"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1259 E., 2024/35 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/11 E., 2021/123 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde özetle; davaya konu taşınmazın murisleri ...'ın kullanımında iken murisin 1993 yılında vefat etmesi üzerine kendilerine intikal ettiğini, kadastro çalışmaları sırasında davacıların mahalde bulunmamaları nedeniyle taşınmazın davalı adına tespit gördüğünü, bu durumun öğrenilmesinden sonra davalı ile görüştüklerini ancak davalının bu durumu kabule yanaşmadığını belirterek söz konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacılar yönünden hak düşürücü sürenin dolduğunu, dava konusu taşınmazın ... tarafından bakımına yardımcı olması nedeniyle kendisine verildiğini, kadastro tespitinde davacıların da hazır bulunduğunu, sonradan haberdar olmalarına ilişkin iddianın gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu taşınmazın kadastro tespitinin 01.02.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra 07.01.2021 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar istinaf dilekçesinde; muris ... mirasçıları olduklarını, murisin tüm mirasçılarının taşınmazda malik olmaları gerekirken muris tarafından yapılan temlik sonucunda davalı adına tespit gördüğünü, bu durumun da muris muvazaası olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve bu davanın herhangi bir süreye tabi olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu taşınmazın kadastro tespitinin 01.02.2008 tarihinde kesinleştiği buna karşılık eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davacılar her ne kadar davanın muris muvazaası olarak nitelendirilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de söz konusu iddianın kadastro tespiti öncesinde meydana gelmesi nedeniyle bu durumun davanın kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olma niteliğini değiştirmeyeceğini ve her halükarda on yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanması gerektiğini belirterek davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle; murisin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla söz konusu taşınmazı davalıya devrettiğini ve bu durumun muris muvazaası olarak değerlendirilmesi gerektiğini, mirasçılar arasında hak düşürücü sürenin işlemeyeceğini, mevcut davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesinin yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro çalışmaları sonucu, Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde yer alan 321 ada 7 parsel sayılı taşınmaz davalı ... adına tespit edilmiş, tespite itiraz edilmemesi üzerine kadastro tutanakları 01.02.2008 tarihinde kesinleşmiştir.
3. Dava konusu taşınmaza yönelik davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 07.01.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ... tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.