Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2198 E. 2025/2774 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazın zilyetlikle kazanılması nedeniyle tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı, imar planı durumu, sınır komşularının kayıtları, taşınmazın niteliği, zilyetliğin süresi ve niteliği gibi hususlar yeterince araştırılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/269 E., 2024/450 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/31 E., 2023/756 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...’a vesayeten vasi ... vekili; Tokat ili, .. beldesi, .... Mahallesinde bulunan ... ada 16 parselin bitişiğinde bulunan yaklaşık 40.000 metrekarelik tespit harici taşınmaz bölümünün davacı tarafından malik sıfatı ile kullanıldığını, imar-ihya edildiğini ileri sürerek taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacının dava konusu taşınmazda fuzuli şagil konumunda olduğunu, dava konusu taşınmazın devamında orman vasıflı taşınmazlar bulunduğunu ve taşınmazla ilgili orman araştırması yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 27.09.2022 tarih ve 2020/437 Esas, 2022/333 Karar sayılı kararıyla; bilirkişi raporunda ve rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 21.565,00 metrekarelik taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Karara karşı davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 29.12.2022 tarih ve 2022/1612 Esas, 2022/1618 Karar sayılı kararı ile; davacı ...'a vesayeten vasi ...'ın vekili aracılığı ile dava açıldığı, nüfus kayıtlarına göre davacı ...'ın Tokat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1210 Esas, 2018/1536 Karar sayılı kararı ile kısıtlandığı ve kendisine ...'ın vasi olarak atandığı, davacının vesayet altında olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 462/8. maddesindeki hüküm gereğince vasinin vesayet altındaki kişiyi temsilen dava açması ve duruşmalara katılabilmesi için vesayet makamından izin alınması gerektiği, dosyada, davacıya vesayet makamından dava açmaya yönelik izin verildiğini gösteren bir belgeye rastlanılmadığı, bu durumda davada taraf koşulunun sağlandığından söz edilemeyeceği, dava şartlarından olan taraf koşulu sağlanmaksızın işin esası hakkında karar verilmesinin isabetsiz olduğu; bununla birlikte, işin esası hakkında da eksik araştırma ile karar verildiği açıklanarak öncelikle davacı tarafa usulünce süre verilerek vesayet makamından vasiye kısıtlı adına dava açmaya izin verildiğini gösteren belgeyi dosyaya sunmaları suretiyle taraf teşkili sağlanması, çekişmeli taşınmaz bölümüne komşu ve yakın komşu parsellere ait tapu kayıtları, kadastro tutanakları ve varsa dayanak kayıtlarından yararlanılmak, jeolog bilirkişiden rapor alınmak suretiyle taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan taşkın sahası kapsamında olan yerlerden olup olmadığı, dere yatağı olup olmadığı hususlarının belirlenmesi gereğine değinilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmış, dosya Mahkemesine gönderilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekili tarafından husumete izin belgesinin dosyaya sunulduğu, dava konusu taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanarak 30 yıldır aralıksız ve çekişmesiz olarak davacı tarafından tarım yapılmak sureti ile kullanıldığı, orman ya da mera ile bir ilgisinin bulunmadığı, aktif dere yatağı etkisinde de bulunmadığı, davacının dava konusu taşınmaz ile aynı çalışma alanı içerisinde senetsizden 40-100 dönümlük azami sınırlar içerisinde taşınmaz edindiği, gerekli ilanların yapıldığı ancak Mahkemeye hak sahibi olduğunu iddia ederek başvuran bir kimse olmadığı, dava konusu taşınmazda olağanüstü zilyetlikle edinme koşullarının davacı lehine gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne, Tokat ili, ... ilçesi, ... Belediyesi, Bahçelievler Mahallesinde bulunan ve 115 ada sınırları içerisinde yer alan, fen bilirkişisi .... tarafından düzenlenen 29.10.2023 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile lacivert renk ile gösterilen toplam 21.564,98 metrekarelik tescil harici yerin davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenilen tanıkların hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümdeki davacının zilyetliği doğrulamasına, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yapılan inceleme ve araştırmada bahse konu çekişmeli taşınmaz bölümlerinin orman sayılan yerlerden olmadığının belirlenmiş olmasına, uzman jeodezi ve fotogrametri bilirkişinin çekişmeli ve istinafa konu taşınmaz bölümünü 1972 yılında kısmen, 1988-2006 tarihli hava fotoğraflarında ise tamamen tarım arazisi olarak kullanıldığını, bildirmesine, incelenen 1988 tarihli hava fotoğrafı ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla bir sürenin geçmiş bulunmasına, jeolog bilirkişiden alınan rapora göre dere yatağı etkisinde olmadığının belirtilmesine, yapılan senetsiz araştırması sonucunda da norm kısıtlamasının aşılmadığının anlaşılmasına, bu halde çekişmeli (A) harfi ile gösterilen taşınmaz üzerinde adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanun'un 14. ve TMK’nın 713. maddelerinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiğinin belirlenmesine göre bu bölüm yönünden davacının tescil talebinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya içerisindeki bilirkişi raporuna göre ihyanın hangi tarihte yapıldığının tespit edilemediğini, davacının kazanım için gerekli süreyi tamamlamadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

