Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2713 E. 2024/4303 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın bir kısmı üzerinde davacının kadastro öncesi zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil talep etmesi üzerine uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, davacının zilyetliğini ispatladığı ve taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gözetilerek, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1613 E., 2024/443 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/51 E., 2023/67 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın davalı Hazine yönünden kısmen kabulü ile davalı ... Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sivas ili, Gölova ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, davacının dedesi ...'in en az 60 yıldır davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla kullandığı taşınmazın bir kısmının 112 ada 19 parsel sayısıyla dedesi adına tescil edildiğini, ancak bir kısmının da dava konusu 112 ada 25 parsel sayılı taşınmaza dahil edilerek, hatalı olarak orman vasfıyla sınırlandırıldığını, dedesinin kullandığı taşınmazın taksim ile davacıya düştüğünü ve davacıya satıldığını, dava konusu taşınmaz kısmının orman olmadığını ileri sürerek 112 ada 25 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile davacı adına tescil edilerek, davacı adına kayıtlı 112 ada 19 parsel sayılı taşınmaza tevhidini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu 112 ada 25 parsel sayılı taşınmazın orman olmadığını, ham toprak olarak tespit ve tescil edildiğini, Orman Genel Müdürlüğü yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, öte yandan öncesi orman olan, ormandan açılan taşınmazların, orman içi açıklık ve boşlukların da zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın orman vasfında olmadığını, 29.09.2016 tarihinde Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edildiğini, dava konusu taşınmazın uzun yıllar ekilip biçilmediğini, boş ve işgalsiz olduğunu, evvelinde mera olarak kullanıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.04.2023 tarihli ve 2018/51 Esas, 2023/67 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 112 ada 25 parsel sayılı taşınmazın 29.02.2008 tarihinde kesinleşen tesis kadastrosuna göre ham toprak vasfında olduğu, Sivas Valiliğince ağaçlandırılmak üzere davalı ... Müdürlüğüne tahsis edildiği gerekçesiyle davalı ... Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğundan davanın usulden reddine; mahalli bilirkişi ve tanıkların davacının dava konusu taşınmazı 30 yıldan fazla ekip biçmek ve ağaç dikmek suretiyle kullandığını, öncesinde de davacının babasıyla beraber kullandığını beyan ettikleri, dava dilekçesinde davacı komşu 112 ada 19 parsel sayılı taşınmazı dedesi ...'den 21.08.2017 tarihinde satın aldığını belirmiş ise de, mahalli bilirkişi ve tanıkların dava konusu taşınmazın uzun süredir kullanıldığını teyit ettikleri, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz bölümünün içinde bulunduğu 112 ada 25 parsel sayılı taşınmazdan farklı eğimde olduğu, kullanım nedeniyle aralarında kot farkı bulunduğu, dava konusu edilen alanın davacıya ait komşu 112 ada 19 parsel sayılı taşınmazla arasında sınır olmadığı, evvelinde imar ihya çalışmaları yapılan taşınmaz niteliğinde olduğunun bildirildiği, jeodezi fotogrametri bilirkişi raporunda 1973 tarihli hava fotoğrafında dava konusu taşınmaz kısmında imar ihya çalışmalarının tamamlandığının, 2004 tarihli hava fotoğrafında taşınmazda kullanım olduğunun belirtildiği, davacının dava konusu taşınmazı tespit tarihinden önce aralıksız 20 yıldan fazla süre ile ekip biçmek suretiyle kullandığı gerekçesiyle davalı Hazine yönünden davanın kısmen kabulü ile 112 ada 25 parsel sayılı taşınmaz içerisindeki dava konusu (A) harfli 4.801 m2 yüz ölçümlü taşınmazın davalı Hazine adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tarla vasfıyla tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; mahalli bilirkişi ve tanıkların dava konusu taşınmazın davacıya babasından kaldığını, davacının babasınının çocukları arasında taksim yapılmadığını, dava konusu taşınmazın uzun yıllardır kullanılmadığını beyan ettiklerini, davacının satın alma olgusunu ispat edememesi sebebiyle tek başına eldeki davayı açamayacağını, zilyetliğin iradi olarak terk edildiğini, eksik araştırma ve inceleme yapılarak sadece 1974 ve 2004 tarihli hava fotoğraflarının incelendiğini, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca kuru sulu arazi sınırlandırması uygulanarak gerekli belgesiz araştırmasının yapılmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 03.04.2024 tarihli ve 2023/1613 Esas, 2024/443 Karar sayılı kararı ile; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca davacı ve dedesi adına aynı çalışma alanında senetsizden tespit edilen taşınmaz miktarı tespit edilmiş olmakla davanın kadastro öncesi zilyetlik, haricen satın alım, eklemeli zilyetlik ve imar-ihya hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, 21.08.2017 tarihinde kesinleşen kadastro tespitiyle dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu 112 ada 25 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına ham toprak vasfıyla tespit ve tescil edildiği, dava konusu taşınmaz bölümünün mutlak tarım arazisi olduğu, 112 ada 25 parsel sayılı taşınmazın dava dışı bölümüyle dava konusu kısmın eğim olarak ayrıldığı, dava konusu kısmın davacıya ait olan 112 ada 19 parsel sayılı taşınmazla bütün olarak işlendiği, 1973 ve 2004 tarihli hava fotoğraflarında imar ihyanın tamamlandığı, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar etmekle Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılıp İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi imar-ihya, taksim, satın alım ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 37 inci maddeleri.

2.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu Sivas ili, Gölova ilçesi, ... köyünde kain 112 ada 25 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve tarım alanına dönüştürülerek ekonomik yarar sağlanması mümkün yerlerden olduğu gerekçesiyle senetsizden 29.016,15 m2 yüz ölçümlü ham toprak vasfıyla Hazine adına 25.10.2007 tarihinde tespit edildiği, askı ilân süresi içerisinde itiraz edilmeksizin tespitin 29.02.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının reddi ile, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13 üncü maddesinin (j) bendi gereğince temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

10.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.