Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2540 E. 2024/4385 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, miras yoluyla intikal ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetliğini iddia ettiği taşınmazın Hazine adına tespit ve tescil edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerindeki zilyetliğini ispatlayamaması ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince gerekli delilleri sunamaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/221 E., 2024/221 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/845 E., 2019/275 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; Şırnak ili Merkez ilçesi, ... Mahallesi 228 ada ve 2 parsel sayılı taşınmazın babasından kendisine kaldığını, 2008 yılında yapılan kadastro çalışmalarında arazilerinin Hazine adına tapuya tescilinin yapıldığını, 50 yıldır taşınmaza zilyet olan babasından kendisine kalan taşınmazı malik sıfatıyla kullandığını, ileri sürerek taşınmazın TMK'nın 713 üncü maddesi uyarınca tapu kaydının iptali ile adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içinde açılmamış ise davanın bu sebepten reddedilmesi gerektiğini, davacının davasını ispat edecek vergi kaydı, tapu kaydı gibi objektif yazılı bir delilinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacak, imar ve ihya yoluyla kazanımı ve zilyetliğe iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğunu, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu ve Hazineye ait olduğunu, davacı yararına imar ve ihya suretiyle zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, bu nedenlerle davanın öncelikle hak düşürücü süre nedeni ile reddini, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 24.04.2017 tarihinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve davacı tanıklarının dava konusu taşınmazda ekme, biçme yapıldığını görmediklerini beyan ettikleri, ziraat mühendisi bilirkişi raporunda dava konusu alan üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyette bulunulmadığının tespit edildiği, dava konusu taşınmazın imar ve ihya edilmemiş olduğu, zilyetlikle iktisap koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaz bölümlerinin davacının babası tarafından 50 yıldan fazla süre ile ekilip biçildiğini, sonrasında davacının zilyetliğinde olduğunu, tanık beyanlarının bilirkişi raporlarının soyut ve bilimsel gerçeklikten uzak olduklarını, ayrıca çekişmeli taşınmazda idari yoldan tapu kaydının oluştuğu tarihten geriye doğru hava fotoğrafı uygulamasının yaptırılmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların bu bölümlerde ekim veya dikim yapılmadığı, hayvan otlatıldığı, eskiden meşe ağaçlarının bulunduğu ve şu an briket yapımı için kiraya verildiği yönünde beyanda bulundukları, ziraat bilirkişi raporuna göre taşınmazların tarımsal faaliyete uygun olmadıkları, orman bilirkişi raporunda sadece 1973 ve 1984 tarihli hava fotoğraflarının incelendiği ve taşınmazlarda tarımsal faaliyet yapılabileceği yönündeki açıklama sonrasında taşınmazların tarla vasfında oldukları ve imar ihyanın olduğu yönünde kesin ifadeler kullanılmış ise de yapılan bu inceleme ve açıklamaların yetersiz ve kendi içinde çelişkili olduğu ve hava fotoğraflarında davaya konu bölümler ile 228 ada 2 parsel sayılı taşınmazın talep edilmeyen bölümleri arasında bir fark olmadığının görüldüğü, ayrıca dava konusu taşınmazlara komşu olduğu gerekçesiyle dava dosyası içine alınan Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/236 Esas, 2014/547 Karar sayılı dosyasında yine 228 ada 2 parsel sayılı taşınmaz içinde kalan (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden açılan davada yapılan hava fotoğrafı incelemesi sonucu zilyetlik şartları oluşmadığından davanın ret edildiği ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olduğu, zilyetlik şartları oluşmadığından ret kararı verilen ve kesinleşen (A) harfi ile gösterilen komşu taşınmaz bölümü ile iş bu dosyada davaya konu (A) ve (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden de bir fark olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek ve arazinin yanında kara yolu çalışması yapıldığını ve arazinin bulunduğu yerin yan tarafından geçen derenin üzerine köprü inşa edilirken ortaya çıkan toprak ve molozun davacının arazisine döküldüğünü, bu süreçten sonra dava konusu taşınmazı her ne kadar ekip biçemese de başkalarına iş yeri olarak kullanılmak üzere briket, bims fabrikasına kiraya verdiğini, asli zilyet olarak zilyet olmaya devam ettiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

Kadastro sonucu, Şırnak Merkez ilçe ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 228 ada 2 parsel sayılı 1.162.103,60 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz hali arazi vasfı ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... Çiftçi, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle, davacının davasını 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi gereği ispatlayamamış olmasına göre davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.