Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2621 E. 2025/2627 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalıya ait taşınmazın 1/2 payının çıplak mülkiyetinin devri ve intifa hakkından feragat işlemlerinin hile ile yapıldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının satış ve intifa hakkından feragat işlemlerini iradesinin fesada uğramadan, hür iradesiyle yaptığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1845 E., 2023/1546 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/26 E., 2020/283 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra duruşma dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; 77 yaşında olduğunu, dava konusu ... ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki 10 numaralı bağımsız bölümün yarısının kendisine ait olduğunu, kalan yarısının da eşine ait iken ölümü ile diğer mirasçıları ile elbirliği mülkiyeti malik olduğunu, 2012 yılında ağır bir kalp ameliyatı geçirdiğini, ölüm riskinin de yüksek olduğunun söylenildiğini, çocuğu olmadığını, akrabaları ile ilişkisi olmadığı için kendisine ve evine sahip çıkabilecek birini aradığını, o aralar kendisine iyi davranan eşinin büyük ablasının kızı olan davalıya müstakil 1/2 payı üzerinde intifa hakkı tesisi konusunda anlaştıklarını, eşinden kalan payın devri için de satış vaadi sözleşmesi yapmaya karar verdiklerini, işlemleri bu iradeler ile yaptığını, iki ay öncesinde davalının kendisine dava konusu taşınmazı satıp asansörlü bir yer alalım demesi üzerine satışa izin verdiğini, satış için intifa hakkının kaldırılması gerektiğini söylemesi üzerine 23.12.2013 tarihinde intifa hakkından feragat ettiğini, davalının yeni alınacak yerin kendi adına yapılmasını, intifa hakkını yine kendisine vereceğini söylediğini, bu arada müstakil payının davalıya devredilmiş olduğunu öğrendiğini, hile ile taşınmazının alındığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa intifa hakkının tekrar lehine tesisine karar verilmesini istemiş; davacı vekili 04.11.2014 tarihli dilekçe ile, dava dilekçesinde sehven hata yaptıklarını taleplerini genişleterek taşınmazın 3/4 payının iptali ile müvekkili adına tescilini istediklerini bildirmiş, 26.09.2017 tarihli dilekçesi ile de 1/2 payın iptali ile müvekkili adına tesciline, olmazsa 1/2 pay değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, son celsede ise her ne kadar ıslah dilekçesi ile müvekkilinin eşinden kalma 1/2 hisseli olan yeri de talep etmiş iseler de tapuda anılan payın devri olmadığı ve sadece noterde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığı için bu husustaki talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacı ile anlaşarak taşınmazdaki çıplak mülkiyetini satın aldığını, davacının intifa hakkını muhafaza ettiğini, davacının parasını peşin alıp satış vaadinde bulunduğunu, düzayak bir yer alınıp davacının rahat etmesi için birlikte anlaşarak evin satılmasına karar verdiklerini, alıcıların taşınmazı intifa hakkı ile almak istememeleri nedeniyle intifa hakkının yeni alınacak yerde tesis edilmesi konusunda anlaştıklarını, kimseyi aldatmadığını, çıplak mülkiyetin zaten kendisinde olduğunu, intifa hakkının yeniden tesis edilmesini masraflarının verilmesi halinde kabul ettiğini bildirmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın evin satılacağı zaman intifa hakkından feragat ettiği, satış sonrası alınacak evin kendi adına değil de davalı adına olması gerektiği hususunda davalı ve onun oğluyla yaptığı görüşmeler sonucunda öncesinde çıplak mülkiyeti devrettiğini öğrendiği, davanın yasal süre içinde açıldığı, satış ve noter satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte davacının 76 yaşında olduğu, işlem tarihinden 12 gün sonra 02.05.2012 tarihinde kalp ameliyatı olduğu, ameliyat öncesi 12.04.2012 tarihinde 3.410,00 TL kredi çektiği, davacı gerçekten taşınmazını satmış olsa idi kredi çekmesinin hayatın olağan akışına uygun olmayacağını, tanık beyanlarından söz konusu satışlarda para verilmediği, davacının bankadan çektiği kredi ile ameliyat ve bakıcı masraflarını karşıladığı, parası olmadığından ameliyat sonrası bakıcının gittiği ve davacının konu - komşu ve apartman görevlisinin