinde sınırlarında mera yönünden genişleme olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle aykırılık giderilmelidir.

Ziraat mühendisi bilirkişi kuruluna çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığı, mera ile arada doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı ve taşınmazın meradan açılan bir yer olup olmadığını, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderir şekilde komşu parsellerle karşılaştırmalı ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmelidir.

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmazın sınırlarını ve önceki ile şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, kullanıma ara verilip verilmediği, sınırlarda zamanla genişleme olup olmadığı hususlarında ve önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderir şekilde rapor hazırlattırılmalıdır.

Fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselinin konumlarını gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli, yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmazın öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı düşünülmelidir.

Mahkemece, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden, bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.

Kabule göre de; hükmün gerekçesinde (B) ile gösterilen kısım yönünden davacılar lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı, bu nedenle bu kısım yönünden tescil talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, hüküm kısmında ise 30.06.2021 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 23.182,91 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 15.344,83 m2 ‘lik kısımlar yönünden davanın kabulüne, aynı raporda (C) harfi ile gösterilen 5.067,87 m2 alana ilişkin talebin reddine karar verilerek, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, Mahkemece 21.04.2016 tarihli ilk hükümde 02.11.2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 32.146,83 m2’lik alan yönünden davanın kabulüne, (B) harfi ile gösterilen 5.067,81 m2’lik alana ilişkin ise davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafça temyiz edilmeyip, sadece davalı ... ve ... vekillerince temyiz edilmiş, davalıların temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmuş, Mahkemece bozma ilamından sonra yapılan yargılamada ise 30.06.2021 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 23.182,91 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 15.344,83 m2 alan yönünden olmak üzere toplam ( 38.527,74 m2 ) kısım yönünden dava kabul edilmiş, (C) harfi ile gösterilen 5.067,87 m2 alana ilişkin ise talebin reddine karar verilmiştir.Mahkemece ilk hükmün davacı tarafça temyiz edilmediği dikkate alınmadan, usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olarak ikinci kararda daha fazla taşınmaz kabul kapsamına alınarak hüküm tesisi de isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde yatırılan temyiz peşin harcının temyiz eden Battalgazi Belediye Başkanlığına iadesine,

Temyiz eden davalı ... harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.