Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2178 E. 2025/2896 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasını ispatlayamadığı ve taşınmazın inançlı sözleşme kapsamında devredildiğinin sabit olması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/456 E., 2024/318 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/386 E., 2022/373 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının kız kardeşinin eşi ...'ın dava konusu 12043 parsel sayılı taşınmazı 1990 yılında satın alıp temsile yetkili ortağı olduğu ... Ltd. Şti. adına kayıt ettirdiğini, bu taşınmaz üzerine akaryakıt istasyonu, konut, kafeterya, marangozhane, ... inşa ettirdiğini ve bunlarla ilgili ruhsatlarını yetkili Belediyeden aldığını, davacının, bu taşınmazı 27.12.2004 tarihinde davalı ... Şirketinden satın aldığını, mal varlığının tamamını bu satışta kaybetmiş olan ...'ın beyin kanaması geçirdiğini ve sürekli yatar hasta olduğunu, bu nedenle davacının, kız kardeşi ile yatalak eniştesinin bu istasyonda oturmasına ve işletmeleri kullanmasına izin vermek zorunda kaldığını, ...'ın rahatsızlığı nedeniyle istasyonu işletemeyeceği için ... Şirketinin temsil yetkisini oğlu ...'a devrettiğini, akaryakıt sektörünün genel uygulaması dağıtıcının bayilik vereceği istasyon üzerinde ipotek ve intifa hakkı alması olduğunu, bu hakları alması halinde bayilik hakkı vermekte ve o istasyona kurumsal kimliğini monte etmekte olduğunu, ... Şirketinin de bayilik görüşmesi yaptığı davalı ... ile aynı talepte bulunduğunu, bunun kendisine bildirilmesi üzerine davacının uzun süredir atıl bekleyen ve kız kardeşi ile ailesinin bu durumdan çıkabilmesi için ... Şirketinin temsilcisi ...'ı 25.07.2006 tarihinde vekil tayin ettiğini, ... Şirketi ile ... Şirketi arasında 20.10.2006 tarihinde akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, davacının, taraflar arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını öğrendikten sonra ileride doğabilecek problemlere engel olmak adına taşınmazı satma yetkisinin bulunduğu 25.07.2006 tarihli vekaletnameyi devre dışı bırakarak satış yetkisi bulunmayan ve sadece intifa ile ipotek tesis etme yetkisi bulunan 20.11.2006 tarihli vekaletname ile ... Şirketini vekil tayin ettiğini, bu vekaletname kullanılarak taşınmaz üzerinde ... Şirketi lehine hem intifa hem de ipotek hakkı tesis edildiğini, ... Şirketinin ... Şirketinden satın aldığı toplam 68.652,00 TL bedelli akaryakıtın parasını çek ile ödemek istediğini ancak ödeyemediğini, bu nedenle hakkında icra takibi başlatıldığını, bu aşamada davalılar arasında borcun ödenmesine dair bir protokol yapıldığını, davalı ... Şirketinin diğer davalı Şirket ile hileli hareketlerle taşınmazın tapusunu 2006 yılında devraldığını ve 2016 yılına kadar mevcut halini aynen muhafaza ettiğini, ancak 2016 yılında verdiği acil satılık ilanı ile davacının malını yasal yoldan elde etmesini engellemek için üçüncü kişilere satmaya çalıştığını, davalıların çıkar ve iş birliği içinde davacının taşınmazını aldıklarını, taşınmazın satışı karşılığında davacıya 1 kuruş bile ödenmediğini, davalıların kötü niyetli olduğunu, davalı ... Şirketinin davacıya zarar verme kastıyla vekalet görevini kullanarak davacının taşınmazını davalıya sattığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mümkün olmazsa taşınmazın dava tarihindeki değerinin tespit edilerek davalının payına karşılık bedelin davacıya ödenmesine, dava tarihinden itibaren yasal faiz tahakkuk ettirilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; davaya konu taşınmazın borcun teminatı olarak inançlı sözleşme ile temlik alındığını, sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmediğini, diğer davalı Şirket yetkilisinin Ankara 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/246 Esas sayılı dosyasındaki, mali durumunun bozuk olmasından dolayı taşınmazın davacıya devredildiği yönündeki beyanı dikkate alındığında vekalet görevinin kötüye kullanılmadığının açık olduğunu, tüm işlemlerin davacının istek ve iradesi ile gerçekleştirildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ... Şirketi