"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2698 E., 2024/690 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın Açılmamış Sayılmasına / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/141 E., 2023/499 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakanları ...'in adına kayıtlı 1412 ada 1 ve 1417 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarını 28.02.1986 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğluna devrettiğini, ayrıca murisin 2007 yılında Silivri ilçesi dahilindeki bir kısım taşınmazlarını üçüncü kişilere satarak elde ettiği para ile davalı adına 335 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki D blok 3, 4 ve 26 nolu bağımsız bölümler ile 117 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 12 ve 7 nolu mesken nitelikli bağımsız bölümleri satın aldığını, yapılan tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, murisin bakıma ihtiyacı olmadığını, esasen davalının murisin himayesinde olduğunu, taşınmazların edinim tarihinde davalının alım gücünün bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; murisin ne kendisinin ne de eşinin sosyal güvencesi olmadığını, murisin küçük çapta çiftçilik yaptığını, ihtiyaç olduğunda taşınmazlarını satarak yaşamını sürdürdüğünü, sözleşme yapıldığı tarihte davaya konu taşınmazın yanında murisin adına kayıtlı 5 veya 6 adet taşınmazı daha olduğunu, yani tek varlığının bu taşınmazdan ibaret olmadığını, murisin tüm çocukları ile arasının iyi olduğunu, davacının da 1980'li yıllarda 10 yılı aşkın bir süre eşinin Tekirdağ'a tayini çıkana kadar murise ait .... Sokaktaki dairede kira vermeden oturduğunu, yine davacının 1999 yılının Nisan ayında Tekirdağ ilinde almış olduğu evin bedelini de murisin verdiğini, murisin ... caddesindeki 117 ada 2 parsel nolu arsasını 3 daire bir dükkan karşılığında müteahhide verdiğini, 1999 yılında ise bu daireleri çocukları arasında paylaştırmaya gittiğini, davacının Tekirdağ'dan daire almak istediğini söylemesi üzerine Mescit sokaktaki dairesini satıp ordan aldığı para ile davacının Tekirdağ'da aldığı evin parasını verdiğini, müteahhitten aldığı ... caddesindeki dairelerin de birini uhdesinde tutup 7 nolu bağımsız bölümü davalıya, 12 nolu bağımsız bölümü diğer kızı ...'ye, dükkanı da eşine verdiğini, kendisinin (davalının) 12 nolu bağımsız bölümü bedeli karşılığında ablası ...'den 2008 yılında satın aldığını, bunun yanında murisin 2007 yılında da satılan taşınmazdan 15.000,00 TL ve 35.000,00 TL olmak üzere 50.000,00 TL'yi davacıya verdiğini, murisin kimseden kaçırdığı bir mal olmadığını, davaya konu 335 ada 2 parsel nolu taşınmazdaki 3, 4, 26 dükkan vasıflı taşınmazlara gelince, murisin davalıya ÖKBA karşılığı vermiş olduğu 5 ada 23 parsel nolu taşınmaza 2005 yılında imar uygulaması yapıldığını, imar uygulaması yapıldıktan ve kesintilerden sonra 2 arsa haline dönüştüğünü, davalının oluşan bu iki arsadan biriyle bu dükkanları takas ettiğini ve üstüne para aldığını, bu dükkanların alınışında muristen para alınmadığını, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin de gizli saklı yapılmadığını, herkesin bilgisi dahilinde olduğunu, sözleşmeye konu yerin 1986 yılında değerli bir yer olmadığını, ancak 2005 yılında imara açıldıktan sonra değerlendiğini ve eline iki imar parseli geçtiğini, davalı ile murisin 1993 yılından bu yana karşılıklı dairelerde oturduğunu, murisin her türlü ihtiyacının davalı ve ailesi tarafından karşılandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.09.2023 tarihli ve 2021/141 Esas, 2023/499 Karar sayılı kararıyla; davanın muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu ve niteliği itibariyle nispi harca tabi olduğu, bu nedenle 492 sayılı Harçlar Kanunu gereği eksik harç tamamlanmadan davanın esasına girilemeyeceği, dava değerinin ise dava konusu edilen taşınmazların dava tarihi itibariyle değerinden davacının miras hissesine düşen değer olduğu, 02.05.2023 tarihli celsede davacı tarafa dava konusu edilen taşınmazların iptali istenilen paylarının değeri olan toplam 7.547.500,00-TL üzerinden (100.000,00-TL'nin mahsubu sonrasında) eksik olan 127.184,68-TL harcı ikmal etmek üzere 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. ve HMK'nın 150. maddesi uyarınca gelecek celseye kadar süre verildiği, verilen süre içerisinde harcın yatırılmaması halinde 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. ve 6100 sayılı HMK'nın 150. maddesi gereğince davanın işlemden kaldırılacağı, yenileme süresi içerisinde de harcın ikmal edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği ihtaratını içeren duruşma zaptının davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, 13.06.2023 tarihli celsede ise harç ikmali için verilen süre içerisinde eksik harcın davacı tarafça ikmal edilmemiş olması sebebi ile 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. ve HMK'nın 150. maddesi gereğince dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verildiği, yasal süre sonunda da eksik harcın ikmal edilmemiş olduğu gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece adli yardım taleplerinin yapılan Takbis araştırması neticesinde davacı üzerine kayıtlı taşınmaz bulunduğu gerekçesi ile reddine karar verildiğini, verilen karar sonrasında Mahkemece 07.03.2023 tarihli celsede dava değeri üzerinden 127.184,68 TL tamamlama harcını ikmal etmek üzere taraflarına süre verildiğini, harcı ikmal edemediklerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini; HMK'nın 334. maddesine göre ''geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimselerin'' adli yardımdan yararlanabileceklerini; müvekkilinin ev hanımı olup çalışmadığını, adına kayıtlı taşınmazların gelir getirici olmadığını, bu durumda müvekkilinin sosyal ve içtimai durumu göz önüne alındığında Mahkemece verilen adli yardım talebinin reddi yönündeki kararın anayasal savunma hakkının ihlali olup usul ve yasaya aykırı olduğunu, buna bağlı olarak Mahkemece verilen davanın açılmamış sayılmasına şeklindeki kararın da hukuka uygun olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.03.2024 tarihli ve 2023/2698 Esas, 2024/690 Karar sayılı kararıyla; somut olayda; davacı tarafın, Silivri ilçesi, ..... Paşa Mahallesi 1412 ada 1 parsel ile 1417 ada 1 parsel (eski 5 ada 23 parsel) sayılı taşınmazların muris ... tarafından davalı oğluna ölünceye kadar bakma akdi ile muvazaalı olarak devredildiğini; Silivri ilçesi, ..... Mahallesi 335 ada 2 parsel D blok 3, 4 ve 26 nolu bağımsız bölümler ile Silivri ilçesi, ..... Mahallesi 117 ada 12 parsel, 12 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin ise bedeli muris tarafından ödenmek suretiyle davalı oğlu adına tescil ettirildiğini ileri sürerek öncelikle muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak miras payı oranında adına tescil, olmadığı takdirde terditli olarak tenkis isteğinde bulunduğu, muris muvazaası davalarında dava değerinin davacının miras payına isabet eden değer olduğu, Mahkemece mahallinde keşif yapılarak davaya konu taşınmazların temlik tarihi, murisin ölüm tarihi ve dava tarihindeki değerlerinin tespit edildiği; bilirkişi raporunda belirlendiği üzere davaya konu taşınmazların dava tarihi itibarıyla davacının 1/4 miras payına isabet eden tutarın 7.547.500,00TL olduğu; Mahkemece belirlenen işbu tutar üzerinden başlangıçta dava değeri olarak gösterilen 100.000,00 TL tutar mahsup edilerek bakiye tutar üzerinden hesaplanan 127.184,68TL harcı ikmal etmek üzere usulüne uygun olarak süre verildiği, davacı vekilinin 22.03.2023 tarihli dilekçesi ile HMK'nın 334/1. maddesi kapsamında müvekkilinin adli yardımdan yararlandırılmasını talep ettiği, Mahkemece aynı tarihli ara karar ile adli yardım talebinin reddine karar verildiği, 23.03.2023 tarihli dilekçe ile adli yardım talebinin reddine ilişkin ara karara itiraz edildiği, Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/16 D.iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, bu haliyle adli yardım talebinin reddine ilişkin kararın yasada düzenlendiği şekilde denetimden geçmek suretiyle kesinleştiği, istinaf incelemesinde artık bu hususun tekrar incelenemeyeceği, adli yardım talebinin reddine ilişkin karar sonrası Mahkemece davacıya usulüne uygun ara karar ile eksik harcın ikmali konusunda yeniden süre verildiği, verilen sürede davacı tarafın eksik harcı yatırmadığı anlaşılmakta olup dosyanın işlemden kaldırıldırılmasında ve akabinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde hukuka aykırı yön bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150. maddesi, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. ve 30. maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriğinden; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemli olarak açılan eldeki temyize konu davada çekişme konusu taşınmazların keşfen saptanan değerinden davacının payına düşen kısmın 7.547.500,00 TL olduğu, 07.03.2023 tarihli celsede Mahkemece belirlenen işbu tutar üzerinden başlangıçta dava değeri olarak gösterilen 100.000,00 TL tutar mahsup edilerek bakiye tutar üzerinden hesaplanan 127.184,68TL harcı ikmal etmek üzere usulüne uygun olarak süre verildiği, davacı vekilinin 22.03.2023 tarihli dilekçesi ile HMK'nın 334/1.maddesi kapsamında müvekkilinin adli yardımdan yararlandırılmasını talep ettiği, Mahkemece aynı tarihli ara karar ile adli yardım talebinin reddine karar verildiği, 23.03.2023 tarihli dilekçe ile adli yardım talebinin reddine ilişkin ara karara itiraz edildiği, Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/16 D.iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, adli yardım talebinin reddine ilişkin karar sonrası 02.05.2023 tarihli celsede Mahkemece davacıya usulüne uygun ara kararı ile eksik harcın ikmali konusunda yeniden süre verildiği, verilen sürede davacı tarafın eksik harcı yatırmadığı, bunun üzerine 13.06.2023 tarihli celsede 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. ve HMK'nın 150.maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına ve 14.09.2023 tarihinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.