Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3173 E. 2025/1488 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalılar adına tescil edilen taşınmazların muris muvazaasına dayalı olarak iptali ve davacılar adına tescili ile alternatif olarak tenkis istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitlerine itiraz için öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması, bazı taşınmazlar için kesin hüküm oluşması, davalıların bir kısmının terekeye 3. kişi olması ve tenkise konu muvazaa iddiasının ispatlanamaması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1595 E., 2024/637 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ: Kandıra 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/123 E., 2022/262 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Kandıra ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 104 ada 145 parsel, 108 ada 25 parsel, 109 ada 8, 11 parsel, 110 ada 29, 90, 92 parsel, 112 ada 8, 12, 17, 18 parsel, 113 ada 1 parsel, 118 ada 19, 25, 45, 46, 52, 110, 111, 131, 149 parsel sayılı taşınmazların tarafların muris ...'dan kalan taşınmazlar olmasına rağmen davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların davacılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek muris muvazaası nedenine dayalı olarak tapu kayıtların iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilini, uygun görülmemesi halinde bilirkişi tarafından tespit edilecek bedelin kadastro tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacılara ödenmesini istemiş, tapu iptali ve tescil taleplerinin uygun görülmemesi halinde tenkis talebinde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacıların, dava konusu taşınmazlar hakkında davalılar aleyhinde Kandıra Kadastro Mahkemesinin 2007/447 Esas sayılı dava dosyası ile kadastro tespitine itiraz davası açtıklarını ve bu davadan feragat ettiklerini, bu nedenle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kadastro tespitlerinin 16.07.2007 tarihinde kesinleştiğini, davanın ise 20.03.2019 tarihinde açıldığını, kadastro tespitlerinin kesinleşmesinden itibaren Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davalılardan ... ve İbrahim’in babaları ... sağ olduğundan ... terekesine göre 3. kişi olduklarını ve bu kişilere karşı miras payı istenerek tek başına dava açılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazlar bakımından açılan tapu iptali ve tescil davası ile terditli olarak açılan tenkis davasının sübut bulmadığı gerekçesiyle ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 110 ada 29 parsel ile 108 ada 25 parsel sayılı taşınmazlar yönünden dava tarihinden önce satın alma yoluyla malik olan tapu malikleri ... ile ... yerine önceki maliklerin taraf olarak gösterilmesi nedeniyle bu parseller hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, diğer parseller yönünden 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde yer alan düzenlemeye göre bu nitelikteki davaların kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık süre içinde açılabileceği, somut olayda; dava konusu 113 ada 1 parselin kadastro tespitinin 17.07.2007 tarihinde, diğer dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 09.11.2007 tarihinde Mahkeme kararı ile kesinleştiği, davacıların talebinin kadastro tespitinden önceki sebebe dayandığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra 29.03.2019 tarihinde dava açıldığı, hak düşürücü süre geçirildikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak dava açılamayacağı, bu sebeple İlk Derece Mahkemesince davanın esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, ayrıca hak düşürücü sürenin geçirilmediği kabul edilse bile dava dosyası ile Kandıra Kadastro Mahkemesinin 2007/447 Esas, 2007/321 Karar sayılı dava dosyasının taraflarının, dava sebebinin ve konusunun aynı olması nedeni ile dava konusu 113 ada 1 parsel haricindeki taşınmazların kesin hüküm oluşturduğunu ve yine tespitten önce taşınmazlar tapuda kayıtlı olmadığına ve davalılara hibe yoluyla devredildiğine göre somut olayda muvazaa iddiasının dinlenme olanağının bulunmadığı, hak düşürücü sürenin geçirilmediği kabul edilse bile davacıların, çekişmeli taşınmazların kök murisleri ...'dan kaldığını ileri sürerek miras paylarına yönelik olarak dava açtıkları 113 ada 1 parsel, 110 ada 29 parsel, 108 ada 25 parsel haricindeki diğer taşınmazların tapu kayıt malikleri ... ve ..., babaları ... hayatta olduğundan muris ...'nun mirasçısı sıfatı bulunmayıp bir başka ifade ile murisin terekesine karşı 3. kişi durumunda olup muris ...'nun terekesinin el-birliği hükümlerine tabi olduğu, bu mülkiyet şeklinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp haklarının terekenin tamamını kapsamadığı, terekeye dahil bir taşınmaz için bir mirasçı diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilir ise de aynı taleple 3. kişiye karşı açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığı, miras payına yönelik tescil istemiyle dava açılamayacağı, terditli tenkis davası yönünden dava konusu 109 ada 8 parsel, 110 ada 90 parsel, 112 ada 12 parsel, 118 ada 45 parsel, 118 ada 111 parsel, 109 ada 11 parsel, 118 ada 19 parsel, 118 ada 46 parsel ve 108 ada 25 parselin muris ...'nun terekesine ait olmayıp davalı ... tarafından 3. kişilerden satın alma veya takas yoluyla edinildiği, bu nedenle davacının bu parseller yönünden iddiasını ispat edemediği, diğer parseller yönünden ise 4721 sayılı TMK’nın 564/4. maddesinde düzenlendiği üzere miras bırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmaların tenkise tabi olacağı, somut olayda miras bırakan ... ile davacılar arasında yapılan bağış işleminden önce ve sonra devam eden herhangi bir husumet olmadığı gibi miras bırakan adına kayıtlı 14.552,69 m2 yüz ölçümündeki 118 ada 104 parsel sayılı taşınmaz da dikkate alındığında miras bırakanın saklı payı zedeleme kastı ile hareket etmediği, davacıların miras bırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığını kanıtlayamadıkları, kaldı ki miras bırakan ... ile davalılar ... ve ... arasında yapılan 06.06.2005 tarihli gayrimenkul satış ve zilyetliğin devir ve nakil senedi kapsamında kalıp ivazlı bir kazandırma olduğu, ivazlı akitlerde tenkis hükümlerinin uygulanamayacağı, Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1.maddesi gereğince esastan reddine, re'sen görülen kamu düzenine aykırılık nedeniyle Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden esasıyla ilgili olarak tapu iptali ve tescil davası yönünden dava konusu 110 ada 29 parsel ile 108 ada 25 parsel sayılı taşınmazlar için açılan davanın pasif taraf sıfatı yokluğu yönünden reddine, diğer parseller yönünden davacıların davasının hak düşürücü süresi içerisinde açmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, terditli tenkis talebi yönünden sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ile tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.