vekili; diğer davalı Şirketin aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak vermesi gereken yakıtı vermediğini, yakıt miktarını iyice azaltarak ... Şirketinin kötüye gitmesine sebep olduğunu, daha sonra da hakkında icra takibi yaparak dava konusu taşınmazın icra tehdidi altında temlikini sağladığını, taşınmazın karşılığında herhangi bir para alınmadığını, diğer davalı Şirkete olan borcun da ödendiğini belirtip davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.03.2020 tarihli ve 2016/148 Esas, 2020/77 Karar sayılı kararı ile; somut olayda karşılıklı borç yükleyen sözleşmenin ifası isteminde bulunan davacının kendi borcunu ifa etmediği anlaşıldığından davalı ... Şirketi yönünden davanın husumet yokluğundan, davalı ... yönünden ise davanın esastan reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından istinafı üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 15.12.2021 tarihli ve 2021/1318 Esas, 2021/1623 Karar sayılı kararı ile; davalılardan ... Şirketi vekilinin 29.03.2019 tarihli inşaat mühendisi bilirkişi kurulu raporuna itirazı üzerine İlk Derece Mahkemesince 30.05.2019 tarihli 8. oturumda 2 nolu ara kararı ile bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verildiği halde 27.11.2019 tarihli 10 nolu oturumun 1 nolu ara kararı ile herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin ara kararından dönülmesi ve 29.03.2019 tarihli inşaat mühendisi gayrimenkul değerleme uzmanının dosyaya sunmuş oldukları bilirkişi kurulu raporuna göre 6100 sayılı Kanun'un 281. maddesi hükmüne aykırı olarak hüküm kurulmasının isabetli olmadığı, kabule göre de davaya konu taşınmaz davacı tarafından davalı ... Şirketine temlik edildiği halde yazılı şekilde karar verilmesinin de isabetli olmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kesin olmak üzere kaldırılmasına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin ilâm başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının inanç sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi bu sözleşmeden bir menfaatinin de bulunmadığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tapu iptali ve tescile karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin ilâm başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının yeğeni dava dışı ...'ın yetkilisi olduğu davalı ... Şirketine verdiği vekaletnamenin satış yetkisi içerdiği, bu yetkinin azilname ile sona erdirilmediği, davalı ... Şirketi yetkilisi olarak hareket eden ...'ın davacı aleyhine davalı ... ile çıkar ve iş birliği içerisine girecek bir davranışta bulunması gerekçesinin davacı tarafça somut bir şekilde ortaya konulamadığı gibi bu konuda dosya kapsamında bir delil de bulunmadığı, taşınmazın inanç sözleşmesi kapsamında devredildiği hususunun sabit olduğu, bu hususun yargılama aşamasında davalı ... Şirketi yetkilisi olarak hareket eden ... tarafından defaatle dile getirildiği, dava konusu taşınmaz davacıya ait olmasına rağmen ... ve anne-babası ile ailesinin uzun yıllar dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evde mülkiyet veya kira ilişkisi bulunmaksızın ikamet ettikleri, davacının bu konuda bir girişimi olmadığı, davacının, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasını ispatlayamadığı, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle davalı ... Şirketinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava dilekçesindeki iddialarını yinelemiş, davalı ... Şirketinin kötü niyetli hareket ettiğini, protokolün davacı muhatap alınmaksızın hazırlandığını, inanç belgesi olarak nitelendirilemeyeceğini, davacıya herhangi bir ihtar keşide edilmediğini, taşınmazın değerinin düşük gösterildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 25.07.2006 tarihinde davalı ... Şirket yetkilisi ...'a vekaletname verdiği, dava dışı ...,'ın yetkilisi olduğu Şirket adına hareket ederek davacıya ait taşınmazı 30.10.2009 tarihinde vekaleten davalı ... Şirketine satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.06.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.