Logo

1. Hukuk Dairesi2024/22 E. 2024/7068 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalıya yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı ve davalının istinaf başvuru süresini geçirip geçirmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıya yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu ve davalının istinaf başvuru süresini geçirdiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2181 E., 2023/1623 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/285 E., 2023/316 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ve davalılar ..., ... ve ölü ...'un murisi ...'un öldüğünü, ölü ...'un mirasçılarının davalılar ..., ... ve ...'un olduğunu, muris ...'a ait taşınmazlardan olan Düzce ili, .... ilçesi, ... köyü, 49 parsel sayılı taşınmazın 13.04.2000 tarihli ve 19 yevmiye numaralı işlem ile davalı ...'a satış suretiyle devredildiğini, yine murise ait taşınmazlardan olan Düzce ili, .... ilçesi, .... köyü 845 parsel sayılı taşınmazın 1/3'er hissesinin aynı tarih ve yevmiye ile ..., ... ve ...'a satış suretiyle devredildiğini, satış işleminin ... adına vekaleten ... tarafından yapıldığını, muris ... ile davalı ..., ..., ... arasında akdedilen satış akdi ve buna bağlı tescil işleminin muvazaalı olarak müvekkilinden mal kaçırma iradesi ile yapıldığını, söz konusu taşınmazların devredildiği tarihte davacı müvekkil ile murisin aralarının bozuk olduğunu, satışın yapıldığı tarih itibariyle murisin taşınmazlarını satmasını gerektirir bir neden olmadığını, bu nedenle muris ... ile davalı ..., davalı ... ve ölen ... arasında yapılan satış akdinin muris muvazaası nedeniyle geçersizliğinin tespiti ile dava konusu 49 parsel ile 845 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ..., ... ve ... cevap dilekçelerinde özetle; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 116. maddesinde sayılan ilk itiraz nedenlerinin tümünü tekrar ettiğini, dava konusu ilişkinin 13.04.2000 tarihine dayandığını, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacı tarafından aynı taşınmazlarla ilgili daha önceden açılmış olan davanın reddine karar verildiğini, dava değeri düşük gösterildiğinden, eksik harç ikmal edilmeden davaya devam edilmesinin bu aşamada mümkün olmadığını, davacı tarafından sunulmuş olan dava dilekçesinde iddia edilen hususların yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olduğunu, davacı tarafın iddia etmiş olduğu hususları ispat yükü altında olduğunu, davacının taleplerinin tamamen karşılıksız maddi menfaat temin etmek üzere dile getirildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar ... ve ...'a dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI VE EK KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların babası muris ... ile tarafların annesi diğer muris ...'un tüm aktif ve pasif tapu kayıtlarının celp edildiği, davacıya sadece annesi ...'tan düşen 103 ada 55, 103 ada 181 ve 103 ada 183 parsel sayılı taşınmazlardan mirastan pay verildiği ancak babaları muris ...'un üzerine olan herhangi bir taşınmazdan pay verilmediği, ancak aynı oranda davalıların da söz konusu parsellerden miras payını aldıklarının anlaşıldığı, zaten davacının da anneden gelen miras hakkını almış olduğunu kabul ettiği, sadece babasından intikal eden taşınmazlara ilişkin olarak dava açtığı, dinlenilen tanıkların muris ...'un durumunun iyi olduğunu beyan ettikleri, keşif yapılarak dava konusu taşınmazların devir tarihi itibariyle değerlerinin tespitinin istendiği, bilirkişi raporunda dava konusu eski 49 yeni 101 ada 16 parselin devir tarihinde 17.436,42 TL, yine dava konusu eski 845 yeni 103 ada 182 parselin ise 28.592,77 TL değerde olduğunun tespit edildiği, tapuda ise taşınmazların devir tarihindeki değerinin çok altında bir bedele davalılara devredildiği, muris ...'un, tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere devir tarihinde maddi durumu iyi olup taşınmazların satımını gerektirecek herhangi bir borçluluk durumunun bulunmadığı, taşınmazları satmakta haklı ve makul bir nedenin olmadığı, geçim sorunu yaşamayan murisin taşınmazlarını satmasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, dava konusu taşınmazları murisin davalılara bağışlama iradesinin olduğu bu nedenle muvazaalı işlemin geçersiz olduğu, murisin, davalı çocuklarına taşınmazları doğrudan kendisinin devretmeyip 3. şahsa vekalet vererek 3. şahıs aracılığıyla taşınmazları devretmesinin davacıdan mal