Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2613 E. 2024/4751 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tespit edilen taşınmazlar üzerinde davacının zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının gerçekleştiği tespit edilmiş olmasına rağmen, dava konusu taşınmazların karar tarihinden sonra yapılan ifraz işlemi neticesinde farklı parsellere gitmesi ve hükmün hangi parselleri kapsadığının belirsiz olması, ayrıca hüküm ile gerekçe arasında çelişki bulunması ve dava konusu edilmeyen taşınmazlar hakkında hüküm kurulması nedeniyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/53 E., 2021/59 K.

DAVALILAR : Hazine vekilleri Avukat Hikmetullah Anik, Avukat ..., Avukat Seyit Rıza Karakaş, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 31.12.2012

HÜKÜM : Kısmen Kabul - Kısmen Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Siirt ili, ... ilçesi, ... köyünde kain 121 ada 92 ve 134 ada 179 sayılı taşınmazların 35-40 yıldan bu yana kendisinin zilyetliğinde bulunduğunu, buna rağmen yapılan kadastro çalışmaları sırasında ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit gördüğünü, Hazinenin bu taşınmazlarla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, komşu diğer tüm parsellerin de özel mülkiyete konu olduğunu, dava konusu taşınmazların yıllardan beri kendisi tarafından ekilip biçildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine; dava konusu 121 ada 92 ve 134 ada 179 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit gördüğünü, kadastro tespitinden geriye yönelik davacıların bu yere ait 20 yıllık zilyetlik süresinin olmadığını, zilyetlikte ihlâl ve kopukluk olduğunu, zilyetlik şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı DSİ Genel Müdürlüğü; Kamulaştırma Kanunu'nun 6 ncı maddesi gereği davacı tarafın öncelikle davalı İdareye başvurması, ondan sonra yargı yoluna gitmesi gerektiğini, ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarının verdikleri zararlardan dolayı idari yargıda tam yargı davası açılması gerektiğinden görev itirazında bulunduklarını, dava konusu mülkiyeti Hazineye ait 134 ada 179 (yeni 134 ada 198) parsel sayılı taşınmazın Ilısu Barajı ve HES projesi Rezervuar Alanından kısmen etkilenmekte olduğunu, Kurumları adına tahsisin gerçekleştiğini, 121 ada 92 parsel sayılı taşınmazın ise Ilısı Barajı ve HES Göl Alanı kamulaştırma alanından etkilenmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.01.2016 tarihli ve 2014/1013 E., 2016/65 K. sayılı kararı ile; fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C2) ve (C3) harfleri ile gösterilen bölümler üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, 13.03.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda 134 ada 197 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisinde kaldığı belirtilen (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerin ve 134 ada 198 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı belirtilen (C2) ve (C3) harfleri ile gösterilen bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 134 ada 198 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı belirtilen (C1), 121 ada 92 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı belirtilen (92/A), 121 ada 91 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı belirtilen (91/B), 121 ada 85 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı belirtilen (85/C) ve 121 ada 87 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı belirtilen (87/D) harfleri ile gösterilen bölümler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.11.2019 tarihli ve 2016/10702 E., 2019/6923 K. sayılı kararı ile; " ... Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece öncelikle, çekişmeli 134 ada 179 parsel sayılı taşınmaz hakkında verilen kamulaştırma dosyası ilgili mahkemeden getirtilmeli, lehine kamulaştırma kararı verilen kişi veya kurum tespit edilerek davaya dahil edilmesi için davacıya süre ve imkan verilmeli, bu yolla taraf teşkili sağlandıktan sonra, adı geçen davalıların varsa davaya karşı savunma ve delilleri sorulup saptanmalı; sonrasında mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 ziraat mühendisi ve 1 fen bilirkişisinden oluşacak bilirkişi heyetinin katılımıyla yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kime ait oldukları, öncesinde kim tarafından ne şekilde kullanıldıkları, kimden kime intikal ettikleri, evveliyatlarının ne olduğu, taşınmaz bölümleri üzerindeki zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi etraflıca sorulup, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümlerinin toprak yapıları, bitki örtüleri, kullanım durumları, ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadıkları, imar-ihyaya muhtaç olup olmadıkları, üzerlerindeki zilyetliğin ne zaman başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususlarında komşu taşınmazlarla mukayeseli olarak değerlendirmeyi içerir, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazın değişik yönlerden fotoğrafları çektirilerek rapora eklenmeli; teknik bilirkişiye, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan hususlar göz önüne alınmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir." gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 17.02.2021 tarihli ve 2020/53 E., 2021/59 K sayılı kararı ile; hükme esas alınan bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere, hava fotoğraflarında (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısmın evveliyatında imar-ihya gördüğü, mevcutta eğimli bir yapıya sahip olup kullanılır vaziyette olduğu, (C/1), (C/2) ve (C/3) harfi ile gösterilen kısmın evveliyatında imar-ihya gördüğü, mevcutta açıklık görünümde olup kullanılır vaziyette olduğu, 121 ada 92 parsel üzerinde bulunan ve (A) harfi ile gösterilen kısmın evveliyatında imar-ihya gördüğü hususlarının tespit edildiği, ziraat bilirkişi heyetince (A), (B), (C/2) ve (C/3) harfli taşınmazların imar-ihya edildiğinin belirtildiği, dolayısıyla tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazda tespit tarihinin 2003 olduğu da göz önüne alınarak 20 yıllık nizasız ve fasılasız zilyetlik emek ve masraf sarfı ile imar-ihya şartlarının yalnızca (A), (B), (C/2) ve (C/3) harfli taşınmazlar yönünden oluştuğu, (C) harfli taşınmazın kamulaştırıldığı anlaşılmakla tapu iptali - tescil kararı verilemeyeceği ancak talebin daha azı olan tespit kararının verilebileceği, kalan dava konusu taşınmazlar yönünden kazanım koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla takdiri delil olan tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına itibar edilmeyerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen kısımlar yönünden verilen kararın doğru olmadığını, mahalli bilirkişilerin beyanlarına aykırı karar verildiğini, terör olayları sebebiyle son yıllarda tarımsal faaliyet yapılamadığını, müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin eksik, davalı kurum lehine hükmedilen vekalet ücretinin fazla hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik inceleme sonucu hatalı karar verildiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşmediğini, soyut beyanlara dayalı olarak karar verilemeyeceğini, raporların yetersiz olduğunu, taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacağını, orman sayılmayan yerlerden olup olmadığının tespiti gerektiğini, 40 ve 100 dönüm limitinin aşılmaması gerektiğini, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin yüksek hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı DSİ vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama sırasındaki beyanları ile bilirkişi raporuna itirazları nazara alınmadan verilen kararın doğru olmadığını, işbu davada müvekkili İdarenin taraf sıfatının bulunmadığını, müvekkili kurumun tapu maliki olmadığını, DSİ yönünden davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, ilgili taşınmazların sadece su altında kalacak olması sebebiyle müvekkili kurumun davalı olarak gösterilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 inci maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kadastro sonucu, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 121 ada 92 parsel ve 134 ada 179 parsel sayılı 25.913,02 ve 529.130,83 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden oldukları belirtilerek davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiği, bilahare Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan kamulaştırma neticesinde 134 ada 179 parsel sayılı taşınmazın, 134 ada 197 ve 198 parsel olarak ifraz gördüğü, Dairece verilen geri çevirme kararı sonrası celp edilen belgeler ve ada-parsel (parselsorgu.tkgm.gov.tr) sorgulamadan yapılan araştırma neticesinde, karar tarihinden sonra 18.02.2021 tarihinde yapılan ifraz işlemi ile 197 parsel sayılı taşınmazın 215 ve 216 parsellere, 198 parsel sayılı taşınmazın 217 ve 218 parsellere gittiği, bunlardan 215 ve 217 parsellerin Hazine adına kayıtlı iken 22.02.2021 tarihli mülkiyet ve hisse oranlarının düzeltilmesi işlemi ile dava dışı ... isimli şahıs adına kayıtlı hale geldiği, daha sonra 23.02.2021 tarihli satış işlemi ile dava dışı ...'a devredildiği, 216 parsel sayılı taşınmazın ham toprak vasfı ile 218 parsel sayılı taşınmazın ise Baraj Gölü vasfı ile Hazine adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.

