"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/332 E., 2024/474 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/570 E., 2023/402 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı Hazineye ait 139 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca 09.01.2012 tarihinde yapılan satış ihalesi ile davalı tarafa satış suretiyle devredildiğini, yapılan satış işleminin iptali için dava dışı ... tarafından İdare Mahkemesinde dava açıldığını, Samsun 2. İdare Mahkemesinin 04.07.2013 tarihli ve 2012/897 Esas, 2013/824 Karar sayılı kararı ile işlemin iptaline karar verildiğini, kararın Danıştay 13. Dairesinin 01.06.2020 tarihli ve 2014/533 Esas, 2020/1027 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiğini, Tapu Müdürlüğüne yaptıkları başvurudan sonuç alamadıklarını, davalı tarafa ihtarname gönderilerek satışa konu taşınmazın şerh ve beyanlardan arındırılarak Hazine adına tescilinin sağlanmasını talep ettiklerini ancak davalı tarafça bir işlem yapılmadığını ileri sürerek dava konusu 139 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tüm şerh ve beyanlardan ari olarak davacı Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirketin açık artırma yoluyla taşınmazı 10 yıl önce satın aldığını, zamanaşımı süresinin geçtiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen idari yargıya konu davada davalı Şirketin taraf olmadığı gibi kusuru da bulunmadığını bu nedenle davacı tarafın davalı Şirketin menfi ve müspet zararını gidermesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 139 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalıya satışına ilişkin ihalenin iptali için dava açıldığı, yargılama sonucunda yapılan satış ihalesinin iptaline karar verildiği ve Danıştay 13. Dairesinin 2014/533 Esas, 2020/1027 Karar sayılı kararıyla satış ihalesinin iptaline dair İlk Derece Mahkemesi kararının onanarak kesinleştiği, böylelikle tapu kaydındaki tescilin sebebini oluşturan ihalenin iptaliyle davalı adına olan tapu kaydındaki tescil işleminin yolsuz hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, davalının eldeki davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Şirket vekili ve davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın satışına ilişkin ihalenin iptali davasında ihalenin usulsüz olmasında davalı tarafın kusurlu olmadığının anlaşıldığı bu nedenle davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden bahsedilemeyeceğinden davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı Şirket vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması suretiyle davanın kabulü ile yargılama giderinin davacı Hazine üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce davalı Şirkete dava konusu taşınmazın tapuda devri için ihtarda bulunulduğunu ancak taşınmazın devredilmemesi üzerine dava açtıklarını bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini, diğer yandan taşınmazın tüm şerh ve beyanlardan ari olarak davacı Hazine adına tescilini talep ettikleri halde buna dair hüküm kurulmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup yargılama gideri temyiz konusu edilmiştir.
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 139 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca yapılan ihale sonucu davalıya satıldığı, bu kapsamda 20.02.2012 tarih ve 1532 yevmiye numaralı işlem ile davalı şirket adına tescil işleminin gerçekleştiği, dava dışı ...'un ihalenin iptali için idari yargıda dava açtığı, yapılan yargılama sonucunda satış ihalesinin iptaline karar verildiği ve Danıştay 13. Dairesinin 2014/533 Esas, 2020/1027 Karar sayılı ilamıyla satış ihalesinin iptaline dair Samsun İdare Mahkemesi kararının onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava konusu taşınmazın tapu kaydında temyize konu İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile dava konusu taşınmazın davalı tarafa tesciline ilişkin ihale işleminin iptaline dair İdare Mahkemesi dosyasında davalı olduğuna dair beyanlar haricinde herhangi bir beyan ve şerh bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. maddesinin 1. fıkrasında "Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir." düzenlemesine yer verilmiştir. Eldeki dava, davacı taraf lehine sonuçlandığına ve dava açılmadan önce Milli Emlak Müdürlüğünün 11.05.2022 tarihli yazısı ile kesinleşmiş Mahkeme kararı gereğince 15 gün içerisinde Amasya Tapu Müdürlüğüne müracaatta bulunularak dava konusu taşınmazın Hazine adına tescil işlemlerinin tamamlanması aksi halde tapu iptal ve tescil davası açılacağının ihtar edildiği ve buna rağmen davalı tarafın tescil için müracaatta bulunmayarak davanın açılmasına sebebiyet verdiğine göre, yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu tutulması gerekirken davacı tarafın sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi vekalet ücretine ilişkin hüküm kurulmaması da doğru değildir.
Ne var ki anılan hususun giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının değinilen yönlerden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2-c) numaralı bendinde yer alan “Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin çıkartılarak yerine “Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına,
Hüküm fıkrasının (2-d) numaralı bendinde yer alan "Davacı harçtan muaf olduğundan harç takdirine yer olmadığına," cümlesinin çıkartılarak yerine “Alınması gereken 77.784,25 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,” cümlesinin yazılmasına,
Hüküm fıkrasına (2-h) bendi olarak "Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 155.256,45 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," cümlesinin eklenmesine,
Hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz eden davacı Hazine 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine,05.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.