Kocaeli ili, Kandıra ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 104 ada 145 parsel, 109 ada 8 parsel, 110 ada 90 parsel, 110 ada 92 parsel, 112 ada 8 parsel, 112 ada 12 parsel, 112 ada 17 parsel, 118 ada 25 parsel, 118 ada 45 parsel, 118 ada 111 parsel, 118 ada 131 parsel sayılı taşınmazlar davalı ... adına; 109 ada 11 parsel, 112 ada 18 parsel, 118 ada 19 parsel, 118 ada 46 parsel, 118 ada 52 parsel, 118 ada 110 parsel, 118 ada 149 parsel sayılı taşınmazlar davalı ... adına; 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı ... adına tespit edilmiş, Kadastro Mahkemesine açılan dava sonucu hükmen tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiştir. Daha sonra 110 ada 29 parsel sayılı taşınmaz 2012 yılında yapılan satış işlemi nedeniyle dava dışı ..., 108 ada 25 parsel sayılı taşınmaz 2012 yılında yapılan satış işlemi ile dava dışı ... adına tapuya tescil edilmiştir.

Dava dışı 118 ada 104 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarafların kök murisi ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

Muris ... 14.10.2018 tarihinde vefat etmiş, geriye mirasçı olarak çocukları davacılar ..., ..., ... ile davalı ... kalmıştır. Diğer davalılar ... ve ... ise murisin torunları ve davalı ...‘nin oğullarıdır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.