"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/251 E., 2015/190 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve terkin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili; Bursa ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan dava konusu 331 parsel sayılı taşınmazın 2.078,11 metrekarelik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; keşif sonrası alanında uzman bilirkişilerce dosyaya sunulan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın 2.078,11 m²'sinin kıyı kenar çizgisi içinde olduğunun mütalaa edildiği, bilirkişiler tarafından tanzim edilen denetime elverişli ve gerekçeli bilirkişi raporuna itibar edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yeterli ve gerekli araştırma yapılmadığını, bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, dosya kapsamını ve gerçek durumu yansıtmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-i bendi; Anayasa’nın "Kıyılardan yararlanma" başlıklı 43. maddesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 4. ve 5. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 715. ve 999. maddeleri, 13.03.1972 tarihli ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; Bursa ili, Karacabey ilçesi, Boğazköy Mahallesinde bulunan dava konusu 331 parsel sayılı, 9.632,00 metrekare yüz ölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın 15.11.2002 tarihinde Boğazköy Köyü Tüzel Kişiliği adına hükmen tescil edildiği, 29.05.2014 tarihinde tashihen devir suretiyle davalı ... adına tescil edildiği kayden sabittir. TKGM Parsel Sorgulama üzerinden yapılan sorgulama sonucu ise çekişme konusu taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesi gereği yüz ölçüm ve cins değişikliği işlemi sonucu 27.03.2023 tarihinde 1650 ada 44 parsel olarak tescil edildiği anlaşılmıştır. Öte yandan, 12.02.2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda dava konusu taşınmazın batısında sazlık ve bataklık alanlarla içi içe olan Dalyan Gölü, doğusunda ise Kocaçay Irmağı'nın (Susurluk Çayı) bulunduğu, Kocaçay Irmağı'na ve drenaj-su toplama kanalına sınır olduğu, Kocaçay Irmağı ile Dalyan Gölü arasında aynı zamanda göl ve akarsuyun etki alanında olduğundan bahsedildiği, yılın büyük bir bölümünde taşınmazın yüzeyde ve yüzeye yakın taban suyuna sahip olduğu, bir kısmının taşkınlara maruz kaldığı, keşifteki incelemeler ve uydu fotoğraflarının tetkiki sonucu taşınmaz ve civarının Kasım-Aralık ayından itibaren yağışların başlaması ile su altında kaldığı, bu durumun 7-8 ay devam ettiği, yaz mevsiminin başlaması ile Kocaçay Irmağı ile Dalyan Gölü sularının ana yatağına çekildiği, suların çekilmesi sonucu kısa bir süre için su seviyesinin düştüğünün tespit edildiği, sonuç olarak taşınmazın dava konusu 2.078,11 metrekarelik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde olduğu, dava konusu olmayan kısım için ise bir değerlendirme yapılmadığı, taşınmaz ve civarındaki parsellerde yapılacak çalışmalardan elde edilecek verilerle kıyı kenar çizgisinin yeri ve konumu hakkında bilgi verilebileceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, anılan bu rapor hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin geri çevirme kararı üzerine ise istenilen hususlardan yalnızca hükmen tescile ilişkin gerekçeli karar gönderilmiştir.
2. Hemen belirtilmelidir ki, uyuşmazlığın niteliğine göre öncelikle yöntemince kıyı-kenar çizgisinin belirlenmesi ve zemine uygulanması gerekir. Bu doğrultuda, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde idarece oluşturulmuş kıyıkenar çizgisinin bulunup bulunmadığı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden sorularak belirlenmelidir. İdarece oluşturulmuş ve kesinleşmiş kıyı-kenar çizgisi var ise buna ilişkin karar ve dayanağı olan belgeleri ile kroki ve haritasının birlikte getirtilip dosya arasına konulması, mahallinde yerel ve teknik bilirkişi ile harita mühendisi aracılığıyla yapılacak keşifte araziye uygulanması, çekişme konusu taşınmazın yeri belirlenip harita üzerine işaretletilmesi gerekir.
