"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1755 E., 2022/2213 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/26 E., 2021/154 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, ... Mah., 18 parsel sayılı 51,40 m2 yüz ölçümlü ... Vakfından icareli taşınmazın tamamının 21.04.1304 tarih 4220 umum 2910 sıra numaralı tapu kaydına istinaden 1950 yılında ... oğlu ... adında tescil edildiğini, Üsküdar 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.05.1995 tarih, 2995/187E.-1995/324K. sayılı ilamıyla İstanbul Defterdarının kayyım tayin edildiğini, Üsküdar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.02.2007 tarih 2005/245E.-2007/41K. sayılı ilamıyla kayyımla idare süresinin 10 yılı doldurduğu ve ... oğlu ...'ın bulunmaması nedeniyle adı geçenin gaipliğine, tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline karar verildiğini, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. madde hükümlerinin açık olduğunu, taşınmazda vakıf şerhinin devam ettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; taşınmaz vakfa ait ise vakfın mutlaka vakfiyesinin bulunması gerektiğini, taşınmazdaki vakıf şerhinin araştırılması gerektiğini, vakfın sadece aşar ve rüsumu vakfedilen gayrisahih vakıflardan olabileceğini, bu şekildeki vakıflarda taşınmazların vakfına rücu etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.04.2021 tarihli ve 2020/26E., 2021/154K. sayılı kararı ile sûbut bulan davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın hüküm tesisi yoluna gidilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 30.12.2022 tarihli ve 2021/1755E., 2022/2213K. sayılı kararıyla; 5737 sayılı Yasa’nın 17. maddesi şartları oluştuğu gerekçesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçelerinde; istinaf başvurusundaki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297. maddesi.
3. Değerlendirme
Dava konusu 272 ada 18 parsel sayılı 51,40 m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazın kadastro çalışmasında 21 Nisan 1304 tarih 2910 nolu tapu kaydına istinaden ... oğlu ... adına tespit edildiği ve 07.07.1950 tarihinde adına tescil edildiği, kayıt malikine Üsküdar 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.05.1995 tarih, 2995/187E-1995/324K. sayılı ilamıyla İstanbul Defterdarının kayyım tayin edildiği, Üsküdar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.02.2007 tarih 2005/245E.-2007/41K. sayılı kararla, kayyımla idare süresinin dolduğu gerekçesiyle ... oğlu ...'ın gaipliğine, taşınmazın ... adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz edilmediğinden 21.02.2008 tarihinde kesinleştiği ve 21.05.2008 tarihinde ... adına tescil edildiği, taşınmazın ... Vakfından olduğuna ilişkin şerh bulunduğu anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
Öte yandan; harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın ve aleyhine olsa bile re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Mahkemece, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına karar verilip davacı tarafından yatırılan harçların davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, harç hakkında hüküm kurulmadan sadece davacıdan tahsil edilen harçların iadesi yerine de “tebliğine” şeklinde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Ne var ki, anılan hususun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının 3 numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine “Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan 2.049,30 TL peşin harç, 3.500,90 TL tamamlama harcı ve 54,40 TL başvuru harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine” ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.