Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2544 E. 2024/5297 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu oluşan miktar fazlalığının Hazine adına tescili istemine ilişkin davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu parselin kadastro tutanağının kesinleşme tarihi ile dava açma tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1484 E., 2024/318 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/432 E., 2023/2235 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; Şanlıurfa Kadastro Müdürlüğünün Milli Emlak Müdürlüğüne hitaplı 02.03.2021 tarih ve 637713 sayılı yazısında Şanlıurfa ili, ..... ilçesi, ..... Mahallesi 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazda kadastro güncelleme (yenileme) çalışmalarının tamamlandığını ve 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 20.000,00 metrekareden 20.944,89 metrekareye çıkarıldığını, parselin sayısal yüzölçümünün iktisap tarihindeki zilyetlik esaslarınca verilmesi gereken 20.000,00 metrekareyi aşarak miktar fazlalığı oluştuğunun tespit edildiğini, miktar fazlasının Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek dava konusu 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın miktar fazlasına ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazdaki miktar fazlalıklarının Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesinde düzenlenen taşınmazın yüzölçümündeki hatanın giderilmesi davası olmayıp mülkiyet aktarımına ilişkin olduğu, taşınmazların aynına ilişkin davalarda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereği kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçmekle kadastrodan önceki hukuki nedenlere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı, buna göre dava konusu evveliyatı 82 parsel sayılı taşınmaz olan yerin kadastro tespitinin 04.01.1978 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 13.04.2021 tarihinde açıldığı, davanın açılış tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği tarih arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği, davacı Hazinenin de taşınmazın miktar fazlalığının kendi adına özel mülk olarak tescilini talep ettiği, davanın hak düşürücü sürenin istisnası niteliğinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda 944,89 metrekare miktar fazlasının olduğunun belirtildiğini, taşınmazın özel mülkiyete konu olacak nitelikte olması veya ileride ekonomik yarar sağlanmasının mümkün olması ve tapu kaydı hudutlarında mera olduğundan değişebilir ve genişlemeye elverişli sınırın bulunması nedeniyle taşınmazın Maliye Hazinesi adına tesciline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; eldeki davada iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ve dosyada mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafın iddiasının kadastro öncesi nedene dayandığı, dava konusu 101 ada 2 parsel numaralı taşınmazın kadastro tutanağının 04.01.1978 tarihinde kesinleştiği, bu tarih ile dava tarihi olan 2021 yılı arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, Hazinenin taşınmazın miktar fazlalığının adına özel mülk olarak tescilini talep ettiği, bu nedenle davanın hak düşürücü sürenin istisnası niteliğinde de olmadığı, Mahkemenin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, zira dava konusu taşınmazda yapılan hesaplama neticesinde oluşan miktar fazlalığı için dava açtıklarını, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, taşınmazın özel mülkiyete konu olacak nitelikte olması veya ileride ekonomik yarar sağlanmasının mümkün olması ve tapu kaydı hudutlarında kıraç olduğundan değişebilir ve genişlemeye elverişli sınırın bulunması nedeniyle taşınmazın Maliye Hazinesi adına tesciline karar verilmesi gerektiğini, Kadastro Kanunu'nun "Kayıt ve belgelerin kapsamını tayin" başlıklı 42. Maddesinde "değişebilir ve genişlemeye elverişli sınırlı tapu kayıtları ile diğer belgelerin muhtevasını belirtmekte kayıt ve belgelerde yazılı miktara itibar olunur" hükmünün yer aldığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu; Şanlıurfa ili, .... ilçesi, .... Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın geldisini teşkil eden 82 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 04.01.1978 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 13.04.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ... vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden davacı ... 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.