Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2085 E. 2025/1604 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davanın açıldığı tarihte davalının ölü olması nedeniyle husumetin doğru yöneltilip yöneltilmediği ve davanın usulden reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının dava açılmadan önce öldüğü ve HMK'nın 124. maddesindeki taraf değişikliği koşullarının da oluşmadığı gözetilerek, ölü kişiye karşı dava açılamayacağı ve husumetin doğru yöneltilmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi'nin davanın usulden reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1982 E., 2024/191 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bodrum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/147 E., 2022/85 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Muğla ili, Bodrum ilçesi, ... Mahallesinde bulunan dava konusu 216 ada 1 parsel sayılı taşınmazın muris dedesi ...'a ait olduğunu ve onun da ölümü ile mirasçılarına kaldığını, ancak kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesi istemiştir.

II. CEVAP

Dahili davalılar; davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı olarak gösterilen ...'ın dava açılmadan önce 06.01.2019 tarihinde öldüğü ve geriye mirasçıları olarak ..., ..., ... ve ... kaldığından anılan mirasçılar davalı sıfatıyla davaya dahil edilerek yargılamaya devam edildiği, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ... aleyhine kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemli davada davalının, 11.08.2020 tarihinde açılan dava tarihinden önce 06.01.2019 tarihinde öldüğü, davacı ile dava tarihinden önce ölen davalının Muğla Büyükşehir Belediyesinin kurulması ile mahalleye dönüşen, öncesinde köy olan aynı yerde ikamet ettikleri, davacı yönünden hasımda yanılma hükümlerinin uygulanma imkanının da olmadığı, dava dilekçesinde davalı gösterilen ...'ın dava tarihi itibariyle ölü olduğu, ölü kişiye husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 ve 355. maddeleri uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle HMK'nın 115/2. maddesi gereğince pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu, taraf teşkilinin sağlandığını ve usulü eksikliğin giderildiğini, davanın esasına ilişkin İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Hemen belirtmek gerekir ki; dava ehliyeti davada taraf olma yeteneğidir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) taraf ehliyetini tanımlamamış, 38. maddesiyle Türk Medeni Kanunu'na (TMK) yollamada bulunmakla yetinmiştir. Medeni Kanunu'muz ise, davada taraf olma ehliyetini, medeni haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası saymış, 8, 28, 47 ve 48. maddeleriyle bu yönde hükümler getirerek medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma yeteneğini taşıdığını, her gerçek kişinin sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibaren taraf ehliyetini kazanacağını ve yaşadığı sürece taraf ehliyetinin devam edeceğini belirtmiştir. Öte yandan, gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği TMK'nın 28. maddesinin buyurucu nitelikteki hükmüyle açıklanmıştır. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur. Yine, 04.05.1978 tarih 1978/4-5 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında da dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş olan kimsenin mirasçılarına ardıllık (halefiyet) kuralı uygulanamayacağından, tebligat yapılmak veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemeyeceği vurgulanmış, içtihatlar bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.

Bu durumda davanın açıldığı, yargılamanın yürütüldüğü ve karara bağlandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan yasalar uyarınca davanın reddedilmesi gerekir ise de, HUMK'u yürürlükten kaldıran 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK'nın 124. maddesi;

(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.

(2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.

(3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.

(4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” düzenlemesini içermektedir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kadastro çalışmaları sonucu Muğla ili, Bodrum ilçesi, ... Mahallesinde bulunan dava konusu 216 ada 1 parsel sayılı, 4.276,83 metrekare yüz ölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit, kadastro tespitinin 17.09.2019 tarihinde kesinleşmesi ile de ... adına tescil edildiği, bilahare ...'ın 06.01.2019 tarihinde ölümü nedeniyle mirasçıları olan ..., ..., ... ve ...'a 04.03.2020 tarihinde intikal ettiği, eldeki davanın ise 11.08.2020 tarihinde açıldığı, somut olayda; HMK'nın 124. maddesindeki koşulların oluşmadığı, davanın açıldığı tarih itibariyle ölü olan ve davalı olarak gösterilen ... mirasçılarının davaya dahil edilmesi ile de taraf ehliyetine ilişkin eksikliğin tamamlanmasının mümkün olmayacağı anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.