Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2907 E. 2024/5716 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı miras payına yönelik açılan tapu iptal ve tescil davasında hak düşürücü süreye uyulup uyulmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların Hazine adına tescil tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davaların bu süre geçtikten sonra açılmış olması gözetilerek, davanın usulden reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/259 E., 2024/437 K.

KARAR : Usulden Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/314 E., 2023/421 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kadastro öncesi nedene dayalı miras payına yönelik açılan tapu iptal ve tescil; olmadığı takdirde tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili dava dilekçesi ile; kök muris ... ve ...'a ait tapuda Mayıs 1328 daimi defter numarası 3, cilt 3, sayfa 116, sıra 39'da kayıtlı 944 dönüm atik tarlanın ¼ hissesinin, Mayıs 1328 daimi defter numarası 3, cilt 3, sayfa 116, sıra 42'de kayıtlı 80 dönüm atik tarlanın ¼ hissesinin, Mayıs 1328 daimi defter numarası 3, cilt 3 sayfa 115, sıra 37'de kayıtlı 472 dönüm atik tarlanın ¼ hissesinin, Mayıs 1328 daimi defter numarası 3, cilt 3, sayfa 116, sıra 44'te kayıtlı 472 dönüm atik tarlanın ¼ hissesinin, Mayıs 1328 daimi defter numarası 3, cilt 3, sayfa 116, sıra 43'te kayıtlı 472 dönüm atik tarlanın ¼ hissesinin, Mayıs 1328 daimi defter numarası 3, cilt 3 sayfa 116, sıra 45'te kayıtlı 472 dönüm atik tarlanın ¼ hissesinin, Mayıs 1328 daimi defter numarası 3, cilt 3 sayfa 116, sıra 41'de kayıtlı 472 dönüm atik tarlanın ¼ hissesinin, Mayıs 1328 daimi defter numarası 3, cilt 3 sayfa 116, sıra 38'de kayıtlı 472 dönüm atik tarlanın ¼ hissesinin, Mayıs 1328 daimi defter numarası 3, cilt 3 sayfa 116, sıra 40'ta kayıtlı 472 dönüm atik tarlanın ¼ hissesinin davacılar hissesi oranında tapuya tesciline, bu talebin reddi halinde uygulanmayan hisseleri karşılığında davacıların uğramış olduğu müsbet zarar sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili 08.05.2013 tarihli dilekçesi ile dava konusu taşınmazların Batman ili, Alkan köyü, 14 ve 33 numaralı parseller olduğunu beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süreye uğradığını, davacının dava konusu taşınmazın miras yoluyla intikal ettiği iddiasına dayanmasına göre tek başına dava açamayacağından usule ilişkin itirazlarının öncelikle dikkate alınarak itirazları doğrultusunda davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, bu taleplerinin yerinde görülmemesi durumunda haksız ve usule aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.11.2018 tarihli 2012/564 Esas, 2018/357 Karar sayılı ilamıyla davacının murisi adına kayıtlı taşınmazın yolsuz tescil ile davalı Hazine adına tescil edildiği iddiasına dayalı olarak kendi payına hasren tek başına dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.05.2019 tarih 2019/109 Esas, 2019/586 Karar sayılı kararıyla; murisin terekesine göre üçüncü kişi konumunda olan kişiler aleyhine miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil davasının, tereke adına açılmış bir dava bulunmadığından diğer mirasçıların muvafakatinin alınması, diğer mirasçılar adına dava açılıp birleştirilmesi ya da terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilerek görülmesinin mümkün olmadığı, davanın bu nedenle aktif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davacının tapu iptali ve tescile yönelik asli talebinin bu gerekçeyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğine göre tazminata yönelik fer'i talebinin de değerlendirilmesinin bu aşamada mümkün bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 08.02.2022 tarih 2021/3715 Esas 2022/834 Karar sayılı kararıyla; davacı vekilinin asıl dava (2012/564 Esas 2018/357 Karar sayılı) yönünden yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına; birleştirilen 2018/135 Esas, 2018/300 Karar sayılı dava yönünden yapılan incelemede ise davacı vekili tarafından istinaf edildiği halde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bu dosya yönünden bir inceleme yapılmadığı anlaşıldığından birleştirilen dosya yönünden istinaf incelemesi yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine işaret edilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin 17.05.2023 tarihli 2022/1493 Esas, 2023/485 Karar sayılı kararı ile; dava dosyasının İlk Derece Mahkemesince birleştirilen 2018/135 Esas sayılı dava dosyası yönünden bir karar verilmek üzere Yerel Mahkeme olan Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/314 Esas 2023/421 sayılı kararı ile davacıların terekeye göre üçüncü kişi konumunda olan davalıya karşı kendi hisseleri nispetinde dava açmaları ve terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olması nedeniyle; birleştirilen Batman 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/135 Esas sayılı dava dosyası yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; veraset ilamına göre kök murisin davacılar dışında başka mirasçıları da olduğu, murisin terekesine göre üçüncü kişi konumunda olan kişiler aleyhine miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil davasının, tereke adına açılmış bir dava bulunmadığından diğer mirasçıların muvafakatının alınması, diğer mirasçılar adına dava açılıp birleştirilmesi ya da terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilerek görülmesinin mümkün olmadığı, bu bakımdan asıl davada olduğu gibi birleştirilen dava yönünden de aynı gerekçe ile davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın aktif husumetten reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, diğer mirasçıların muvafakatının alınması veya terekeye temsilci atanması için kendilerine süre verilmesi gerektiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı miras payına yönelik açılan tapu iptal ve tescil; olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640, 701 ve 702. maddeleri,

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Çekişmeli 33 parsel sayılı taşınmaz hükmen 27.10.1967 tarihinde Hazine adına, 14 parsel sayılı taşınmaz ise hükmen 23.11.1981 tarihinde Hazine adına tescil edilmiştir. Asıl dava 16.11.2012, birleştirilen dava ise 06.03.2018 tarihinde 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davaya konu 33 parsel sayılı taşınmazın hükmen 27.10.1967 tarihinde, 14 parsel sayılı taşınmazın ise hükmen 23.11.1981 tarihinde Hazine adına tescil edildiği, eldeki asıl ve birleştirilen davaların hak düşürücü süreye uğradığı ve bu gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine dair kararın, sonucu itibariyle doğru olmasına göre verilen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.