ufak tefek yardımlarıyla ve kendisinin gayretleriyle bakımını sağladığı, yapılan satış işleminin bedel karşılığında yapılmadığı, davalı tarafın intifa hakkını alacağını beyan ederek ve davacının da intifa hakkını verdiğini sanarak tapuda 1/2 hissesinin çıplak mülkiyetinin satışını yaptığı, intifa hakkının kendinde kaldığı, kocasından intikal eden paya dair de satış vaadi sözleşmesi yaptığı, davacının intifa hakkını devrettiği yönünde kandırılmasıyla yaptığı hususlarının anlaşıldığı, davalıya devredilen 1/2 hissesinin satışının ve intifa hakkından feragatin hile nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle davacının 1/2 payı yönünden davanın kabulü ile payın çıplak mülkiyet ve intifa hakkı birlikte iptali ile davacı adına tesciline, davacının eşinden gelen payı yönünden noter satış vaadi sözleşmesinin iptalinin davacı tarafça talep olunmadığından dava konusu olmadığı, eşinden intikal eden hissesinin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline ilişkin talebinin ise anılan payın tapuda devrinin gerçekleşmemesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iradi olarak kendisine ait 1/2 pay yönünden çıplak mülkiyetini davacıya resmi akitle satış işleminde hileye maruz kalmadığı, kendi istek ve amacı doğrultusunda satış işleminin gerçekleştiği, daha sonra davalı ile anlaşarak evin satışını yapıp yeni bir ev almaya karar verdikleri, bu amaçla satışın daha kolay gerçekleşmesi için davacının intifa hakkından feragat ettiği, bilahare satın almak istedikleri evin mülkiyetini davacının kendi üzerine yapılmasını istediği, davalı tarafın çıplak mülkiyetin kendisine ait olduğunu beyanla kabul etmediği, bunun üzerine aralarında oluşan anlaşmazlık sonucu eldeki davanın açıldığı, davacının dava konusu taşınmazdaki 1/2 payın adına kayıtlı olduğu, eşi ...'ten intikal eden payını satış vaadi sözleşmesiyle davalıya satmayı vaat ettiği, bu işlemin eldeki davaya konu olmadığı, sonradan kısmi ıslahla bu yöndeki talebin dinlenme olanağı bulunmadığı, 1/2 payın intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini temliki işleminde davacının iradesinin fesada uğramadığı, davalı tarafından davacının kandırılmasının söz konusu olmadığı, tamamen hür iradesi ile davacının işlem yaptığı, yapılan satış işleminin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile tapu iptal ve tescil istemi yönünden davanın reddine, davacı lehine yeniden 1/2 pay üzerinde intifa hakkı tesisine yönelik talebin kabulü ile dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı 1/2 pay üzerinde davacı lehine intifa hakkı tesisine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin kalp ameliyatı olmadan 5 gün önce yaptığı işlemin geçerli sayıldığını, müvekkiline davalı tarafından para ödenmediği, davalının ödeme yaptığını ispat edemediği, tapu iptali ve tescili taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, yeni bir taşınmaz almak için davalıya verdiğini zannettiği intifa hakkını gayrimenkulü satmak için kaldırdığını zannederek yine tapuda işlem yaptığını, İstinaf Mahkemesinin de davalının iddiasındaki gibi müvekkilinin bu davayı açması için çevresi tarafından kandırıldığını düşündüğünü, müvekkilinin görüştüğü hiç bir akrabası olmadığını, davalı tarafından bu husus kullanılarak müvekkilinin kandırıldığını, İstinaf Mahkemesince satış vaadi sözleşmesi ile devredilen davacının eşinden kalan payla ilgili ıslah dilekçesi ile dava konusu yaptıkları ve süresinde karşı tarafa bu sözleşme ile bağlı olmadıklarını bildirmelerine rağmen usulüne uygun dava açılmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair kararın da hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa intifa hakkı tesisi istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğinden, davacının ... ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki 10 numaralı bağımsız bölümdeki 1/2 payının çıplak mülkiyetini 20.04.2012 tarihinde davalı ...’e temlik ettiği, taşınmazdaki intifa hakkından da 23.12.2013 tarihinde feragat ettiği anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle:

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

26.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.