1956 yılında Tokat ili, .... ilçesi, ... birliğinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında nizalı taşınmaz bölümü tescil harici bırakılmıştır.

Mahkemece nizalı taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece nizalı taşınmaz bölümünün sınırında bulunan taşınmazlara ilişkin kadastro tutanak ve dayanakları ile 3402 sayılı Kanun’un 22. maddesi uyarınca yapılan kadastro işlemlerine ilişkin evrak eksiksiz olarak getirtilip dayanak kayıtların taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmemiş, taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmamış, taşınmazın hangi nedenle tespit harici bırakıldığı kesin olarak belirlenmemiş, eksik ve yetersiz ziraat bilirkişi raporu ile yetinilmiş, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süre ve niteliği ile taşınmazın niteliği kesin olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.

Hâl böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, teknik bilirkişinin raporu yazılacak müzekkereye eklenmek suretiyle raporda (A) harfi ile gösterilen nizalı taşınmaz bölümünün bulunduğu yerin hangi nedenle tespit harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden sorulmalı, dava konusu taşınmazın ilk defa ne zaman, hangi imar planı kapsamına alındığı, imar planının kesinleşme tarihinin ne olduğu ilgili Belediye Başkanlığından sorularak alınacak yazı cevabı ve buna ilişkin tüm plan ve haritalar getirtilerek dosya arasına alınmalı, nizalı taşınmaz bölümünün sınırında bulunan taşınmazlara ait kadastro tespit tutanağı, varsa dayanağı kayıtlarla (tapu kaydı, vergi kaydı gibi), bu taşınmazlarla ilgili 3402 sayılı Kanun’un 22. maddesi uyarınca yapılan kadastro işlemlerine ilişkin evrak birlikte getirtilmeli, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek dava konusu taşınmazın bulunduğu mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve denetimin sağlanması bakımından ilgili sayfanın çıktıları dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden, taşınmazın imar planında kalması halinde imar planının onay tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeolog bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan nizalı taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar- ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından hangi tasarruflarla kullanıldığı, mera olup olmadığı, taşkına maruz kalıp kalmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellerin varsa dayanak kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan nizalı taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü açıklayan, taşınmazın mera veya orman niteliğinde zilyetlikle edinilemeyecek yerlerden olup olmadığını belirten, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeolog bilirkişiden nizalı taşınmaz bölümünün evveliyatının ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu, dere yatağı vasfında olup olmadığını ya da dere yatağından kazanılıp kazanılmadığını, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığını ve aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığını, taşkın sahasında bulunup bulunmadığını açıklar nitelikte ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında bulunan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı ve taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlettirilmeli; teknik bilirkişiye ise keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, nizalı taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir şekilde krokili rapor düzenlettirilmeli, böylece zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmeli, 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup varsa davacının taraf olduğu dava dosyaları getirtilmeli, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

29.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.