Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2909 E. 2025/1612 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacıya ait olduğunun tespiti ve tapu kaydının iptali istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından taşınmaz üzerinde kadastro tespiti tarihinden itibaren geriye doğru yirmi yıl içinde imar ve ihya faaliyetlerinin tamamlanarak zilyetliğin başladığının ispatlanamaması gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1388 E., 2024/268 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yusufeli Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/254 E., 2021/76 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; Artvin ili, Yusufeli ilçesi, ... Mahallesi, ... mevkii 428 ada 6 parsel sayılı taşınmazın yapılan kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın bir kısmının İlmihan’a diğer kısmının ise diğer davacılara ait olduğunu, taşınmazın çok eski zamandan beri tarım amaçlı kullanıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile bu parselin içerisinde kalan ve detaylı sınırlarını keşif mahallinde gösterecekleri ... Mahallesi tarafındaki kısmının anılan parselden ifraz edilerek İlmihan adına tesciline, geri kalan kısmın ise aynı ada parsel numarası ile ..., ..., ... ve ...'ya yasal miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemişler, tensip zaptı ile İlmihan haricindeki davacıların taleplerine ilişkin olarak açılan dava tefrik edilerek yeni esasa kaydedilmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine; taşınmazın mera olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını, davacının iddialarının soyut nitelikte olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların fen bilirkişisinin 03.07.2019 tarihli raporu ve ekindeki (EK-1) krokide (C) harfi ve gri renk ile gösterilen 199,87 m2’lik bölüme ilişkin talebinin dava konusu olmayan 428 ada 7 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığından reddine, dava konusu 428 ada 6 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 03.07.2019 tarihli raporu ve ekindeki (EK-1) krokide (A) harfi ve sarı renk ile gösterilen 487,30 m2’lik bölümüne ilişkin değerlendirmede ise mahalli bilirkişilerin ve tanıkların beyanları gözetildiğinde dava konusu taşınmazın ...'a ait olduğu, ...'a da atalarından intikal ettiği, ...'ın 1973 yılında vefat etmesinden sonra mirasının mirasçılar arasında taksim edildiği ve dava konusu taşınmaz içerisinde kalan ve (A) harfi ile gösterilen kısmın davacılardan ...'a kalan taşınmaz olduğu, ...'ın 40 yıl kadar önce evlenerek Gebze'ye taşındığı, keşif tarihinden 3-4 yıl öncesine kadar dava konusu taşınmazın ekilip biçilmediği, zilyetliğin terk edildiği, davacı ...'ın kardeşleri olan diğer davacıların ... adına dava konusu taşınmazdaki kendiliğinden biten otları 3-4 yıldır biçtikleri ancak herhangi bir ekim dikim faaliyetinin olmadığı, dava konusu taşınmazın da 1989 tarihli hava fotoğraflarında dere taşkın sahası vasfında olduğu, 2002 tarihli hava fotoğrafında ise imar-ihya edildiği ve tarımsal faaliyette bulunulduğunun anlaşıldığı, dava konusu taşınmazın imar-ihyasının tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro tespit tarihi olan 2001 yılı esas alınarak hesaplama yapıldığında dava konusu taşınmazda en geç 1981 yılında imar-ihya çalışmasının tamamlanarak ekonomik amaca uygun zilyetliğin başlamış olması gerektiği, ne var ki 1983 yılı hava fotoğrafında çekişmeli taşınmazın dere taşkın sahası içerisinde kaldığı, kaldı ki taşınmazın sınırında bulunan ve davacı vekilinin ıslah dilekçesinde bahsedilen yolun da 2000-2005 yılları arasında inşa edildiği, dolayısıyla davacı taraf lehine kadastro tespit tarihi itibariyle imar-ihya ve zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle:

Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kök rapora ve ek raporlara karşı itirazları giderilmeden karar verildiğini, bilirkişilerin hava fotoğraflarını dosyaya sunmadıklarından raporun denetlemeye elverişli olmadığını, kadastro tutanaklarının askıya 2011 yılında çıkarıldığını, bu nedenle 20 yıllık sürenin buradan başlaması gerektiğini, hak düşürücü sürenin tespit tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren geçerli olduğunu, tespit tarihinde askı işlemi gerçekleşmediğinden ve tespit tutanakları kesinleşmediğinden zilyetlik sürelerinin başlangıcında esas alınmasında tespit tarihlerinin hiçbir önemi olmadığını, dava konusu taşınmazdaki davacıların ve murislerinin zilyetliğinin 1960 yıllardan bu yana olduğunu bilgisine başvurulan kişilerin beyan ettiğini, fen bilirkişisinin dosyaya sunduğu 1989 ve öncesine ait hava fotoğraflarını kabul etmediklerini, taşınmazın mahalli bilirkişilerin hepsinin beyanında geçtiği üzere hiçbir zaman dere yatağı vasfında olmadığını, sadece dava konusu taşınmazın 45-50 metre yan tarafında bulunan kuru dereden gelen bir kaç sel olayında taşkına uğradığını ve davacıların murisleri tarafından ihya edildiğini, hava fotoğraflarının bir kaç kez dava konusu taşınmazın yanında bulunan kuru dere yatağının taşkınına maruz kaldığı dönemlerde çekilme ihtimali de bulunduğunu, Google Earth uydu görüntüsünde dava konusu taşınmazın 2001 yılında da tarım arazisi olduğunu, taşınmazın hiçbir dönem Barhal çayı içerisinde kalmadığını, mevcut dere yatağı ile dava konusu taşınmaz arasında 5 metrelik Yusufeli Belediyesince yaptırılmış bir beton yol bulunduğunu, mahalli bilirkişilerin 35-40 yıldır davalı taşınmazın aynı şekli ile kullanıldığını beyan ettiklerini, farklı bir harita mühendisinden hava fotoğrafları değerlendirmesinin istenilmesini istediklerini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğinden; kadastro çalışmalarında Artvin ili, Yusufeli ilçesi, ... Mahallesi, ... mevkii 428 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tespitinin 21.12.2001 tarihinde ham toprak vasfı ile Hazine adına yapıldığı, askı süresi içerisinde tespite itiraz edilmesi üzerine Yusufeli Kadastro Mahkemesinin 2011/110 Esas, 2012/62 Karar sayılı kararı ile taşınmazın bir kısmının dava konusu taşınmazdan ayrılarak itiraz eden ... adına, kalan kısmın ise Hazine adına tesciline karar verildiği, Mahkeme kararı ile ayrılan kısmın 428 ada 7 parsel numarasını aldığı ve sonrasında kamulaştırıldığı, eldeki davanın 29.06.2018 tarihinde açıldığı, İlmihan dışındaki davacıların davasının tensip zaptı ile tefrikine karar verildiği görülmüştür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı ...'dan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.