Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2735 E. 2025/2377 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya bağışlanan taşınmazların, davalının hileli davranışları nedeniyle geri alınması talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, yalnız yaşayan ve ileri yaşta olması sebebiyle, davalı tarafından bakılma vaadiyle kandırılarak taşınmazlarını bağışladığı ve davalının bu vaadi yerine getirmediği gözetilerek yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2806 E., 2024/955 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/31 E., 2021/212 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; 77 yaşında olup köyde tek başına yaşadığını, oğlu olan davalının kendisine bakacağını ve tüm ihtiyaçlarıyla ilgileneceğini ancak bunun için taşınmazlarını bağışlaması gerektiği telkini ile yaşlılığından faydalanarak kendisini kandırıp dava konusu....ve 60 ada 5 (yeni 119 ada 4) parsel sayılı taşınmazların bağış yoluyla adına devrini sağladığını, ancak devirden sonra davalının davranışlarının değiştiğini, emekli maaşını göndermediğini, kalp krizi geçirdiği halde kendisine bakmadığını ve kötü davrandığını, oysa davalı tarafından bakılacağı inancıyla taşınmazlarını devrettiğini, iradesinin fesada uğradığını, ayrıca bağıştan rücu şartlarının da gerçekleştiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; iddialarının doğru olmadığını, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının dava konusu taşınmazlarını kayıtsız ve şartsız kendisine bağışladığını, bağıştan dönmeyi gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, davacının maaşını kendisinin çektiğini ancak düzenli olarak davacıya gönderdiğini, davacının tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, davacının iradesi doğrultusunda temlikleri gerçekleştirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı tarafından bakılacağı inancıyla şartlı olarak davalıya bağış yaptığını ileri sürdüğü, ancak resmi senette bağışın kayıtsız ve şartsız olarak yapıldığı, davacının hak düşürücü süre içerisinde dava açtığı ancak dosya kapsamıyla davalının üzerine düşen yükümlülüklerini yasanın aradığı ölçüde aksattığının ispat edilemediği, bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iradesi sakata uğratılarak temliki yaptığı iddiasını ispatlayamadığı, yine bağışın şartlı olduğunun da davacı tarafından ispatlanamadığı, resmi senette yapılan bağış işleminin kayıtsız şartsız ve bedelsiz olduğunun yazılı olduğu, ayrıca bağıştan rücu için basit olayların dönme (rücu) nedeni sayılamayacağı ancak İlk Derece Mahkemesince irade fesadı yönünden değerlendirme yapılmamış olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilmesi suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının kendisini kandırarak taşınmazların bağışını sağladıktan sonra kendisine bakmadığını, kalp krizi nedeniyle ameliyat olduğunda dahi davalının evde eğlence yaptığını, davalı tarafından bakılacağı inancıyla oturduğu ev de dahil tüm malvarlığını davalıya devrettiğini ancak davalının davacıyla ilgilenmediğini, davalı tarafından iradesi sakatlanarak tüm malvarlığının elinden alındığını, davalının devirden sonra emekli maaşını dahi göndermeyip ekonomik olarak zor duruma düşürdüğünü, taşınmazlarının hile ile elinden alındığını, ayrıca bağıştan rücu şartlarının da gerçekleştiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava; hile ve bağıştan rücu hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının dava konusu.... ve 119 ada 4 parsel sayılı taşınmazlarını 25.05.2016 tarihinde davalıya bağış suretiyle devrettiği, dava konusu 119 ada 4 parsel üzerinde halen davacının ikamet ettiği evin bulunduğu, ayrıca davacının başka mal varlığının bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Somut olayda; dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından yaşlı ve yalnız yaşayan davacının bundan sonraki yaşantısında oğlu olan davalı tarafından bakılıp gözetileceği inancıyla taşınmazlarını devrettiği, ne var ki taşınmazların devrinden sonra davalının davacıya karşı davranışlarının değiştiği, davacının emekli maaşını göndermemeye başlayıp davacıyı arayıp sormadığı, en son 2019 yılı Haziran ayında davacının kalp krizi geçirip hastanede yattığı dönemde davalının davacıyla ilgilenmemesi üzerine davacının bakılmayacağını ve kandırıldığını anlayarak süresi içerisinde eldeki davayı açtığı, davacının akit anında bakılmayacağını bilseydi yaşadığı ev de dahil olmak üzere tüm malvarlığını davalıya devretmeyeceğinin kuşkusuz olduğu, davalı tarafından bakılıp gözetileceğine inandırılıp bu yönde davacının iradesi yanıltılarak hile ile temliklerin yapılmasının sağlandığı anlaşılmaktadır.

Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

05.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.