"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/232 E., 2024/33 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/1170 E., 2021/118 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ...’in oğlu ... ile davalı ...'in 03.10.1992 tarihinde evlendiklerini, müvekkilinin, gelini ...'e 16.08.2004 tarihinde ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 6033 ada 5 parselde kayıtlı (Eski 199 ada 5 parsel) taşınmazını sattığını ancak davalı ... tarafından bu taşınmaza ilişkin satış bedelinin ödenmediğini, buna rağmen müvekkilinin, oğlunun devam eden evliliğinin bozulmaması için bu duruma sessiz kaldığını, satmış olduğu taşınmaza ilişkin yıllardır hiçbir karşılık alamadığını, davalı ... tarafından evliliğin sonlandırılması maksadıyla 05.07.2019 tarihinde Bursa 2. Aile Mahkemesinin 2019/577 Esas numarasıyla 750.000.00 TL’lik tazminat talebini içerir boşanma davası ikame edildiğini, bu noktada söz konusu taşınmaza ilişkin huzurdaki davayı açmak zorunda kaldıklarını, satış sözleşmesinin iki tarafa borç yükleyen (sinallagmatik) bir akit olduğunu, sözleşme uyarınca müvekkilinin mezkur taşınmazı tapuda davalıya devrederek kendi borcunu ifa ettiğini ancak davalı ...'in 2004 yılından beri satış bedelini müvekkiline ödemeyerek kendi borcunu ifa etmediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile tapunun müvekkili adına tesciline, tescil taleplerinin kabul edilmemesi durumunda dava konusu taşınmazın Mahkemece tespit edilecek değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hangi hukuki dayanağa bağlı olarak açıldığının anlaşılamadığını, tapu kaydının Hukuk Muhakemeleri Kanunu bağlamında resmi senet hükmünde olduğunu, davacı tarafın soyut beyanlarının haricinde dosyaya henüz senede karşı senetle ispat kuralına istinaden aynı kuvette bir delil sunamadığını, ayrıca davacının yalnızca satış bedelinin ödenmemesine dayanarak bu davayı açtığını, Yargıtay içtihatlarında yalnızca bedelin ödenmemesinin tapu iptali ve tescil nedenleri arasında görülmediğini, davanın hukuki dayanaktan yoksun olmasının yanı sıra zamanaşımı ve hak düşürücü süreler açısından da aleni bir şekilde mesnetsiz olduğunun açık olduğunu, resmi şekilde düzenlenmiş olan tapu senedinin yolsuz olduğunu kesinlikle kabul etmemekle birlikte bir an için aksi kanaatte olunması halinde dahi davanın TMK md. 712'ye açıkça aykırı olduğunun görüleceğini, davacının dava dilekçesinde açık bir şekilde belirttiği üzere 16.08.2004 tarihinde taşınmazın devrinin gerçekleştiğini, hem taşınmaz hem de her türlü alacak açısından kanunda belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun açıkça görüleceğini, bu nedenle huzurda görülen bu davanın öncelikli olarak zamanaşımı yönünden tensiben reddinin gerektiğini, müvekkilinin kayın validesi olan davacı tarafından açılmış olan bu davanın, davalı müvekkili ile eşi arasında görülmekte olan zina sebebiyle boşanma davasından vazgeçilmesi amacıyla kötü niyetli olarak açılmış bir dava olduğunu, müvekkilinin boşanma sürecinde bulunduğu eşinin, annesi aracılığıyla söz konusu taciz ve baskılarının diğer bir uzantısı olarak bu mesnetsiz ve her türlü hukuki dayanaktan yoksun olan davayı açma yoluna gittiğini belirerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında tapu müdürlüğünce düzenlenmiş resmi senet olmakla, davacının satış bedelini aldığına dair resmi senedin aksinin gelin ve kaynana olsalar dahi ancak resmi senet ile ispat edilebileceği (HMK 201, 203/1-a), davacının, taşınmazı davalıya kaç liraya sattığına dair bir bedel bildirmediği, ne var ki dinlenilen davacı tanığı ...'in de taraflar arasında gerçek satış olmadığını, herhangi bir bedelle anlaşma yapılmadığını, sadece tapuda satış şeklinde devir yapıldığını, taşınmazın