Logo

1. Hukuk Dairesi2024/304 E. 2025/876 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın rücu şartlı bağış yaptığı oğlunun ölümünden sonra rücu şerhini terkin etmesi nedeniyle, mirasçının tapu iptali ve tescil talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın rücu şartlı bağış yaptığı oğlunun ölümünden sonra, kendi iradesiyle rücu şerhini terkin ederek bağışladığı taşınmazın oğlunun mirasçılarına intikal etmesini sağladığı ve bu irade değişikliğinin geçerli olduğu gözetilerek, mirasçının tapu iptali ve tescil talebinin reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/919 E., 2023/1890 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/275 E., 2021/82 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakan babası ...’un 594 parsel sayılı taşınmazını 03.12.1973 tarihinde davalıların mirasbırakanı olan oğlu ...’e, kendisinden önce ölümü halinde kendisine rücu edilmek şartıyla bağış suretiyle devrettiğini, ... ...’un taşınmazı bağışlayan babası ...’tan önce öldüğünü, bu durumda rücu şartının gerçekleştiğini ve taşınmazın mirasbırakan ... mülkiyetine dönmesi gerekirken ... ...’un mirasçılarına intikal ettirildiğini, ayrıca temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında 18.03.2020 tarihli dilekçesi ile talebini bedele dönüştürdüğünü, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; mirasbırakan ...’un 22.11.1988 tarihinde lehine tesis edilen rücu şerhinin terkinini talep etmesi üzerine, taşınmazdaki rücu şerhinin tapu kaydından terkin edildiğini, taşınmazın bağış suretiyle devredildiğinden muris muvazaası şartlarının oluşmadığını, tenkis isteği yönünden ise davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.01.2021 tarih 2018/275 Esas, 2021/82 Karar sayılı kararı ile; muris ...'un 03.12.1973 tarihinde taşınmazını oğlu ... ...’a rücu şartıyla bağışladığı, 08.02.1984 tarihinde ... ...'un öldüğü, 22.11.1988 tarihinde muris ...'un tapu kaydında bulunan rücu şartıyla yapmış olduğu bağışın rücu şartından vazgeçerek rücu şerhinin terkinini talep ettiği, bunun üzerine taşınmazın ... ...'un mirasçıları olan davalılara intikalinin yapıldığı, murisin hayatta iken taşınmazı aslına rücu ettirip adına kayıtlı hale getirmek için herhangi bir başvuruda bulunmadığı, yapılan temlik işlemin geçerli olduğu, gizli bir bağış niteliğinde olmadığı, bu nedenle muvazaalı sayılamayacağı, muris ...'un 15.08.1989 tarihinde öldüğü, bu tarihte 743 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun yürürlükte bulunduğu, söz konusu Kanun'un 513. maddesine göre tenkis talebi yönünden 5 yıllık zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, davalının zamanaşımı itirazında bulunduğu, davacının tenkis talebinin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 22.11.2023 tarih 2021/919 Esas, 2023/1890 Karar sayılı kararı ile; davanın bağıştan rücu ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkin olduğu, bağışlanan ...'in 1984 yılında bağışlayandan önce öldüğü, dolayısı ile rücu şartının gerçekleştiği kabul edilmeli ise de bağışlayanın 1988 yılında rücu şartından vazgeçerek tapudaki şerhi kaldırdığı, taşınmazın aynı gün ... mirasçılarına intikal ettirildiği, bağışlayanın baştaki iradesinin ...'in mirasçılarının taşınmazdaki haklarını kısıtlamaya yönelik olduğu ancak iradesini değiştirerek taşınmazın mirasçılara geçmesini amaçladığı, bağışlayanın iradesine üstünlük tanınması gerektiği gözetildiğinde bu sebeple açılan davanın reddinde isabetsizlik bulunmadığı, tenkis isteği yönünden ise 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 17. maddesinde, mirasçılık ve mirasın geçişinin miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceğinin öngörüldüğü, mirasbırakan 01.01.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 01.01.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanacağı, bu durumda murisin ölüm tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Müruruzaman" başlığını taşıyan 513/1 maddesinin; "Tenkis davası, mirasçılar mahfuz hisselerine tecavüz edildiğini öğrendikleri günden itibaren bir sene ve herhalde vasiyetnameler hakkında açıldıkları tarihten, diğer tasarruflar hakkında mirasın açılmasından itibaren beş sene geçmesiyle sakıt olur." hükmünü içerdiği, anılan maddede öngörülen sürelerin geçirildiği, bu nedenle tenkis isteği yönünden de davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/(1).b.1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından rücu şartıyla bağışlandığını, bu nedenle koşulun gerçekleşmesi halinde bağışa konu şeyin iadeten temlikine veya teslimine gerek kalmaksızın mülkiyetinin kendiliğinden bağışlayana geri dönmesi gerektiğini, bu nedenle ... ...'un 08.02.1984 tarihinde ölümü üzerine mülkiyetin kendiliğinden tekrar muris ...’a dönmesi gerektiğini, bu nedenle 22.11.1988 tarihinde yapılan rücu şerhinin terkin işleminin usul ve yasaya uygun olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, bağıştan rücu ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1324 doğumlu mirasbırakan ...’un 15.08.1989 tarihinde ölümü üzerine, geriye mirasçı olarak davacı kızı ... ile dava dışı eşi ... ve kendinden önce ölen oğlu ...’ten olma davalı torunları ..., ... ve ...’nın kaldıkları, mirasbırakanın, maliki olduğu 594 parsel sayılı taşınmazını 03.12.1973 tarihinde kendisinden evvel ölümü halinde yine kendisine rücu etmek şartıyla oğlu ...’e bağış suretiyle devrettiği, ...’in muristen önce 08.02.1984 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ... ile çocukları ..., ... ve ...’in kaldığı, muris ...’un 22.11.1988 tarihli 8947 yevmiye nolu işlemle 594 parsel sayılı taşınmazın bağışına ilişkin rücu şartından vazgeçtiğini beyan ederek rücu şerhinin terkinini talep etmesi üzerine, taşınmazdaki rücü şerhinin terkin edilerek 22.11.1988 tarihinde taşınmazın ... ... mirasçılarına intikalinin yapıldığı anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.