"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2223 E., 2024/400 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/300 E., 2022/193 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Muğla ili, ... ilçesi, .... Mahallesi, 124 ada 42 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalılar ... ve ... adına tespit ve tescil edildiğini, ...’in ölümü üzerine payının davalı mirasçılarına intikal ettiğini, tespit tutanağının 2009 yılında kesinleştiğini, ancak taşınmazın 500 m2'lik kısmının kendisinin zilyetliğinde olduğunu, bu kısmın dedesinden babası...’e, ondan da kendisine intikal ettiğini ileri sürerek davalılar adına kayıtlı bulunan taşınmazın 500,00 m2’lik kısmının tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; davaya konu taşınmazın dedeleri ....’den intikal ettiğini, ...’e de ....’den kaldığını, taşınmazın bir kısmının davacıya ve davacının mirasbırakanına ait olduğunu gösterir herhangi bir delil ya da kayıt mevcut olmadığını, taşınmazın kadastro tespitinin 2009 yılında yapıldığını ve taşınmazın ... ile ... adına tespit edildiğini, tespite herhangi bir itirazın da bulunmadığını, davanın süresinde açılmadığını, babaları ve dedelerinin ölümünden sonra dava konusu taşınmazı kendilerinin kullanmaya başladıklarını, ...’in de bu taşınmazı 1997 yılına kadar ekip diktiğini, ...’in ölümü ile ...'in bu taşınmazı ekip bakacak gücü olmadığından, yaşlı olduğundan köydeki bazı insanlara kiraya vermeye başladığını, o günden bu güne halen taşınmazın davalıların zilyetliğinde olduğunu, bir dönem davacının da bu taşınmazı kiraladığını, ancak taşınmazın uzun süre davacının zilyetliğinde kalmadığını, kiracılarının da davacının emri vaki şekilde taşınmazın bir kısmını sürmüş olduğunu gördüklerini, ancak köy yerinde ayıp olmasın diye ses çıkarmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Marmaris 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.02.2020 tarihli, 2018/673 Esas, 2020/78 Karar sayılı kararı ile; davaya konu edilen taşınmazın 300,44 m2'lik kısmının davacı ve öncesinde davacının ailesine ait olduğu, kadastro çalışması sırasında davalıların taşınmazına dahil edildiğinin toplanan delillerle sabit olduğu, zeminde taşınmazın kullanım şekli, tanık anlatımları ile taşınmazın davacıya ait olduğunun ispatlandığı, ancak taşınmazın miktarı dikkate alındığında ifrazı mümkün olmadığı gerekçesiyle davacıya ait miktarın taşınmazın tamamının yüzölçümüne oranlanmak sureti ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre belirlenen miktar üzerinden davacının 124 ada 42 nolu parselde paydaş kılınmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile 30044/121358 payın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Kaldırma Kararı
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 07.10.2021 tarih ve 2021/252 Esas, 2021/1000 Karar sayılı kararıyla; tapu maliki ...'e ait veraset ilamının çıkartılarak dosyaya ibrazı hususunda davacı vekiline yetki, mehil ve imkan verilip pasif husumet ehliyeti yönünden dosyada gerekli denetim yapılmadan davanın esasına girilerek karar verildiği, kabule göre de Mahkemece yapılan keşifte yerel bilirkişi ve kadastro tespit bilirkişileri dinlenmeden, taraf tanıklarının soyut ve davanın çözümü konusunda yeterli olmayan beyanlarına itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığı, bu nedenle, doğru sonuca ulaşılabilmesi için davacının müstakil veya murislerinden gelen eklemeli zilyetlik süresinin kadastro tespit tarihi olan 2009 yılı itibariyle toplam 20 yılı doldurup doldurmadığının araştırılması, bu kapsamda taraf tanıkları, Mahkemece re'sen seçilecek yerel bilirkişiler ile kadastro tutanağında ismi geçen kadastro tespit bilirkişilerinin somut olaylara dayalı olarak beyanlarına başvurulması, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin kiracılık (icar) ilişkisine mi dayandığı yoksa mülkiyet hakkından mı kaynaklandığı, 2009 yılı kadastro tespit gününden önce, dava konusu edilen ve 124 ada 42 parselde kalan taşınmaz bölümünün ilk olarak kim tarafından, hangi tarihte imar-ihyasına başlandığı, imar-ihyasının hangi yöntemlerle ne zaman tamamlandığı, ilk olarak kim tarafından tarla olarak kullanılmaya başlandığı, sonrasında tespit günü olan 2009 yılına kadar zilyetliğin hangi yöntemlerle, kim tarafından nasıl sürdürüldüğü, kimden kime, en son davacıya hangi hukuksal ilişkiye (satış, hibe, miras, taksim, kira vb.) dayalı olarak geçtiği kadastro tespit tarihi olan 2009 yılı itibariyle davacı lehine 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı hususlarında taraf tanıklarının, yerel bilirkişilerin ve kadastro tespit bilirkişilerinin somut olaylara dayalı beyanlarına başvurulması, davacı yönünden taşınmaz üzerindeki tek başına müstakil davacı zilyetliğinin kadastro tespit günü itibariyle 20 yılı doldurmaması halinde davacının bayii/murisi ve mirasçıları adına ayrı ayrı T.C Kimlik Numaraları dahil, açık kimlik bilgilerinin yazılması ve dava konusu taşınmazın