bedelsiz olarak devredildiğini beyan ettiği, davacının yemin delilini kullanmak istediği, davalının 12.02.2020 tarihli duruşmada, taşınmazın satış bedelini davacıya ödediğine dair yemin ettiği, toplanan delillerden satış bedelinin ödenmemiş olmasının tek başına tapu kaydının iptal nedeni olmayacağı, işlem tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanunu'nun 217. maddesi (6098 sy. Türk Borçlar Kanunu m.246.) aracılığı ile 211/3. maddesi (6098 sy. TBK m.235/3.) hükmü gereğince bedel ödenmediği takdirde temlik edilen payın eski malikine döneceği yolunda temlik sırasında bir ihtirazi kayıt kararlaştırılmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, bedelin ödendiği hususunun ise resmi senet ve yemin delili ile de sabit olduğu, aksinin ispat edilemediği gerekçeiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dilekçesi ve dosya kapsamı içeriğinden davacının taşınmazı davalıya satma iradesinin bulunduğu, uyuşmazlığın bedelin ödenmemesi iddiasından kaynaklandığı, taraflar arasında düzenlenen 16.08.2004 tarih ve 11037 yevmiye numaralı satış akdi ile taşınmazın davalıya satıldığı ve 15.000.000.000 ETL bedelin nakden ve peşinen davacıya ödendiğinin resmi akitte düzenlendiği, resmi senedin aksini ileri süren davacının HMK’nın 201. maddesi uyarınca iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerekmekte olup bu yönde yazılı delil ileri sürülmediği gibi resmi senette de ihtirazi kayıt ileri sürülmediği, davacı tarafça yemin deliline dayanılmış olup yemin de davalı tarafça eda edildiğinden salt bedelin ödenmemiş olmasının tek başına tapu iptalini gerektirmeyeceği gibi bedel talebi de ispat edilemediğinden Mahkemece tapu iptali ve tescil ile terditli ileri sürülen bedel talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin taşınmazı davalıya devretmiş olmasına rağmen davalının satış bedelinin ödemediğini, nitekim davalının satış bedelinin ödendiğine dair bir delil de dosyaya sunmadığını, davalının mezkur taşınmazın bedelini ödemediğini gösterir deliller ve olguların Mahkemece nazara alınmadığını, resmi kayıtlardan sabit olduğu üzere davalının ev hanımı olduğu, aylık bir kazancının bulunmadığını, hiçbir maddi gücü ve geliri bulunmayan bir kişinin taşınmazın bedelini ödemesinin imkansız olduğunu, haklılıklarını ortaya koyan tanık beyanlarına itibar edilmediğini, temyize konu kararda tapudaki devir işlemine ilişkin resmi senet nedeniyle bedelin ödendiği kabul edilerek davanın reddedilmesinin isabetsiz olduğunu, tapudaki devir işlemine ilişkin resmi senedin alıcının semeni ödediğini kanıtlamadığını, senedin müvekkilinin tarafı olduğu sözleşme uyarınca kendi edimini tam ve gereği gibi ifa ettiğini gösterdiğini, davalının yemininin hukuken korunmasının mümkün olmadığını, davalının 12.02.2021 tarihli duruşmada ödeme miktarını ve ödemenin nasıl yapıldığını hatırlamadığını beyan ettiğini, dolayısıyla davalının kendi ediminin ifasına ilişkin hiçbir delil ve belge sunamadığını, bu hususun da satış bedelinin ödediği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu gösterdiğini, temyiz konusu kararda satış bedelinin ödenmemiş olmasının tek başına tapu kaydının iptal nedeni olamayacağının belirtildiğini, bunun hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece terditli taleplerinin dikkate alınmadığını, bu talebe ilişkin bir gerekçe sunulmadığını, eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, satış bedelinin ödenmediği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 6033 ada 5 parsel (eski 199 ada 5 parsel) sayılı taşınmaz davacı ... adına kayıtlı iken 16.08.2004 tarih ve 11037 yevmiye numaralı satış akdi ile 15.000.000.000 ETL bedelle davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.