Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3107 E. 2024/5595 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazların davacıya ait olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, bazı davalıların davayı kabul etmesine rağmen mahkemenin bu hususu dikkate almaması ve eksik hüküm kurması nedeniyle uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların bir kısmının açıkça davayı kabul etmelerine rağmen, mahkemenin bu kabul beyanlarını dikkate almayarak eksik ve infaza elverişli olmayan bir hüküm kurması, ayrıca kadastro sonrası yeni parsel numaraları yerine eski parsel numaraları üzerinden hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/53 E., 2021/6 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; Kars ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 110 ada 1, 114 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında 1/6’şar paylarla mirasbırakanı .... ve davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, oysa dava konusu taşınmazların uzun yıllardır kendi zilyet ve tasarrufunda olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü ile mirasçıları davaya devam etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ....,...,...,...,... ve ... davayı kabul ettiklerini bildirmişler, diğer davalılar davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Selim Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.10.2004 tarihli ve 1999/82 Esas, 2004/715 Karar sayılı kararıyla; mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik nedeniyle taşınmaz edinilmesinin mümkün olamayacağı, 110 ada 1 ve 114 ada 2 parsellerin kadastro tutanaklarının mahsus sütunlarında yazılı tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı, 114 ada 3 ve 4 parseller üzerinde de davacının zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.10.2005 tarihli ve 2005/3587 Esas, 2005/7146 Karar sayılı kararıyla; “ çekişme konusu 110 ada 1 parsel 02.07.1937 tarih, 25 ve 24.05.1976 gün, 26 numaralı tapu kayıtlarına, 114 ada 2 parsel aynı tarih, 26 ve 27 numaralı tapu kayıtlarına göre bir kısım davalılar ve miras bırakanları adına, 114 ada 4 parselde kayıt miktar fazlası olması nedeniyle aynı kişiler adına tespit ve tescil edilen yerlerdir. Dosya arasındaki belgeler ve tapu kayıtlarına göre davacı ... dava konusu parsellere revizyon gören tapu kayıt maliklerinden ... ...’ın mirasçısıdır. Davacı, bu yerlerin öteden beri zilyetliği altında bulunduğunu bildirmiş ise de toplanan deliller ve dosya içeriğine göre 110 ada 1 ve 114 ada 2 parselin yukarıda tarih ve sayısı yazılı tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı ve 114 ada 4 parselle birlikte tarafların zilyetliğinde bulunan yerlerdir. Taksim olgusu ileri sürülmediğine ve mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinilemeyeceğine göre yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmaktadır. Ne var ki, az önce de açıklandığı üzere davalılar ....,...,...,...,.... ve ...davayı kabul ettiklerini yazılı olarak Mahkemeye bildirmişler, daha sonra da kabul beyanlarından dönmüşlerdir. Ancak kabul beyanlarından dönmelerini gerektiren ve iradeyi bozan herhangi bir neden de açıklamadıklarına göre bu beyanlarıyla bağlıdırlar. Adları yazılı davalıların kabul beyanları gözönünde tutularak onlar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken tüm davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Selim Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.11.2010 tarihli ve 2006/297 Esas, 2010/131 Karar sayılı kararıyla; davanın davayı kabul eden davalılar yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden davanın reddine, Kars ili .... ilçesi 101 ada 1 parsel, 114 ada 1, 2, 3, 4 parsel sayılı taşınmazlarda davayı kabul eden davalılar adına olan 13/252 payın iptali ile 39/864 payın ... oğlu ...; 39/864 payın .... oğlu ...; 39/864 payın, ... oğlu ...; 39/864 payın ... kızı ...,'a; 39/864 payın ... oğlu ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

