Logo

1. Hukuk Dairesi2024/272 E. 2025/1835 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, kesin hüküm ve husumet yönünden davanın reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın vakıf malı olmadığına dair kesinleşmiş mahkeme kararları mevcut olup, aynı konuda tekrar dava açılmasının hukuken mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2130 E., 2023/1547 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/210 E., 2022/83 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı İdare vekili; Kayseri ili Kocasinan ilçesi Yeniceismail Mahallesinde bulunan 240 ada 7 parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıtlı iken 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 30. maddesi hükmüne göre mazbut "... ve ... Medresesi Vakfı" adına tesciline ilişkin talep üzerine Kocasinan Tapu Müdürlüğünün 24.02.2021 tarih ve 558547 sayılı yazısıyla Maliye Hazinesinden muvafakat alınması halinde işlemin yerine getirileceği şeklinde cevap verildiğini, bilahare Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 18.04.2021 tarih ve 987642 sayılı yazıyla taleplerinin reddedildiğini, taşınmazın vakıf temelli olup vakıfın kültür varlığı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi gereğince Gıyasiye ve Şifaiye Medresesi Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davanın kesin hüküm ve esas yönünden reddinin gerektiğini, taşınmazın vakıf yolu ile oluştuğu iddiası ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi gereği adına tescili talepli olarak Kayseri Kadastro Mahkemesinin 2020/5 Esas sayılı tescil davası açıldığını, keşif yapılıp bilirkişilerden rapor alındığını, taşınmazın vakfı yolu ile meydana gelmediğini, taşınmazla ilgili vakıfnamenin olmadığı ve tarihi eser niteliği taşıyan taşınmazların vakıf malı sayılamayacağı gerekçesi ile reddedildiğini, taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiğini, verilen karar yok sayılarak Tapu Kadastro Kurul Kararı ile vakıf adına tescil yapıldığını, bu nedenle Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/162 Esas, sayılı dosyasında tescilin iptali ile Hazine adına tescile karar verildiğini, mahkeme kararlarının davanın tarafları yönünden kesin delil hükmünde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Hazine aleyhine açılan Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/162 Esas, sayılı dosyasında verilen kararın eldeki dava açısından kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Kayseri Kadastro Mahkemesinin 2010/5 Esas, 2011/8 Karar sayılı dosyası ve Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/162 Esas, 2016/113 Karar sayılı dava dosyasında daha önce yargılama yapılarak kesin hükme bağlanmış olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde ve ...'ne karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesinde, ayrıca her bir kurum için ayrı ayrı aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 353/(1).b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kesin hüküm bulunmadığını, tarafları aynı olsa da konuları farklı olduğunu, ilk dosyada vakıf kökenli olduğu gerekçesi ile açılan tescil davası olup eldeki davanın Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi gereğince tescile ilişkin olduğunu, Kadastro Mahkemesi dosyasında Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesinin yürürlükte olmadığını, bu madde kapsamında değerlendirme yapan bir karar bulunmadığını, bilirkişi incelemesi yapılmadığını, İdare Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesinin yerinde olmadığını, Tapu Müdürlüğü hakkındaki davanın pasif husumetten reddi ve ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçeli

Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden; 240 ada 7 parsel sayılı 1.387,50m2 miktarlı kargir medrese nitelikli taşınmazın kadastro çalışmalarında mülkiyeti ihtilaflı olduğundan malik hanesinin açık bırakıldığı, Kayseri Kadastro Mahkemesinin 31.03.2011 tarih 2010/5 Esas, 2011/8 Karar sayılı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Hazine aleyhine açılan davasında taşınmazın üzerindeki yapıların tarihi eser niteliği taşımasının vakıf malı sayılmasını sağlamayacağı, vakfiyesinin de bulunmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddi ile malik hanesinin ... olarak doldurulmasına karar verildiği, kararın deracaattan geçerek 12.06.2012 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın 02.08.2012 tarihinde ... adına tescil edildiği, Kayseri Vakıflar Bölge Müdürlüğünün 28.09.2012 tarihli yazısı ile taşınmazın Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi gereğince tesciline ilişkin talebin Tapu Müdürlüğünün 12.10.2012 tarih 5701 sayılı yazısı ile reddedildiği, itiraz üzerine Tapu Kadastro Bölge İnceleme Kurulunun 14.12.2012 tarih 1765 sayılı yazısı ile ret kararının bozularak taşınmazın vakıf adına tesciline karar verildiği, taşınmazın 19.12.2012 tarihinde ... Vakfı adına tescil edildiği, Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.04.2016 tarih 2015/162 Esas, 2016/113 Karar sayılı ... tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davasında dava konusu taşınmazın 5737 sayılı Kanun’un 30. maddesi kapsamında kalmadığının Kanun yürürlüğe girdikten sonra açılan Kayseri Kadastro Mahkemesinin 2010/5 Esas, 2011/8 Karar sayılı dosyasında tespit edildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bunun taraflar yönünden kesin hüküm oluşturduğu, daha sonra Tapu Sicil Müdürlüğünce taşınmazın davalı adına tescil edilmesinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, bu kararın da deracaattan geçerek 11.06.2020 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın 03.02.2021 tarihinde ... adına tescil edildiği, bu kez davacının 19.02.2022 tarihli yazı ile taşınmazın "Gıyasiye ve Şifaiye Medresesi Vakfı" adına tescilinin Tapu Müdürlüğünden istenilmesi üzerine 24.02.2021 tarihli cevabi yazıda Maliye Hazinesinden muvafakat alınması halinde işlemin yerine getirileceğinin bildirildiği, itiraz üzerine Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 18.04.2021 tarihli kararı ile kayıt sahibinin muvafakati veya hükmen tescil yapılabileceğinin belirtildiği, bu işlemin iptaline ilişkin davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davada Kayseri İdare Mahkemesinin 21.06.2021 tarih 2021/877 Esas, 2021/926 Karar sayılı kararı ile adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, kararın 08.09.2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle taşınmazın evveliyatının vakıf olmadığının kesinleşen Mahkeme kararları ile sabit olduğu da gözetildiğinde, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle,

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

7531 sayılı Kanun’un 20. maddesi uyarınca değiştirilen 5737 sayılı Kanun’un 77. maddesi uyarınca davacı ... Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.