Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3037 E. 2025/2796 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tespit ve tescil edilen taşınmazın yarı hissesinin davacıların mirasbırakanına ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, taraflar arasında taksim yapıldığı iddiasının ve davacıların aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı ile davacıların mirasbırakanı arasında yapılan taksimin, davalının taksime konu taşınmaz üzerinde hak iddia edip dava açması ve bu dava sonucunda taşınmazın bir kısmının davacıya tesciline karar verilmesiyle bozulduğu, bu nedenle de davacıların mirasbırakanının taşınmaz üzerindeki payının bulunduğu gözetilerek, davacıların aktif dava ehliyetinin de bulunduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/139 E., 2024/785 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazımiye Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/55 E., 2019/47 K.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda Tunceli ili, ... ilçesi, ..... köyünde bulunan ... ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı amcaları adına tespit ve tescil edildiğini, kadastro tespitinin gerçeği yansıtmadığını, çekişme konusu taşınmazın yarı payının kendilerine, yarı payının davalı amcaları ...’a ait olduğunu, davalı adına yapılan tespit ve tescilin hatalı olduğunu ileri sürerek 110 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.

2. Asli müdahiller .... ve ....ı vekili asli müdahale dilekçesinde; davacıların ileri sürdüğü iddiaları yineleyerek taşınmazın tapu kaydının 1/2 payının iptali ile asli müdahiller ve davacılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu .... ada 6 parsel sayılı taşınmazı tespit öncesinde davacıların babaları ... ile birlikte kullandıklarını ancak aralarında yapmış oldukları taksim neticesinde dava dışı 110 ada 7 parselin davacıların babaları ...'a, dava konusu 110 ada 6 parsel sayılı taşınmazın da kendisine düştüğünü, kadastro tespitinin davacıların babasının bilgisi dahilinde yapıldığını, davacıların amcaları olarak dava dışı 110 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan hakkından davacılar lehine feragat ettiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Nazımiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.11.2019 tarih ve 2018/55 Esas, 2019/47 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazı davacıların babası ... ile davalı ...’ın birlikte kullandıkları, davacıların babası ...’ın kadastro çalışmaları sırasında köyde bulunduğu, hatta bilirkişilik yaptığı, davalının ise kadastro çalışmaları sırasında orada bulunmadığı, ... ile kardeşi İbrahim arasında kadastro çalışmaları sırasında taksim yapıldığı ve yapılan bu taksim gereği dava konusu taşınmazın davalı adına tespit ve tescil edildiği, davacıların babalarının ölümünden sonra bu davayı açmalarının dürüstlük kurullarına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

Nazımiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.11.2019 tarih ve 2018/55 Esas, 2019/47 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı ve asli müdahiller vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 04.11.2021 tarih ve 2020/1070 Esas 2021/2021 Karar sayılı kararıyla; davacılar tarafından dava konusu taşınmazın 1/2 payının mirasbırakan babaları ...’a ait olduğunun iddia edilerek kendi adlarına tescil talebi ile dava açıldığı, davanın tereke adına açılmadığı, davacılar dışında başka mirasçı bulunduğu, diğer iki mirasçı davaya müdahil olsa da dava konusu taşınmazın iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, tüm mirasçılar adına tescil istenilmediğinden dava dışı diğer mirasçıların davaya katılımlarının sağlanması veya miras şirketine temsilci tayin edilmesi yoluyla dava şartının sağlanmasının veya davaya devam edilmesinin mümkün bulunmadığı, aktif dava ehliyetinin sonradan giderilemeyeceği, eldeki davada davacılar ve asli müdahillerin 3. kişiye karşı kendi adlarına tescil talebi ile dava açtıkları, aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davacılar ve asli müdahiller vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.11.2021 tarih ve 2020/1070 Esas 2021/2021 Karar sayılı kararının süresi içinde davacı ve asli müdahiller vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 10.10.2023 tarih ve 2022/386 Esas 2023/5358 Karar sayılı kararı ile; davacıların dava konusu 110 ada 6 parsel sayılı taşınmazın yarı payının mirasbırakanları ...’a ait olduğu halde kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın tamamının davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu, muris ...’ın davacılar dışında kalan tüm mirasçılarının da davaya asli müdahil olarak katıldığı ve asli müdahale taleplerinde taşınmazın mirasbırakanları ...’ye ait olduğunu belirterek davacılar ve kendileri adına tescil talebinde bulundukları, bu durumda eldeki davada dava dışı mirasçı bulunmadığı; davacıların ve asli müdahillerin talepleri birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakan ...’den gelen taşınmaz için tereke adına talepte bulunulduğunun açık olduğu, bu nedenle, eldeki davada davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunduğu gözetilerek İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen ret kararının esasa ilişkin inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya arasına celp edilen Nazımiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/33 esas sayılı dosyasında dava dışı 110 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak eldeki davanın davacıları ... ve ... tarafından tapu kayıt maliki... aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında eldeki davanın davalısı ... tarafından 08.10.2019 havale tarihli dilekçe ile 110 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde hak iddiasında bulunularak söz konusu dosyaya asli müdahil olunduğu, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde ise asli müdahil ...'ın davasının kabulü ile 110 ada 7 parselin davalı... adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile dosya kapsamında mevcut fen bilirkişi raporu ekinde mevcut krokide (B) harfi ile gösterilen 152,76 m² lik kısmının ifraz edilerek asli müdahil ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği ve söz konusu kararın 10.06.2022 tarihinde kesinleştiği, bu haliyle taraflar arasında geçerli bir taksimin varlığı kabul edilse bile davalı ... tarafından taksime konu edilen ve davalılar murisi ...'a bırakıldığı savunulan dava dışı 110 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde hak iddiasında bulunulması suretiyle asli müdahil olunması ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde lehine tescil kararı verilmiş olması nazara alındığında taraflar arasındaki taksimin bozulduğunun kabulünün gerekeceği, hal böyle olunca dava konusu 110 ada 6 parsel sayılı taşınmazda davalı ... ve davacılar murisi ...'ın eşit bir şekilde pay sahibi olacakları belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararının yetersiz gerekçe içerdiğini, dava konusu taşınmazın davalının kullanımında olduğunu ve davalı ile davacılar murisi arasında taksim yapıldığının tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile ispatlandığını, davacılar murisinin kadastro çalışmalarında köyde bulunduğunu ve tespit bilirkişisi olarak görev yaptığını, davacılar murisin vefatından sonra mirasçıları tarafından eldeki davanın açılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacıların tereke adına dava açmadığını bu nedenle davanın aktif dava ehliyeti yönünden reddinin gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Kadastro sonucunda; Tunceli ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan ... ada 6 parsel sayılı sayılı 2.886,19 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz irsen intikal ve taksim nedeniyle senetsizden davalı ... adına tespit edilmiş, kadastro tespiti 16.05.2012 tarihinde kesinleşmiştir.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 5.120,91 TL

bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.