C.İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 20.06.2013 tarihli ve 2013/3957 Esas, 2013/9719 Karar sayılı kararıyla; “ ... Mahkemece, hükmü temyiz eden davalılar ... ve ... aleyhine hüküm kurulmadığına göre hükmü temyiz etmelerinde hukuki yararları bulunmamaktadır. Bu nedenle, ... ve ...'ın temyiz isteğinin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE. Davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Dairenin bozma ilamına uyularak Mahkemece verilen hükümde, dava konusu taşınmazlardaki hangi davalıların, hangi miktardaki payının iptaline karar verildiği açıklanmadığı gibi, iptale karar verilen pay oranı (13/252 pay) ile davacılar adına tescile karar verilen pay oranlarının toplamı (195/864) birbiri ile örtüşmemektedir. Hükmün bu haliyle infazının mümkün olmadığı kuşkusuzdur. Mahkemece, nizalı taşınmazlarda 1/6 pay maliki olan ....'ın mirasçılık belgesinin alınması için davacılar vekiline süre ve imkan tanınması, davayı kabul eden ... mirasçıları ...,...,.., ve .....'nin miras paylarının belirlenmesi, dosya arasındaki nüfus kayıtlarına göre....'un 16.08.2006, ....'nin 23.10.2007 tarihinde öldükleri, mirasçılarının davada yer aldıklarının gözetilmesi, ...'nin taşınmazlardaki payının 1/6 olduğu dikkate alınarak ve gerektiğinde bu hususta uzman bilirkişiden rapor alınarak iptal ve tescile karar verilecek payların belirlenmesi, payı iptal edilen davalıların isimlerinin ve iptale karar verilen pay oranlarının infazda duraksamaya yer verilmeyecek şekilde hükümde belirtilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. “ gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D.Mahkemesince İkinci Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar

Selim Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.01.2021 tarihli ve 2014/53 Esas, 2021/6 Karar sayılı kararıyla, bozma ilamında belirtilen gerekçeler benimsenerek, davanın kısmen kabulü ile davayı kabul eden davalılar ... ..... mirasçıları yönünden kabulü ile dava konusu 101 ada 1, 114 ada 1, 2, 3, ve 4 parsel sayılı taşınmazlarda kabul eden davalılar adına olan toplam 640/17280 payın iptali ile 128/17280'er paylarla davacılar....,...,..., ve ..... adlarına, önceden ... .....’dan kendilerine intikal edip adlarına kaydedilen 192/17280’er payları ile birleştirilerek tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davayı kabul eden tüm davalıların dikkate alınmadığını, davalı ...’ın 21.11.2018 ve 08.10.2021 havale tarihli, davalı ...’nun 17.05.2017 havale tarihli kabul dilekçelerinin dikkate alınmadığını, yapılan yargılamada .... kızı ... ile ....ve...kızı ...’nin birbirlerine karıştırıldıklarını, davacının annesi ... ...,...,...,’ın kaydedildiğini, 1992 yılı kadastro çalışmaları edinim tutunakları ölçü ve miktarları, taşınmaz bilgileri, muhdesat bilgileri ve mülkiyet bilgilerinin 02.07.1937 tarihli iskan kaydı ve nüfus kayıtları ile örtüşmediğini, bu hususun dikkate alınmadığını, davacı ...’ın zilyetliğinde bulunan alanların da mirasbırakanı ... .... adına tespit edildiğini, davacı tarafça taşınmazların 20 metre genişliğin dışında ve doğusundaki bölümler için zilyetlik iddiasında bulunulduğunu, bu kısmın tapu kaydı kapsamında olmadığını, bu nedenle bu kısımda diğer mirasçıların hak iddia etmelerinin mümkün olmadığını, bu nedenle taksim olgusunun da ileri sürülemeyeceğini, 114 ada 2 ve 4 nolu parseller ile 110 ada 1 parselin tapu kapsamında olmadığını, bu parsellerde davacının 60 yılı aşkın malik sıfatıyla zilyetliğinin bulunduğunu, ... kızı ... adında birinin mevcut olmadığını, bozma öncesindeki keşif ve bilirkişi raporlarına dayanılmasının doğru olmadığını, dava konusu taşınmazları ne davacının annesi ne de davalıların hiçbir zaman kullanmadıkları, dava konusu taşınmazlarda sadece davacının hakkı bulunduğunu, bir kısım davalıların beyan dilekçelerinin de dikkate alınmadığını, kararın gerekçesiz olduğunu, davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 15. maddeleri

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2, 298/2, 308 ve 311. maddeleri,

