Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2022 E. 2024/3680 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonrası tapu kaydına itirazda hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu ve davanın bu süreden sonra açıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/880 E., 2024/63 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Kabul-Karar Kaldırılarak Dava ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Görele 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/220 E., 2022/332 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Giresun ili, Görele ilçesi, ... köyü 121 ada 3 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın 865 yevmiye, 439 cilt, 101 sayfa, 1 sıra numaralı kök tapudan geldiğini, kadastro uygulaması öncesi bitişik parseller ile müşterek durumda ve 12.861 m² yüz ölçümünde olduğunu, taşınmazın 4/8 payını ...’den 05.12.1994 tarihinde satın aldığını, kadastro çalışmalarında taşınmazın birden çok parsele bölündüğünü, kök tapuda payının 6.430,5 m² olmasına rağmen kadastro sonrası 2521,53 m² lik bir parselin adına tescil edildiğini, sınır ve yüz ölçümlerde gerçek ve fiili duruma aykırılık oluşturulduğunu, taşınmazın aradaki taş duvar sınır kabul edilmek suretiyle kullanıldığını, taşınmazı sonradan satın alan davalının kadimden kalan ve iki parsel arasında sınır olarak kullanılan bu duvarı yıktığını, maliki olduğu 121 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 200 m² lik kısmının hukuka aykırı olarak 121 ada 4 parsel sayılı taşınmaza eklenildiğini ileri sürerek 865 yevmiye, 439 cilt, 101 sayfa, 1 sıra numaralı, 12.861 m² yüzölçümlü taşınmazın tesis kadastrosu ile oluşan yeni parsellerin iptali ile davaya konu taşınmazların kök tapudaki eski sınırları ve yüz ölçümünün tespit edilerek eski pay oranlarına göre adına tesciline, kök tapudaki taşınmazın sınırlarının ve yüz ölçümünün düzeltilmesine, olmazsa 121 ada 4 parsel sayılı taşınmaza eklenmiş olan yaklaşık 200 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile adına tesciline ve kendisine ait 121 ada 3 parsel sayılı taşınmaza eklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; kadastro tespitinin hukuka ve fiili paylaşıma uygun olduğunu, 121 ada 4 parsel sayılı taşınmazı dava dışı Zeki’den aldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dayandığı kök tapunun dava konusu taşınmaz dışında birden çok parsele ayrıldığı ve onların dava konusu olmadığı, sonradan davaya katılmalarının mümkün olmadığı gerekçesiyle tapunun eski hale döndürülmesi isteğinin reddine, terditli talebin de davalının iyi niyetli olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro tutanaklarının 29.04.2009 tarihinde askıya asıldığı, 30.04.2009 ile 29.05.2009 tarihleri arasında otuz gün süreyle askıda kaldıkları, belirtilen tarihler arasında kadastro mahkemesine dava açılmaması nedeniyle kadastro tespitlerinin 29.05.2009 tarihi itibariyle kesinleştiği, dolayısıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü sürenin 29.05.2019 tarihinde dolduğu, eldeki davanın ise hak düşürücü süre geçtikten sonra 31.05.2019 tarihinde açıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesini ve aşamadaki beyanlarını tekrarla kararın hukuka aykırı olduğunu, eski tapunun dikkate alınmadığını, hatalı değerlendirme yapıldığını, kadastro tutanaklarının 01.06.2019 tarihinde kesinleştiğini, davanın süresinde olduğunu, dava konusunun mülkiyet değil sınır çizimi ve tersimat hatası olduğunu, tersimat hatasında hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

3402 sayılı Kadastro Kanun'un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Kadastro sonucunda Giresun ili, Görele ilçesi, ... Köyü 121 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 25.07.2008 tarihinde yapıldığı, ilanın 29.04.2009 tarihinde asıldığı, askı ilanlarının 30.04.2009-29.05.2009 tarihleri arasında yapıldığı ve 30.05.2009 tarihi itibariyle tespitin kesinleştiği, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra 31.05.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden davacıdan harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.