2. Hemen belirtilmelidir ki; hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince yapılan araştırma sonucu dava konusu 134 ada 197 ve 198 parsel sayılı taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının gerçekleştiği, taşınmazların davacı tarafından kullanıldığı ve zilyet edildiği hususları tespit edilmek suretiyle davanın esasına ilişkin olarak yazılı şekilde tapu iptali - tescil ve tespit kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

3. Ne var ki; bahsi geçen 134 ada 197 ve 198 parsel sayılı taşınmazların yukarıda belirtildiği üzere karar tarihinden sonra yapılan ifraz işlemi neticesinde 215, 216, 217 ve 218 parsellere gittiği, 216 ve 218 parsellerin halen davalı Hazine adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla Mahkemece davanın kabulüne dair karar verilen kısmın hangi parsel içerisinde kaldığı belirlenip buna göre fen bilirkişisinden tekrar rapor alınmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, infazı mümkün olmayacak şekilde tapu iptali - tescil ve tespit hükmü kurulması isabetsizdir.

4. Öte yandan; diğer dava konusu 121 ada 92 parsel sayılı taşınmaz yönünden Mahkemenin gerekçesinde; bu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmının evveliyatında imar-ihya gördüğü, mevcutta eğimli bir yapıya sahip olup kullanılır vaziyette olduğu belirtilmesine rağmen hükümde 121 ada 92 parsel sayılı taşınmazın (92/A) harfi ile gösterilen 1.554,24 metrekarelik kısmına ilişkin açılan davanın reddine şeklinde karar verildiği, böylece hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmakla Mahkemece çelişki kaldırılmak suretiyle yeniden hüküm kurulması gerektiği açık olduğu gibi, 18.12.2020 tarihli fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen raporda davacı tarafça kullanıldığı iddia edilen ve adına tescili istenen kısımlar olarak gösterilen ancak dava konusu edilmeyen 121 ada 91 parsel sayılı taşınmazdaki (91/B), 121 ada 85 parsel sayılı taşınmazdaki (85/C), 121 ada 87 parsel sayılı taşınmazdaki (87/D), 121 ada 96 parsel sayılı taşınmazdaki (96/E) harfleri ile gösterilen kısımlar yönünden davanın reddine şeklinde hüküm kurulması da doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Temyiz eden davalı Hazine ve DSİ Genel Müdürlüğü harçtan muaf bulunduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.