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda; Kars ili, .... ilçesi, .... Mahallesi çalışma alanında bulunan 110 ada 1 parsel sayılı 2.152 m2 miktarlı ev ve müştemilatı, 114 ada 1 parsel sayılı 2.478 m2 miktarlı ev ve bostan yeri, 114 ada 2 parsel sayılı 864 m2 miktarlı ev ve bostan yeri niteliğindeki taşınmazların tapu kayıtlarına dayanılarak 1/6'şar paylarla... oğlu...kızı ..., ... ... oğlu ..., .... kızı ...ve ... kızı ... adlarına, 114 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların ise yukarıdaki parsellere ait tapu kaydının miktar fazlası olması nedeniyle aynı kişiler adlarına tespit edildiği,askı ilan süreleri içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitlerinin kesinleşerek taşınmazların tapuya tescil edildiği, .... yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek.1.maddesi gereği yapılan yüz ölçüm ve cins değişikliği işlemleri sonucunda 110 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 452 ada 1 parsel, 114 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 458 ada 1parsel, 114 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, 458 ada 2 parsel, 114 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 458 ada 3 parsel, 114 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise 458 ada 4 parsel sayılı taşınmaz olarak tescil edildiği, taşınmazların halen tespit malikleri adlarına tapuda kayıtlı olduğu, yargılama sırasında dahili davalılar ...,... ..., ..., ..., ...,....,..., ve ... tarafından dilekçeler sunulduğu, sunulan dilekçelerin bir kısmında açık kabul beyanı bulunduğu, bir kısmında ise davanın esası ile ilgili beyanlarda bulunulduğu anlaşılmaktadır.

2. Hemen belirtilmelidir ki; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde ve özellikle, hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin işin esasına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.

Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK'nın 308. maddesinde davayı kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesi olarak tanımlanmış, 309. maddesinin 4. fıkrasında kayıtsız ve şartsız olması gerektiği, 310. maddesinde kabulün, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, 311. maddesinde ise kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı belirtilmiştir.

Somut olaya gelince, davalı ... 09.08.2017 ve 26.11.2018, davalı ... ... 09.08.2017, davalı ... 08.06.2017, davalı ... ... 17.05.2017 ve 01.03.2021, davalı ... 28.05.2018 ve 21.11.2018, davalı ... (...) 21.11.2018, davalı ... 8.10.2021 ve 21.11.2018, davalı ... 12.10.2017, davalı ... 17.10.2017 tarihli dilekçeleri ile davayı kabul ettiklerini beyan etmişler, davalılar ..., ..., ...,..., ve... ise Mahkemeye sundukları dilekçeleri ile davanın esası ile ilgili beyanda bulunarak davacının haklı olduğunu beyan etmişlerdir. 6100 sayılı HMK'nın 308 ve devamı maddelerine göre kabul, davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olup kesin hükmün sonuçlarını doğurmaktadır. Ancak, Mahkemece anılan dilekçelerin göz ardı edilip dikkate alınmaması doğru değildir.

Bununla birlikte; dava konusu taşınmazlarda 1/6'şar payların tarafların mirasbırakanı ... .... adına kayıtlı olduğu (anılan bu payın mirasçılara intikal işleminin yapılmadığı gözetilerek), dava konusu taşınmazlardaki hangi davalıların, hangi miktardaki payının iptaline karar verildiği hükmün gerekçe kısmında açıklanmasına rağmen bu hususun infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kısmında açıkça belirtilmemesi, ayrıca dava konusu taşınmazlarda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek.1.maddesi gereği yapılan yüz ölçüm ve cins değişikliği işlemleri sonucunda 110 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 452 ada 1 parsel, 114 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 458 ada 1parsel, 114 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, 458 ada 2 parsel, 114 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 458 ada 3 parsel, 114 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise 458 ada 4 parsel numarasını aldığı halde kaydı kapatılan parsel numaraları üzerinden hüküm kurulması da isabetli değildir.

Hâl böyle olunca; öncelikle açıkça kabul beyanı bulunan davalılar ...,.... ..... ..., ... (...), ..., ... ve ... yönünden kabul beyanları doğrultusunda (miras payları belirlenerek, mirasbırakanları ...’nin taşınmazlardaki payının 1/6 olduğu da dikkate alınıp iptal ve tescile karar verilecek pay oranları belirtilerek) karar verilmesi, davalılar ..., ..., ... ve... yönünden sundukları dilekçelerinin açıklattırılarak davanın kabulü niteliğinde olup olmadığın değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi, infaza elverişli hüküm kurulması gerekirken, değinilen hususların göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Öte yandan; davalılardan..., ... ve ...’un yargılama sırasında ölümü ile mirasçılarının davaya dahil edilmiş olmasına rağmen karar başlığında bu kişilerin davalı olarak gösterilmesi de doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

14.10.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.