bulunduğu .... ilçesi, .... Mahallesinde belgesizden yapılan taşınmaz tescillerinin tespiti ile bu taşınmazlara ait tapu kayıtları, dayanak kadastro tutanakları, var ise kadastro komisyon kararları, mahkeme ilamları ve dava dosyalarının temini ile dosya içine konulması, bu hususlarda Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve tüm Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden yöntemince araştırma yapılması, ayrıca davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası olması dikkate alınarak taşınmazın ifraz durumu gözetilmeksizin, davanın davacı tarafça yöntemince ispatı halinde dava konusu taşınmaz bölümünün ifrazı ve tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kadastro öncesi nedene dayalı olduğu gözetilmeden, dava konusu taşınmazın ifrazının mümkün olmadığı gerekçesiyle dava konusu taşınmazın tamamına şamil olarak dava konusu olmayan kısımları da içine alacak şekilde davacıya müşterek mülkiyet payı verilmesinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
Marmaris 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.07.2022 tarihli, 2021/300 Esas, 2022/193 Karar sayılı kararı ile; davacı tanıkları ve tespit bilirkişi beyanları dikkate alındığında davaya konu edilen 300,44 m2'lik kısmın evveliyatında davacının babası... tarafından kullanıldığı, babasından davacıya kaldığını, yaklaşık 50/60 yıldır davacı ve babasının zilyetliğinin devam ettiği, ziraatçi bilirkişi raporuna göre de imar-ihyasının kadastro tespitlerinden geriye doğru en az 40-45 yıl öncesinden tamamlanmış olduğunun saptandığı, dolayısı ile dava konusu yerin davacıya ait olduğu, kadastro sırasında yanlışlıkla davalılar adına yazıldığı, davacının miktar ve süre yönünden de zilyetlikle mülk edinme koşullarını sağladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 300,44 m2 kısmın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
D. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının, davalıların murislerine ve davalılara ait olan davaya konu taşınmazın bir kısmı üzerinde hak iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açtığını, davasında zilyetlik nedenine dayandığını, İstinaf Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası dinlenilen mahalli bilirkişilerin beyanlarının çelişkili ve tutarsız olduğunu, hiç bir mahalli bilirkişinin çekişme konusu kısmı davacının babasının kullandığını söylemediğini, davacının davaya konu ettiği arazi üzerinde çok uzun süreli bir zilyetliğinin bulunduğunu ispat edemediğini, bir kısım tanıkların davacının davaya konu ettiği kısmı son bir kaç yıldır kullandığını beyan ettiğini, davacı tarafça iddianın ispat edilemediğini, davacının kullandığı kısım ile davalılara ait olan kısım arasında herhangi bir sınır, taş duvar vb. tarlaları birbirinden ayıran işaret, belirti ve iz mevcut olmadığını, davacının davalılara ait taşınmazı bir dönem kiraladıktan sonra illegal bir şekilde kullanmaya devam ettiğini, Mahkemece kısmen davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
F. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 06.03.2024 tarihli ve 2022/2223 Esas, 2024/400 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece kaldırma kararı sonrası yeniden yapılan keşfe katılan mahalli bilirkişi, kadastro tespit bilirkişileri ve davacı tanıkları ile davalı tanığı ...'un beyanları, keşfe katılan harita mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişi raporuna göre dava konusu 124 ada 42 parsel sayılı taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen 300,44 m2'lik kısmının, öncesinde davacının babası... tarafından malik sıfatıyla zilyet ve tasarruf edildiğinin,....'in ölümünden sonra mirasçıları arasında yapılan taksimde davacıya düştüğünün, kadastro tespit tarihinden önce davacının malik sıfatı ile zilyet ve tasarrufunda bulunduğunun, taşınmazın 50-60 yıldır davacı ve babasının malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğunun, taşınmazın imar-ihyasının 40-45 yıl önce tamamlandığının anlaşıldığı, Mahkemece davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazda, bilirkişi raporu ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 300,44 m2'lik kısmın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerinin tekrarı ile kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi.
3. Değerlendirme
Kadastro çalışmaları sonucu, Muğla ili .... ilçesi .... Mahallesinde bulunan 124 ada 42 parsel sayılı 1.213,58 m2 yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazın, beyanlar hanesinde .... oğlu ....'in ölü olduğu belirtilerek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile belgesizden 3/4 payının davalı ..... oğlu ... ve 1/4 payının bir kısım davalılar murisi .... oğlu .... adına tespit edildiği, tespitin dava açılmadığından 30.01.2010 tarihinde kesinleştiği, çekişmeli taşınmazın halen davalı ... ve bir kısım davalılar murisi ... adına müştereken payları oranında kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.