kaçırma kastının bir göstergesi olduğu, tapudan gelen kayıtlardan da davacının, babasından intikal eden taşınmazlarda aktif ya da pasif herhangi bir payının bulunmadığı, davacının davasını ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi kararının davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 16.10.2023 tarih ve 2020/285 Esas, 2023/316 Karar sayılı ek kararıyla; kararın 6100 sayılı HMK'nın 345. maddesi uyarınca taraflara tebliğe çıkarıldığı, davalılardan ...'a 28.08.2023 tarihinde tebliğ edildiği, davalı ... vekilinin süresinden sonra istinafa başvurduğu, istinaf başvuru süresinin HMK'nın 104. maddesine esas olduğu ve sürenin bitiminin adli tatile denk gelmediği, dolayısıyla istinaf başvuru süresinin 11.09.2023 günü mesai saati bitiminde sona erdiği ve 15.09.2023 tarihinde verilen istinaf başvuru dilekçesinin süresinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davalı ... vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar davalı vekili tarafından, davalıya yapılan gerekçeli kararın tebliği işleminin usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de tebligat parçasında yapılan incelemede davalının bilinen adresine çıkartılan davetiyenin konutun tevziat saatinde kapalı olması nedeniyle komşusu...'ten sorulduğu, muhatabın çarşıda olduğunun belirtildiği, komşunun imzadan imtina ettiğinin şerh edildiği, 2 numaralı haber kağıdının da muhatabın kapısına yapıştırıldığının ve akabinde muhtara teslim edildiğinin belirtildiği anlaşılmış olup bu şekilde yapılan tebliğ işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı, bu nedenlerle davalı vekilinin 15.09.2023 tarihinde yaptığı istinaf başvurusunun da yasal süresinde olmadığı, süresinde yapılmayan istinaf başvurusuyla ilgili olarak Mahkemece verilen kararın yerinde olduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Nedenleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka ve Tebligat Kanunu'nun gerekliliklerine aykırı olduğunu, her ne kadar davalıya yapılan tebligat tarihi 28.08.2023 tarihi olarak belirtilmiş ve istinaf başvurusunda bulunması için yasal sürenin son gününün 11.09.2023 tarihine isabet ettiği belirtilmiş ise de yapılan bu değerlendirmenin somut gerçeğe uygun düşmediğini, davalıya tebligatın usule aykırı şekilde yapıldığını, yasanın aradığı şekil şartlarına uyulmadığını, zira müvekkilinin kapısına ihbarname yapıştırılmadığını, haber verildiği belirtilen kişinin de binada oturmadığını, müvekkilinin de böyle birini tanımadığını, bu nedenle tebligatın usulsüz olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında tebligat ile ilgili incelemenin yalnızca tebligat parçası incelenerek eksik şekilde yapılan bu inceleme sonucunda da hatalı karar verildiğini, incelenen tebligat parçasında komşunun imzadan imtina ettiğinin belirtildiğini, bunun da tebliğ ile ilgili diğer usulsüzlüklerden biri olduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkilinin istinaf başvuru süresini kaçırdığından bahisle ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinin de hatalı olduğunu, muvazaa iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının bu iddiasını muris ile arasının kötü olmasına dayandırdığını, dinlenilen tüm tanık beyanlarından sabit olduğu üzere murisin mirasçılarından kimse ile arasının kötü olmadığını, dava konusu taşınmazlar dışında muristen kalan taşınmazların da olduğunu, hatta davacının şu an oturduğu taşınmazın da muristen kaldığını, bu durumun dahi murisin mirastan pay alamadığına dair iddialarının dayanaksız olduğunu kanıtladığını, davacının iddiasını ispatlayamadığını, yargılama aşamasında taraflar arasında konu ile ilgili bir davanın da görülmüş olduğunun belirtildiğini, fakat bu durumun hiç dikkate alınmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen gerekçeli kararına karşı davalı ... vekili tarafından süresinde istinaf yoluna gidilip gidilmediği noktasında toplanmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya kapsamından; İlk Derece Mahkemesinin 18.07.2023 tarih ve 2020/285 Esas, 2023/316 Karar sayılı gerekçeli kararının davalı ...'a 28.08.2023 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı ...'un 04.09.2023 tarihli vekaletname ile Avukat ...'i vekil tayin ettiği, gerekçeli kararın 2 haftalık istinaf süresi geçtikten sonra 15.09.2023 tarihinde davalı ... vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1. fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.