3. İdarece oluşturulmuş kıyıkenar çizgisinin bulunmaması yahut idari yargı yerinde iptal edilmiş veya oluşturulan harita 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edilen ilkeye göre ilgililerine tebliğ edilerek kesinleştirilmemiş ve davalının itirazına uğramışsa adli yargı mahkemesince 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 4. maddesindeki tanımlamalar dikkate alınarak aynı Kanun'un 5. ve 9. maddeleri ile 13.03.1972 tarihli ve 7/4 sayılı, 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları gözönünde tutularak Kanun'un 9/2. maddesinde belirtilen bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılarak açıklanan kural ve yöntemler doğrultusunda kıyı-kenar çizgisi oluşturulmalıdır. Mahkeme aracılığıyla bu çalışma yapılırken varsa idarenin önceden kıyı-kenar çizgisi oluşturmak için yaptığı saptamalar ve bu konuda kurulan komisyon çalışmalarının ortaya çıkardığı bilimsel değerlerin bulunduğu da göz ardı edilmemelidir.
4. İdarenin kıyı-kenar çizgisi çalışmalarında, o yere ilişkin kamu görevlilerince önceden oluşturulmuş komisyon çalışmalarını içerir kayıt ve belgeler getirtilmeli, bunlardaki verilerle Mahkemece kıyı-kenar çizgisi oluşturmak için bilirkişilerce yapılan çalışmalarda elde edilen veri ve bulguların örtüşmemesi durumunda, bunun nedenleri hakkında bilirkişilerden bilimsel gerekçelere ve maddi bulgulara dayalı, doyurucu ve denetime açık ek rapor alınmalıdır. Başka bir anlatımla, eldeki uyuşmazlıkta idari saptamalardan takdiri delil olarak yararlanılması zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.06.2003 tarihli ve 97/110 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Yapılacak bu araştırmalarla dava konusu taşınmazın kıyı-kenar çizgisinin hangi tarafında kaldığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra oluşacak durum, dosya içeriği, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan diğer tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekir.
5. Diğer yandan; bilindiği üzere kesin hüküm dava şartlarındandır. Somut olayda; dava konusu taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de çekişme konusu 331 parsel sayılı taşınmazın hükmen tapuya tescil edildiği, hükmen tescile dayanak Karacabey Kadastro Mahkemesinin 1994/4 Esas, 2000/1 Karar sayılı, Hazine tarafından açılan dava dosyasında yapılan yargılamada kıyı kenar çizgisine dair araştırma ve inceleme yapıldığı, dava konusu 331 parselin tespit gibi Boğazköy Tüzel Kişiliği adına tesciline karar verildiği ve kararın 15.11.2002 tarihinde kesinleştiği, eldeki davada da davacı Hazine tarafından dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bahisle tapu iptal-terkin talebiyle dava açıldığı, buna göre öncelikle dava konusu taşınmazın tesciline esas Karacabey Kadastro Mahkemesinin 1994/4 Esas, 2000/1 Karar sayılı kararının eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil edip etmeyeceğinin açıklığa kavuşturulması gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki; Mahkemece bu hususa ilişkin bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesi doğru olmamıştır.
6. Hal böyle olunca; dava konusu 331 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağı ile varsa tutanağın dayanağı tüm belgelerin, tedavüllü tapu kayıtlarının örnekleri ile tapu kütük suretlerinin (birbirini takip edecek, denetlenecek ve tamamının okunaklı olmasına dikkat edilecek şekilde) ilgili Tapu Müdürlüğünden temin edilmesi, taşınmazın Hazine'nin de taraf olduğu Karacabey Kadastro Mahkemesinin 1994/4 Esas, 2000/1 Karar sayılı kararı ile hükmen tescil edildiği gözetilerek anılan dava dosyasının aslının veya onaylı örneğinin getirtilmesi, hükmen tescile esas olan krokinin mahallinde keşif yapılmak suretiyle uygulanması, bilirkişilerden gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, dava konusu taşınmazın tamamının veya bir kısmının söz konusu krokinin kapsamında kalıp kalmadığının saptanması, keşif sırasında söz konusu dosya kapsamı da göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılması, bu suretle Karacabey Kadastro Mahkemesinin 1994/4 Esas, 2000/1 Karar sayılı kararının ve karara esas krokinin eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil edip etmediğinin belirlenmesi, anılan dosyanın eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturmayacağının anlaşılması halinde ise yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, işin esasının 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre toplanan ve toplanacak tüm deliller ile birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmektedir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Belediyeye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.