"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1662 E., 2024/360 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Safranbolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/74 E., 2022/118 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının murisi ...'ın 187 ada 15 parsel sayılı, altında dükkanları olan bahçeli üç katlı kargir oteldeki 3/16 payını davalı oğlu ...'a 22.11.1999 tarihinde devrettiğini, aynı tarihte ...'ın diğer paydaşlardan da 10/16 payı devraldığını, murisin tüm mal varlığını davalı ...'in kullanımına sunduğunu, ayrıca diğer kızı ...'e birçok maddi imkan sağladığını, son yıllarında davacıya ise sadece 2.000,00 TL gönderdiğini, murisin dava konusu taşınmazı satmaya herhangi bir ihtiyacı olmadığı gibi davalı ...'in de taşınmazdaki dava konusu payı alacak gelirinin bulunmadığını, satış tarihi itibariyle 32 yaşında olduğunu, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı yapıldığını; murisin 111 ada 18 parseldeki ....Konut Yapı Kooperatifindeki paylarını davalılar .... ve ....’a bağışladığını, 487 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 5 ve 6 nolu bağımsız bölümleri de davalı ...'in oğlu davalı ...'e vasiyet ettiğini, .... Gıda Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. olarak bir şirket kurduğunu, bu şirketin %51 hissesini ...'a, %30 hissesini.....'e verdiğini, %19 hissesinin de muris adına olduğunu, murisin sahibi olduğu ....’nın üretim faaliyetlerini bu şirkete sermaye olarak verdiğini, davacının hissedar olmadığı bir şirkete kazandırılan bu değerin de tenkise tabi olduğunu ileri sürerek 187 ada 15 parseldeki murise ait 3/16 payın tapu kaydının iptali ile muris adına tesciline veya davacının miras payı oranında davacı adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise; 111 ada 18 parseldeki bağımsız bölümler ile 487 ada 5 ve 6 nolu bağımsız bölümler ve Safrantat Lokumları'nın marka değeri yönünden tenkise karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... ve ... vekili; davalı ...'in .... Gıda Limited Şirketinin %30 oranında hissedarı olduğunu, kuruluş sermayesinin davalı tarafından ödendiğini, .... Konut Yapı Kooperatifine üyelik sonrasında yapılan tüm ödemelerin, bakım ve onarım işlerinin davalı tarafından yapıldığını, vasiyetname uyarınca yapılan kazandırmanın murisin kendi iradesi ile torununa duyduğu minnet karşılığında bırakıldığını, tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikle sağlar arasındaki kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarının zedelenmiş olmasının gerektiğini, murisin davacıya İstanbul’da ev aldığını ve iş yeri açtığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalılardan ... vekili, murisin 1967 yılında lokum dükkanı açtığını, davalının çocukluğundan itibaren bu dükkanda çalıştığını, liseyi yarıda bıraktığını, 1990 yılından itibaren işletmenin davalı tarafından idare edildiğini, davalının çalışması sonucu anılan işletmenin ticari faaliyetinin büyüdüğünü, murisin 1994 yılında da bu yöne ilişkin davalıyı vekil tayin ettiğini, davalının 1999 yılında otel işletmeciliği yapmaya karar verdiğini, davaya konu edilen oteldeki 3/16 payı bedelini ödeyerek muristen satın aldığını, 28.04.2000 tarihinde bu oteli işletme amacıyla .... Ltd. Şti.'yi kurduğunu, sonrasında Safrantat markasını büyütmek ve kurumsallaştırmak üzere yeni iş yerleri açıldığını, davacının muris ile beşeri ilişkilerinin çok iyi olduğunu, yurt dışında dil eğitimi aldığını, tüm masraflarının muris tarafından karşılandığını, davacının üniversite öğrencisi olduğu dönemde murisin kendisine otomobil aldığını, 2003 yılında davacıya İstanbul’da iş yeri açtığını, İstanbul'da bir ev satın aldığını, davacının 2004-2005 yıllarında ikinci evliliğini yaptığını, Safranbolu’dan farklı şehirlerde yaşadığını, ailesinden kopuk yaşamayı tercih ettiğini, murisin sağlığının bozulduğu dönem muris ile ilgilenmediğini ancak murisin buna rağmen davacıya nakdi yardımlar yapmaya devam ettiğini, muristen mirasçılarına birçok malvarlığı kaldığını, davacının eğitimi ve sonraki yaşantısı için yapılan harcamaların bedelinin hesaplanarak TMK'nın 669. maddesi gereğince denkleştirmeye tabi tutulup miras payının hesaplanması gerektiğini, murisin ölümünden önceki bir yoldan daha önce saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacı taşımadan yaptığı bağışlamaların tenkise tabi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu 187 ada 15 parsel yönünden iddianın kanıtlandığı, murisin mal varlığını satmaya ihtiyacı olmadığı, temlik sonrasında mal varlığında bir artış olmadığı gibi bedelin ödendiğinin de kanıtlanamadığı, murisin paylaştırma amaçlı hareket etmediği, temlikin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile anılan taşınmaz yönünden davanın kabulüne; tenkis talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; murisin dava konusu 15 parsel sayılı taşınmazdaki payını satış ihtiyacının olmadığı, temlikte gösterilen bedelin, taşınmaz payının gerçek değerinden düşük olduğu, temlik bedelinin murise ödendiğine dair dosyada bir delil bulunmadığı, tanık beyanlarından davacı ile murisin arasının açık olduğunun ve aileden uzaklaşması için davacıya İstanbul'da bir ev ve araba alındığının anlaşıldığı, murisin sağlığında tüm mirasçıları kapsayacak şekilde ve hak dengesini gözetir bir paylaşım yaptığının ispat edilemediği, 15 parsel sayılı taşınmaz payına ilişkin olarak açılan davanın ispatlandığı ancak murisin dava konusu taşınmazdaki 3/16 payını davalı ...'e temlik ettiği, bu pay yönünden hüküm tesis edilmesi gerekirken davalı adına kayıtlı tüm payın davacının miras payı oranında iptal ve tesciline karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın davalı ... yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; murisin gerçek iradesinin davacıdan mal kaçırmak amacıyla yapılarak muvazaalı olduğunun kabulüne imkan bulunmadığını, murisin terekesinde çok sayıda taşınmaz olduğunu, davacı ...'a İstanbul/Kadıköy'de bir ev ve sıfır model araba aldığını, mal kaçırma kastının kanıtlanamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tenkis isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ...’ın 23.07.2020 tarihinde öldüğü, geride davacı kızı ile davalı çocukları .... ve ....’in mirasçı olarak kaldığı, davalı ...’ın davalı ...’un oğlu olduğu, murisin 187 ada 15 parseldeki 3/16 payını 22.11.1999 tarihinde davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 29.495,43 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.